banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

 

Devlet’i “belirli bir anayasal düzeni olan egemenlik sahibi, sınırları belli bir ülkeye sahip, bir hükümete ve ortak kanunlara bağlı teşkilâtlı millet veya milletler topluluğunu meydana getiren siyası teşekkül.”   olarak tarif edersek…  Devlet soyut bir teşekkülmüş gibi intiba edinilir.

Hal bu ki devlet somut olmalı, dokunabilmeli, hissedilmeli şefkat noktasında hissettirmeli… Baba gibi  olmalı.

İşte bu manada bize en yakın ve Devletin en somut makamı Kaymakamlık makamı ve o makamı doldurandır…

Düşününki bir ilçe bir Kaymakamı…  Bürokrasinin tüm kurallarını kılı kılına uygulamaya çalışıyor.   Halkın içine çıkmıyor,   halk için önemli olan milli ve manevi değerleri kale almıyor, halk ile  arasına   mesafe  koyup rutinin dışına  çıkmadan  kanunun   kendisine verdiği yetkileri  uyguladığı düşüncesiyle  her şeye   kararname, her şeye  yönetmelik gözüyle bakıp kapandığı  odasından hiç  dışarı çıkmıyor…

Diğer tarafta ise;

Sosyal devlet anlayışını özümsemiş halkı ile iç içe, halkın önem verdiği şeylere saygılı ve onların yanında.   Vatandaşın ölümüne  giden, düğününe   giden vatandaşın ziyaretine   giden, esnafın kapısına  varıp   halini  hatırını soran, devlet  kapsını  sonuna  kadar vatandaşa açan iyi günde  kötü günde  vatandaşının yanında  olan   bir kaymakam…

Öksüzü, yetimi, yoksulu, yolda kalmışı ,ihtiyaç sahibini özürlüyü,   öğrenciyi ,  öğretmeni, memuru çalışanı  emekliyi ,esnafı düşüncesine  bakmadan onların yanında  olan  onlara yol gösteren bir kaymakam..

İki kaymakam modeli de vatandaşa yansıması somut makamın devlet eli… Cumhuriyet tarihi boyunca korku imparatorlukları kuran devlet yönelticilerinin uygulamaları yüzünden devletle barışık olduğumuz az görülmüştür…

Bütün değerlerimize ya militarist oda anti demokratik usullerle yaklaşıp bizleri kendisinden soğutmak için bütün gayreti sarf ettilerCeza verilmesi gereken, sadece vergi alınan, yasaklarla donatılması gerekenler olarak gördüler… Potansiyel tehlike, hırsız, düşüncesiz, cahil rejim düşmanı devrimci gibi gördüler…

Horlandık hep… Korktuk, yaklaşamadık devletin somut yanlarına…

Bu olgu son yıllarda Kaymakamlık makamına gelen devlet yetkililerinin gülümseyen yüzü ile değişmeye başladı… Kemal İnan beyin millete yaklaşım tarzı bizi bu makama yakınlaştırırken yeni Kaymakamımız Tuncay Sonel kapısını açmış “buyurun oturun bu makamın gerçek sahibi sizlersiniz” intibası veriyor…

Bizden biri yani avamın, halkın içinde… Tanımayan onun kaymakam olduğunu bilemez… Milletle dertlenip gülen bir devlet yüzü…

Onunla öksüzün yetimin yüzü gülüyor…

Özü itibari ile Devletin soyut dokunulamayan, yaklaşılamayan bir kavram olmadığının canlı göstergesi uygulayıcısı olarak göze çarpan bir kaymakamımız var…

Son zamanlarda hep o ve projeleri konuşuluyor… 

Ümidimiz o ki… Devletin diğer soğuk ve hala soyut görünen yüzlerinin kaymakam Tuncay Sonel’in gerçekleştirdiği model ve halka yaklaşım biçimi örnek almaları…

Meğer Devlet somut ve şefkatini hissettirenmiş…

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.