Sahip olduğumuz nimetlerin kıymetini kaybedince anlarız.
Sağlığımız en büyük nimettir. Efendimiz s.a.v “Hastalıktan önce sağlığın kıymetini bilin” buyurmuş.
Herkesin her nefeste ani olarak hastalanması mümkündür.
Hastalık dünya hayatından ahirete bir dönüş yolculuğu olabilir. Müslüman temkinli olmalı.
Evinden işine işinden evine dönerken inanç değerleriyle irtibatını sağlamlaştırmalı.
Hastaneler çoğaldı, hasta sayısı da arttı.
Düşüp dizini yaralayandan, trafik canavarına takılana, anne karnındaki bebekten, piri fani durumundaki ihtiyara, koca dayağıyla gözü moraran kadına varıncaya kadar herkes şifa arıyor.
Doktorlar, hemşireler hastanın müşkilini gidermek, derdine derman olmak için çalışır.
Tıbbi cihazlar, aç karnına tahlil yapma, kan verme, film, sonuç, ilaç v.s
İnsan hastanede iyileşilsin, dönülüp gelinsin, hayat hep böyle devam etsin ister.
Hastalık sebebi, tedavi süreci, hastanedeki hizmet, ilaç ve doktor tavsiyelerinden bahsedilir. Ama “Ölüm ve ötesine” ait laflardan kaçınılır.
Herkesin her nefeste ani olarak ölmesi mümkündür. Çünkü ölüm bir haberci göndermeden ani olarak çıkageliyor.
“Ölüm ve ötesine” hazır olamama duygusu ölümü düşünmeyi erteletiyor.
Halk arasında “YOĞUN BAKIM” , “Ölüme doğru gidiş” gibi algılanır.
Doktorlar, hasta son nefesini verinceye kadar uğraşırlar. Onların görevi odur.
Günümüzde ölümlerin büyük oranı hastanede yoğun bakımda gerçekleşmektedir.
Tıbben her şey yapılmıştır. Ama eksik kalan çok önemli bir görev vardır.
Şimdi asıl meseleye gelelim.
TELKİN (TALKIN)
Memleketimizde TELKİN (veya TALKIN) deyince anlaşılan; cenazenin kabre konulup Kur’an ve duadan sonra kabir başında yapılması adet olan ve “Ey filan oğlu (veya kızı) filan” … diye başlayan telkindir.
Sünnet olan “telkin” bu değildir. Bu telkinin yapılması veya yapılmamasının tavsiye edilmeyeceği yönünde Âlimlerin ittifakı vardır. Daha açık bir ifade ile; “Ne yapın denir, ne de yapmayın.”
SÜNNET OLAN ESAS TELKİN
Ölüm alametleri görülen kişiye “Kelime-i tevhid” veya “Kelime-i şehadet”in hatırlatılmasıdır.
Efendimiz SAV şöyle buyurmuşlar: “Ölülerinize-ölümü yaklaşanlara “La ilahe illallah” demeyi telkin ediniz”.
Telkinin amacı, hastanın tevhid inancını dile getirerek hayata veda etmesini sağlamaktır. Sünnet olan TELKİN budur.
Son nefesine yaklaşmış ölmek üzere olan kişiyi yüzünü kıbleye karşı ve sağ yanına yatırıp yanında Kelime-i tevhid ve Kelime-i şehadetin yanı sıra, Kur’an, özellikle YASİN SURESİ’ninokunması da sünnettir.
Telkin verilirken çok nazik ve yumuşak davranılmalı “Sende söyle” diye emredilmemelidir.
Eğer telkin verilirken araya söz karışırsa, telkin tekrar edilir ki “La ilahe illallah” hastanın son sözü olsun.Çünkü Efendimiz s.a.v “Her kimin son sözü “La ilahe illallah” olursa cennete girer” buyuruyor.
SÖZÜN ÖZÜ ;
Hastanelerde her şey yapılmış olmakla birlikte “ölüm alametleri” görülen hastalara mutlaka dini telkin ve diğer vecibelerin yerine getirilebileceği fırsatlar verilmelidir. Müslüman halkımızın bu konuya duyarlılığının artması yetkilileri ve dini otoriteleri kesinlikle harekete geçireceğine inanıyorum.
Telkin görevinin yerine getirilmesi ile hasta son nefesini imanla verme fırsatı ile dünyaya veda edecek ve Efendimizin vadine binaen, inşaallah cennetle buluşacaktır.
Hasta yakınları da “ebediyete uğurladıkları kişiye” son görevlerini eksiksiz yapmış olmanın tesellisiyle rahatlayacaklardır.
Şifa bekleyenlere en hayırlı şifalar, ölenlere de Allah’tan rahmet dilerim.