banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Adana’da Çamlıca Talebe Yurdu’nda seminer verirken tanıdım Abdurrahman Dinç’i. Gözleri ışıl ışıl, dikkatli ve heyecanlı bir gençti. Seminerden sonra daha yakından tanıştık ve ilerleyen zaman içinde dost olduk. Bursa Uludağ Üniversitesi İngilizce bölümünü kazanan ve okul yıllarında dergiler çıkaran Abdurrahman Bey’in LYS’ye gireceklere örnek olacak bir hikâyesi var. Başarılı bir öğrencinin sınavlara hazırlık hikâyesi. Okuyalım:

“Ortaokulu bitirdikten sonra diploma notumla süper liseye kaydoldum. Adana’da okuyabilmek için ailemden ayrılıp bir yurda yerleştim. Zor günlere ilk adımımı atmıştım. İçine kapanık biri oldum, insanlardan kaçıyordum. Kitap okumayı sevmiyordum. Okuduğum tek kitap Cin Ali serisi idi. Edebiyat öğretmenimiz kompozisyon sınavını kitaplardan yaparak beni kitap okumaya mecbur etti, sonra da kitap kurdu oldum.

Kitaplar, münazaralar filan derken entelektüel hayata adım attım. Fen derslerine kafam çalışıyordu ama İngilizce öğretmenimden dolayı dil bölümünü seçtim. Matematik hocam çok kızmıştı. Yurda kadar gelip bu çocuğu fen bölümüne ikna edin, dedi ama ben bildiğimi okudum. Dil bölümünde okumaya başladım lakin durum o kadar vahim ki anlatamam.  Testlerde başarısızdım. Dershaneye koştum hâliyle. 50 soruluk deneme yaptılar. Sallama usulü ile 6 net ancak yapabildim. Durum çok kötüydü. 

Kaldığım yurda konferans vermeye gelen Ali Erkan Kavaklı’yı dinledim. Kır saçlı, gözlük camları iri iri olan güler yüzlü birisiydi. İlk defa konferans dinliyordum. Çekingendim, ortalarda bir direğin yanında yerimi aldım. Hoca başladı anlatmaya:

“Başarı inanç işidir. Biz çalışır çabalarız, başarıyı Allah verir, iman etmediği hâlde Avrupalılara veriyor da sizin gibi imanlı gençlere neden vermesin?”

Hem hak veriyorum hem heyecanlanıyorum, içim içime sığmıyordu. Konferanslar da genelde sunucu konuşur, seyirci pasif halde dinler. Bir müddet sonra da sıkıcı olmaya başlar ama Ali Hoca bizi de konuşturuyordu. Slayttaki bir metni okumak için bir kahramana ihtiyacım var, dedi. Öylesine gaza geldim ki çekingen olmama rağmen nasıl olduysa elimi kaldırdım, slaytı okudum. Hoca bana, “kahramanım” diye hitap etmeye başladı. Hem kahraman olmak hem de konferansçı tarafından sahiplenilmek hoşuma gitti. Seminer sonunda hocanın telefonunu aldım. İlerleyen zamanlarda mesaj atıp kendimi tanıttım. Hoca bana cevaplar verdi. Sonraki senelerde hoca her sene bize konferans verdi. Buna mukabil fırsat oldukça Ali Hoca’yı aradım, hal hatır sordum. Dostluğumuz giderek pekişti. Son sene seminerden sonraki gün Ali Hoca’m beni aradı. Yazarlık yaptığı gazeteyi almamı söyledi. Akit’i aldım ve baktım. Ne göreyim? Hoca köşe yazısında Adana’ya seminere gittiğinden, seminerlerin verimliliğinden ve ismimi vererek benden bahsetmiş.

Gazetede adımı görünce hem çok mutlu oldum hem de iyice gaza geldim. Kendimi tekrar keşfetmeme vesile oldu. Konferanstan sonra kendimi gelişim kitapları üzerine yoğunlaştım. Bir yandan da İngilizceye çalışıyordum. Dershanede işinin ehli olan hocamız sayesinde İngilizce testleri nasıl çözeceğimi öğrendim. Kendimi eğitim kitapları ve seminerlere kaptırmıştım. Yazın da İngilizce çalışmaya devam ettim. Lise üçün başında 100 soruda 50 net yapar hâle geldim. Bu süreçte başka başarı kitapları da okudum ve başarma azmim arttı. Ali Hoca’nın yaktığı o meşale gün geçtikçe alevlendi.

İlk sene istediğim üniversiteyi kazanamadım, tekrar hazırlanmaya karar verdim.

Bana önce HEDEF lazımdı. Hedef belirleyip görebileceğim her yere yazdım hatta gidip kendime bir kartvizit bastırdım:

“Abdurrahman Dinç / Dünyanın En iyi İngilizce Öğretmeni(2030)

Bir plan yaptım. Tüm LYS ve Yabancı dil sınavı (YDS) konularını 3 ayda bitirecektim. Bu ilk etapta göze zor görünse de aslında çok daha kolay. Günde bir konu öğrenip testlerini çözmek suretiyle tüm konuları 3 ayda bitecektim.

Hocalarım sadece bir yayından test çözmeyin, farklı yayınlar farklı soru tipi demektir, ona göre ÖSYM’nin soracağı tüm sorulara hazırlanmış olursunuz, demişlerdi. Ben de 3 farklı yayının soru bankasını aldım. Savaşa hazırlanan asker gibi soru kitapları alarak hazırladım. Bir konuyu iki farklı kitaptan çalıştım, dershanede dinledim. Bir konuyla alakalı kimi zaman 300 kimi zaman 500 hatta 750 soru çözdüm.

Derste kimseyle konuşmuyordum. Teneffüste arkadaşlarla sohbet etmek yerine ya dersi tekrar ediyor ya da test çözüyordum. Başarı hikâyelerinde “azmetti, başardı” diye üstün körü şeyler yazılır. Kimse “ödenmesi gereken bedelden” bahsetmez. İnanlar kişisel gelişim seminerinden sonra hedef belirler, program yapar  ama iş uygulamaya gelince hayal kırıklığı yaşayıp bırakırlar.

Hayal etmek, hedef belirlemek, kendine inanmak… Bunlar önemli ama asıl önemli olan şu: Çalışmak, ter dökmek, bir takım zevklerinden vazgeçmek, rahatını bozmak, ailenden ve arkadaş çevrenden uzak kalmak... Bunları göze alabilirsen başarılı olursun.

Üniversite hazırlıkta 100 soruda 75 netle başladım. Her gün programa uyup bir konu çalıştım, konuyla alakalı testler çözdüm. Dersi önceden çalışıyordum, sonra hoca anlatıyordu. Böylece o konuyu tekrar etmiş oluyordum. Dershane test de veriyordu. Bu şekilde her konuyu 4-5 kere tekrarladım.

İngilizce sınavı için sadece konu çalışıp test çözmek yetmiyordu. Kelime hazineniz ne kadar büyükse sorular çözmek o kadar kolaydı.  Her gün kelime ezberlemem ve onları hafızamda tutmaya karar verdim. Günlük 5-10 kelime ile başladım, 50 kelimeye kadar çıktım. Kelime defterime ezberlediğim kelimeleri yazıyor, sonra tekrarlıyor, yazarak ezberliyordum. Mazeretlere sığınmadım. Uykuyu azalttım.  Millet uyurken sıcak yataktan kalkıp ders çalıştım, bunun bir eğlence olduğuna inandım. En büyük sır bir programa tabi olmak.

İnsanlar sınavlara büyük anlam yüklüyor. Sınav benim için de önemliydi fakat elimden geleni yaptım. Takdir-i İlahi ne ise o olur. Önce dua, sonra tevekkül ettim. Sınav günü hızlıca soruları çözdüm. Epey vakit artmıştı, fen bölümünden de yetiştirebildiğim kadar soru çözdüm. Sonuç ta dilde Türkiye 872.si, Adana 5.si ve dershane genelinde 3.ü, dil bölümü dershane 1.si olmuştum. Uludağ Üniversitesini kazandım.”  

Beyin Vitamini:  Sınava doğru metotlarla hazırlanmak ve doğru bir yol haritası takip etmek isteyenlere Sınav Stresini Yenme Verimli Ders Çalışma Metotları isimli Hayat yayınları arasında çıkan kitabımı tavsiye ederim. İrtibat, 0212-613 11 00, www.kitapyurdu.com

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.