banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Afganistan?da helikopter düştü, 12 askerimiz şehit?

 

        Masallarımızda gökten hep üç elma düşerdi. Biri anlatana,  biri dinleyene? Şeklinde olurdu elmaların taksimatı. Yemesek de dimağlarımızdan cümle evrenimize tarifsiz lezzetlerin yayıldığını hissederdik her masalın ardından. Bu mutlu sonlar masallarda kaldı.

       

        18 Mart Şehitler Günü yaklaşırken zihnimde Mehmet Akif Ersoy?un Çanakkale Şehitlerine adlı şiirinden şehitlerimiz gibi ölümsüzlüğü hak etmiş mısralar vardı:

         ?Vurulup tertemiz alnında uzanmış yatıyor

        Bir hilal uğruna Ya Rab ne güneşler batıyor!? gibi her biri bir destan gücünde mısralar?

 

        Baştaki haberle yüreğimde hüzün dalgaları doluştu da 1915?in Anafartalar?ından Conkbayırı?ndan Kanlısırt?ından, ?Şüheda gövdesi dağlar?ından geçerek Mehmetiğimizin tamamen insani amaçla görev yaptığı, işgalciden işgalciye el değiştirip duran şahin bakışlı insanlar diyarına hüzün dolu bir yolculuk yaptım.

 

        Afganistan?da bir helikopter düştü? Düşen helikopterle aynı anda evlatlarının yolunu gözleyen anaların, her gece babasına sımsıkı sarılacağı anın hayalleriyle uyuyan çocukların ve tekmil Anadolu insanının da yüreğine ateş düştü.

 

        Sevmiyorum bu ?düştü? sözcüğünü; çünkü bu kelime nerede kullanılmışsa orada kopkoyu bir hüzün bulutu kaplamıştır ufukları da kolayına dağılmak bilmez. Mesela karlı bir mart günü Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarını taşıyan helikopter için de kullanmışlardı bu uğursuz ?düştü? kelimesini de ardından ezim ezim ezilmişti yüreklerimiz.

 

        Son haberdeki ?düştü? kelimesinin çağrışımlarıyla sürüklendim bir ara. Önce 18. yüz yıl divan şairimiz Şeyh Galip çıktı karşıma. Galip Dede diyordu ki:

        ?Yine zevrak-ı derunum kırılıp kenare düştü

        Dayanır mı şişedir bu reh-i seng-sare düştü?

(Gönül kayığım yine kırılıp kıyıya düştü; bu gönül şişedendir, taşlık yere düştü, dayanması mümkün mü?)

 

        Sonra şair İbrahim Sağır?la karşılaştım. Şairin dünya yolculuğunda bahtına düşenleri yahut düştüğüne şahit olduğu şeyleri dile getirdiği şiirinde, birçok yönden bizi anlattığını yani duygularımıza tercüman olduğunu düşündüm. Düşenlerden şair yüreğinde derin etkiler meydana getirenler bakın neler:

 

 

        ?Başıboş zamanlardan gizli bir melal düştü

        Kuşku bedesteninde kardelene al düştü

 

        Çocuksu düşlerimde seccadesine anam,

        Geçmişin aynasından puslu bir hayal düştü.

 

        Sığındığım rıhtımlar yıkıldı birer birer,

        Bahtıma nahak yere kendimle cidal düştü.            

 

        Akrepten bal bekledim nedamet sahrasında,

        Yıldızlar güldü geçti, başıma Zühal düştü.

 

        Geceler sinsi sinsi pususunu kurarken,

        Mehtabın gül yüzüne hüzünlü bir dal düştü.

 

        Her cefa tufanında kezzap yüklü damlalar

        Acılar harmanında ruhum bi mecal düştü.

 

        Nisyan kelepçe vurdu albümde resimlere,

        Hayatın girdabında hatıralar lal düştü

 

        Hangi gülistandaki mahzun güle ağlayım

         Gurbetin pençesinde yollara muhal düştü.

 

        Umut yaylalarını tayfunlar savurmada,

        İfrit bilmecesinden cevapsız sual düştü.

 

        Vefasızlık burcunda baykuşlar çığlık çığlık,

        Bir buz parçası gibi omzuma hilal düştü.?

 

 

       Maslarımızda gökten üç elma düşerdi. Şimdi enkaz-ı beşer düşüyor.

 

 

        Şehitler Günü?de cümle şehitlerimize rahmetler diliyorum.

       

        Selamların en güzeliyle?

 

        Hacı Halim KARTAL    

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.