Genelkurmay, açıklama yaptı:
“Askeri okullarda darbe yapma dersi verilmiyor.”
Çok sevindim.
İyi de darbeciler nereden yetişiyor?
27 Mayıs 1960 darbesini yapan Cemal Gürsel, Alpaslan Türkeş nereyi bitirdi?
1971 darbesini yapan Memduh Tağmaç, Muhsin Batur, Faruk Gürler nerede okudu?
1980 darbesini yapan Kenan Evren ve ekibi hangi okul mezunu?
28 Şubat 1997’de hükümeti deviren Karadayı, Çevik Bir, Erol Özkasnak, Çetin Doğan, Güven Erkaya, Şener Eruygur, İbrahim Fırtına, Özden Örnek; 27 Nisan muhtırasını yazan Yaşar Büyükanıt; “İrtica Eylem Planı”nı hazırlayan, hazırlatan İlker Başbuğ, Dursun Çiçek, Hasan Iğsız ve ekibi kimden ders aldı?
Darbeciler Kandilli Kız Lisesinden mi mezun oluyor?
Genelkurmaybaşkanı İlker Başbuğ, “İrtica Eylem Planı”nın da bir kâğıt parçası olduğunu, Beykoz’da yerin altından fışkıran lav silahlarının “boru” olduğunu da açıklamıştı.
Açıklamada; askeri liselerin Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Anadolu liselerine denk eğitim verdiği; Harp Okulları, YÖK kanununa göre ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarına göre düzenlendiği de yer almış.
Merak ettiğim nokta, Milli Eğitim Bakanlığı, askeri liselerdeki eğitim ve öğretimi denetleyebiliyor mu?
YÖK’ün Harp Okullarında kanun ve yönetmeliklere aykırı uygulama olup olmadığını denetliyor mu?
Bu denetlemeler yapılıyorsa, yapılamadığını ve yapılmadığını cümle âlem bilir, darbecilerin yetişmesinden kim sorumlu?
Askeri okullara demokrasi eğitimi konmalı, sivil otorite tarafından sıkıca denetlenmeli, kalkınmış ülkelerin demokrasi ile yönetildiği, darbelerin ülkeyi geri bıraktığı, darbelerin geri kalmış ülkelerde yapıldığı, darbecilerin millet iradesine son verdiği çok iyi anlatılmalı.
Bunlar yetmez.
Okullarda öğrencilere sivil toplum bilinci, insan hakları, demokrasi bilinci verilmeli. Sivil toplum örgütleri desteklenmeli ve güçlendirilmeli.
Bir İsveçli 4 sivil toplumuna üye. Amerika, Almanya, İngiltere, Fransa gibi demokrasiyi yaşatan ülkeler sivil toplum cenneti.
Sivil toplum örgütlerinin güçlü olduğu ülkelerde demokrasi yaşatılabilir ve darbeler olmaz.
Genelkurmay’dan, “subaylara darbe yapa dersi verilmiyor” açıklaması yapanlara, Mehmet Baransı ve Tuncay Opçin’in yazdığı Pirus Devşirme Orduların Son Savaşı kitabını tavsiye ederim. Ordu içine yerleşmiş ve örgütlenmiş subayların nasıl psikolojik harp taktikleri uyguladıklarını, medyayı nasıl kullandıklarını, hükümetleri indirme savaşlarını nasıl yürüttüklerini çok iyi anlatıyor kitap.
Darbeleri güçlü, bilinçli, eğitimli sivil toplum önler.
Toplumun okuma bilinci güçlendirilmeli, eğitim ve öğretim seviyesi yükseltilmeli.
Hafta sonu Malatya Kitap Fuarı’nda idim.
Bir Anadolu şehri olan Malatya’nın kitaba, bilgiye, yazara ilgisine hayran kaldım.
Malatya Kitap Fuarı’nda hiçbir fuarda karşılaşmadığım bir centilmenlik ve misafirperverlikle karşılaştım. Okuyucular, hoş geldiniz, nasılsınız, diyerek ev sahibi bilinci ile bize sahip çıktılar. Fuarın beşinci günü orada idim, 400 bine yakın insanın fuarı gezdiğini söylediler.
Fuarın mimarı Malatya Valisi Doç. Dr. Ulvi Saran fuarı gezdi. Tek tek yayınevlerine uğradı ve yazarlara hoş geldin deyip hal hatır sordu, kitap imzalattı.
Doç. Dr. Ulvi Saran’ın kitaba ve yazarlara ilgisine hayran kaldım. Bilgiye önem veren, insanımızın bilgi ile donatılması için gayret eden böyle valiler çoğaltılmalı. Eylül ayında Ordu’da Vali Orhan Düzgün Bey’in gayreti ile “Konuşan Kitap Şenliği” düzenlenmişti ve daha sonra da kitap fuarı organize edildi. Valilerimiz, kaymakamlarımız, eğitimcilerimiz bilgiye önem veriyor, kitaba sahip çıkıyor ve gelecek nesillerin daha iyi yetişmesi için gayret gösteriyorlar.
Malatya’da her sınıfta okuma yarışı var. Öğrencilerin kitap okuması teşvik ediliyor ve en çok okuyan öğrenciler ödüllendiriliyor. Askıda kitap uygulaması var. Kamu kurumlarında askıda kitaplar var, okuma teşvik ediliyor. Fuarlar teşvik ediliyor, yazarlar şehre çağırılıp konferanslar verdiriliyor, sivil toplum örgütleri canlı. Kültür hayatının canlanmasına katkıları valilik tarafından destekleniyor.
“İnsan okudukça özgürdür. Okumak yeni dünyalar keşfetmektir. Okumak tarihe yolculuk etmektir.” Cümleleri Malatya’yı süslüyor.
Okumak, bilgiyi ve bilinci artırmak; ülkeyi geri bırakan darbelere ve darbecilere karşı sivil toplum örgütlerini güçlendirmek gerekir.
Güçlü sivil toplum örgütleri kurarak seçtiklerimize sahip çıkarsak darbeciler darbe yapma cesareti bulamaz. Askeri okulları MEB’e bağlar ve denetler, Genelkurmay açıklama yapma gayretine gerek görmez.
Beyin vitamini: Pirus Devşirme Orduların Son Savaşı; darbecileri, darbeci psikolojini ve ihanetlerini çok iyi anlatıyor. Okuyucularıma tavsiye ederim.