Uzun süredir tanıdığım, dünyada İşleri çokta düzgün gitmeyen tipik bir Anadolu ailesi... Hatırlıyorum, küçük Tuba ilköğretim okulunu bitirmiş bir liseye gitmek istiyor ama ailesi izin vermiyordu...
Okullar açılmış arkadaşları başka liselere başlamış ama onun isteği ile ailesinin isteği uyuşmayınca okula başlayamamıştı... İşyerimde baba anne ve Tuba kendi aralarında bendenizden bağımsız tartışıyorlardı… Baba belli ki kızını çok seviyor ve onu ikna yolu ile istediği liseye göndermek istiyor ama bir türlü ikna edemiyordu... Tuba ise anne ve babanın istediği İmam Hatip Lisesine gitmemek için ayak diretiyordu… Anne ve baba ayaküstü serzenişte bulunmuşlardı bana…
28 Şubatın ülkede oluşturduğu travmalardan haberdar olan ilköğretim öğrencisi Tuba’nın şu sözleri hala kulağımda... “baba orayı bitirince ben yüksek bir yer kazanamam benden puan düşerler…” Küçük kız kendine göre haklıydı okuyacaksın ve sonuçta haksızlığa uğrayıp puanın eksik olacaktı… Adaletsizlikti…
Tubayla bir saat konuştuk dedim “Tubam bak bu ülkenin başbakanı imam hatip mezunu, bu ülkede imam hatip mezunu olan bir çok insan milletvekili genel müdür amir vs , bundan sonra senin dediğin gibi değil eskisi gibi olacak ve sen dersine çalışınca her şey olabilirsin adaletsizlik kalktı senin okuma azmini büyük adam olma azmini inşallah kimse elinden alamayacak… Bak ben iki çocuğumu da imam hatibe gönderdim…” dedim... İkna olmuştu… imam hatip lisesine kaydı yapıldı… Babasının izni ile ona hesap açtım ve kırtasiye ihtiyaçlarını almak için sürekli geliyordu. Hayat doluydu Tuba… “okul nasıl gidiyor…” diye sorardım “çok iyi amca…” derdi. Ufak tefek yapılı hayat dolu karşısındaki insana pozitif enerji veren tatlımı tatlı bir kız çocuğu idi…
Dün sabah saat on sıralarında Haber müdürümüz telefon etti abi “acil koduyla haber gir Aktaş mahallesinde bir evde üç ceset bulundu...” Son dakika olarak haberi girdim ve tekrar haber müdürüne döndüğümde ölen kişiler kim diye sordum...
İşte o vakit benim çok acı bir dakikaydı. Ölen kişiler geçen yıl dükkanıma gelerek imam hatip lisesine gitmek istemeyen ve benim ikna ettiğim tuba, babası ve annesi idi…
Dondum kaldım… Ellerim buz kesmiş kalp atışlarım hızlanmıştı…
En acısıda olayın oluş şekliydi.. Baba ,Anne ve Kız aynı evde üç cesed .. Bundan daha acı bir şey olabilirmiydi.
Polis cinnet demiş, komşusu borç demiş, bunların hepsi hikâye, ama bir gerçek var tuba yok artık.
Bir tertemiz Anadolu insanı onuru ile yaşamak için kendi canına çok sevdiği biricik kızının canına ve hayat arkadaşı eşinin canına kıymıştı
Fazla söze hacet yok artık...
Dua ediyorum “yarabbi bizi bir an bile nefsimizle baş başa bırakma, ya rabbi sen bize bu dünyanın zorluklarına karşı dayanma gücü ver, aklımızı bir an bile başımızdan alma yarabbi..."
Ölenlere Yüce Allahtan rahmet yakınlarına sabrı cemil diliyorum.…