Seydişehir ekonomik anlamda farklı noktalardan değerlendirilecek bir iktisadi yapıya sahip…
Üç beş örnekle konuyu açmaya çalışalım isterseniz.
Seydişehir emekli ve memur açısından yaşanacak bir yer diye düşünüyorum… yaşam şeklini gelir seviyesine göre ayarlayanlar için çok fazla sorun yaşanmayabilir, çok üst düzey bir yaşam standarttı da olmasa amiyane tabiri ile takıl tokmak geçinir gider..
Özel sektörde asgari ücret veya biraz daha üstünde çalışanlar durumu ise malumunuz üzere emekli ve memurunki kadar kolay değil… Hele birde okuyan çocukları var ise bunun yanında kredi kartı ve bankaya bulaştıysa vay ki vay halimize... Bir dokun, bin ah işit... Son zamanlarda bunun örnekleri çok fazla…
Büyük esnaf ve 50 kişi üstü çalıştıranlar için yeni getirilen düzenlemeler ile istenen şarlar (avukat, doktor ve mühendis bulundurma zorunluluğu) işletmecileri canından bezdirmiş durumda.
Ekonominin katalizörü olan İnşaat sektörü için ise Seydişehir’de işler eskisi kadar hızlı olmadığı hatta durma noktasın geldiği biliniyor ama bunun yanında 120 bin liraya daireler satılıyor… Çelişkiler yumağı… Seydişehir’de inşaat sektörü, pazarı, satıcısı ile ayrı bir makale konusu diyelim geçelim..
Küçük esnaf için ise durumu tarif etmek oldukça zor. Her mahalleye yeni şubeler açan büyük AVM ler küçük esnafın canına okudu bitirdi. Üç beş ay içinde gelecek ulusal ölçekli büyük bir market ile perakende sektöründe kartlar bir daha karılacak. Her sektörden bitik olan küçük esnaf ara sokaklardan başlayarak ana caddelere doğru adım adım tükenişin içinde..
Bu köşeden defalarca küçük esnaf yazısı okudunuz… Dün söyledik bugünde söylüyoruz esnafın derdiyle ilgilenen yok. Türkiye de bagıran çağıran hakkını arayan sivil toplum örgütleri tam olmasa da kendi haklarını koruyorlar.
Türkiye’nin en büyük sivil üyesi ve nüfusu olan Esnaf kesiminin sivil toplum örgütleri ile küçük esnafı gözden çıkarmış durumda. Eger küçük esnafı gözden çıkarmasalar bu gün inim inleyen üyelerini derdiyle ilgilenirler.
Ekonomik göstergeler büyüyormuş , ihracat artıyormuş bunlar doğrudur.. Türkiye’de oluşturulan ekonomik sistemle elit bir tabaka teşviklerle önü açılarak on yıl boyunca parasına para katarak büyürken bir tarafta ise yok olan küçük esnaf.
Sırf istihdam yaratacak gerekçesiyle yapınla bu düzenlemeler sonucu olan şeyler. Neymiş efendim bunlar işçi istihdam ediyormuş, görüyoruz istihdam ettikleri işçileri verdikleri paraları zamları gördük ve göreceğiz, asgari ücrete kaç para zam verdiler 40-50 tl. yarın ilçemizde yapılacak olan sözleşme ile verilecek zammı da göreceğiz. Diğer tarafta ihracat artmış mış cari açık azalmışşş… Esnaf banka borçlarıyla yama yaparak ayakta durmaya çalışırken vız gelir tırıs gider böyle şeyler…
Türkiye’de zengin fakir ayrımında makas her geçen gün açılıyor ve bir tarafta zenginler bir tarafta onuru ile yaşam mücadelesi veren fakir kesim.
Bir taraftardan da devletten aldığı yeşil kart, kömür gibi yardımlarla parazit gibi geçinen (Haketmeyen) bir grup türetildi.
Bu Türkiye’nin fotoğrafı, maalesef Seydişehir’in fotoğrafı...
Uyarıyorum tükenen sadece esnaf değil…