Bize lütfedilen, dünya ve ahirette bize yararı dokunan her türlü maddi ve manevi varlıklar nimettir.
İnsanın aklı, eşi, işi, evi, malı, makamı, itibarı,nimettir.
Görme, duyma, okuma, anlama vb. yeteneklerimiznimettir. O kadar çok nimete sahibiz ki saymak istesek sayamayız. “ Allah’ın nimetlerini saymak isteseniz sayamazsınız.” ( İbrahim - 34 )
Yeryüzü, gökyüzü, ay, güneş, yıldızlar, hava, su, toprak, ateş, sebzeler, meyveler, madenler… Hepsi, hepsi bizim için yaratılmış.
“ O Allah ki yeryüzünde bulunan her şeyi sizin için yarattı.” ( Bakara - 29 )
Sağlığımız en büyük nimettir. Hastaneler hastalığına şifa arayan binlerce insanla dolu. Akdeniz Üniversitesi’nde çift kol nakli yapılan Atilla KAVDIR’ı, yine çift kol, çift bacak nakli yapılan ve hayatını kaybeden Şevket ÇAVDAR’ı hatırlayalım.
Sahip olduğumuz sayısız nimetler üzerinde biraz düşünürsek milyarder olduğumuzu görürüz. Nasıl mı?
Ayaklarımızı, kollarımızı milyar dolara verir miyiz?
İki gözümüzü kaç milyar dolara satarız?
Kalp, mide, böbrek, kan vs. uzuvlarımıza paha biçmek mümkün mü?
Schopenhaur’un dediği gibi:
“ Elimizde olan şeyleri çok seyrek düşünürüz, eksik olanları ise daima.”
Bütün mevcudumuza değer biçelim, toplayalım, milyarder olduğumuzun farkına varırız.
Bize bir bağışta bulunan, iyiliği dokunana teşekkür etmez miyiz?
Allah’ın kullarıyız, onun mülkündeyiz. Allah’ın lütfettiklerinden faydalanarak varlığımızı sürdürüyoruz.
İnsana düşen görev Nimet Şinaslık olmalı. Yani, nimetlerin kadir kıymetini bilmek, nankörlük etmemek.
Allah’a şükretmek; görülen iyiliği överek anmak.
Hamdetmek; Allah’a karşı memnuniyetimizi, sevinçlerimizi bildirmek.
“ Bana şükredin, sakın bana nankörlük etmeyin.”( Bakara - 152 )
İnsan hayatını nimetlere nankörlük yani KÜFRAN-I NİMET içinde, şikâyet ve sızlanmayla geçiriyorsa, böyle tüketilen ömrün ceremesini mutlaka çekecektir.
“ Sonra o gün (Ahiret günü) nimetlerden mutlaka hesaba çekileceksiniz.”(Tekasür – 8 )
Bir de manevi nimetleri düşünelim:
İslamdininin mensubuyuz, Müslümanız elhamdülillah.
İman,en büyük nimet.
İmanın değerini M. Akif’ten dinleyelim:
“ İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür.
İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür.”
Allah’ın uyarıcı ve müjdeleyici olarak gönderdiği Hz. Muhammed’e (SAV) ümmet olmak, ne büyük şeref, ne büyük nimet.
O yaratılmışların tamamına rahmet olarak gelmiş, ruhları terbiye etmiş, insanlığı küfür ve cehaletten kurtarmış, her türlü sıkıntılara çözümler sunmuş, yol göstermiş, öğütler vermiş.
Onu vesile kılarak el açar, af dileriz. Onun şefaatine sığınmayı umuyoruz inşallah.
Ya mucize kitap Hz. Kur’an?
Kıldığımız namazda, yaptığımız duada Kur’an var. Yeryüzünde okunmasıyla her harfine en az on sevap verilen başka bir kitap yok.
O, insan için bir şifadır, bir rehberdir.
Beşerin derdine dermandır ancak Kur’an
Ona sarılmazsa eğer canavardan da beterdir insan.
Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete ram ol,
Yol varsa budur. Bilmiyorum başka çıkar yol.
Rabbimizin lütfedip sunduğu mübarek günlerimiz, gecelerimiz sıra sıra. Birisinde gafletteysek, öbürü imdadımıza yetişiyor.
Gölgesinin üstümüze düştüğü, Rabbimizin af olunup arınmamıza vesile kıldığı Ramazan Ayı’nın büyük bir nimet olduğu bilinciyle geçirmenizi Allah’tan niyaz ederim.