banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

İslam ülkelerini 20.yy başında cetvellerle çizdikleri sınırlar ile bölüp parçalayan emperyalistler şimdi de bu coğrafyayı ırk, mezhep, kabile ,bölge olarak ayırmak istiyorlar.

 Sürekli olarak nüfusu Müslüman olan ülkelerde kritik çatışma alanları oluşturmak istiyorlar.

Her ülke için ayrı bir senaryo; kimi için etnik  bir çatışma, bazıları için din ya da mezhep çatışması  , her ülkenin pozisyonuna göre tezgâhlar.

Şöyle bir etrafımıza bakalım; Müslümanların olduğu her yerde çatışma yok mu?

 Irakta kaç milyon insan öldü bilen var mı? Suriye de insanlık ölüyor İslam tarihinin mirası olan yerler yakılıp yıkılıyor…

 Afganistan’daki savaşın başladığı zamanki doğan çocuklar şimdi dede olurken bu insanlar orta doğuda İsraillin yaptığı katliam haberleri ile büyümedi mi? 

Onlar senaryoları yazacaklar; Müslümanlar kendi içinde çatışacak, Savaş Müslümanlar arasında olacak…

Kimi yerde demokrasi denilerek insanlar sokaklara dökülecek, kimi  yerde Kimliklere, yaşam tarzına, özgürlüklere  müdahale  denilecek   insanlar     gösteri   adı altında  yakıp yıkacak.

İslam ülkelerinde olanlar Arab baharımı  yoksa   bir darbemi, yoksa İsrail ABD, AB ,Suudi Arabistan’ın başını çektiği Körfez’in zengin Araplarının organizasyonu mu?

Sonuç Müslümanların aleyhine gerçekleşiyor, ölenler Müslümanlar, tüm bu  Organizelerin arkasında  İsrail’in  güvenliği için  her şeyi mubah gören ABD  ve  ona  destek  olan  halkı Müslüman olan ülkelerdeki  koltuklarını koruma  sevdasından   başka   hiç bir düşüncesi   olamayan despotik  yöneticilerdir.

 Geçen yıl Bahar diye boyalanıp cilalanarak Ortadoğu ülkelerine dayatılan Arap baharı da aynı şekilde İsrail’in organize ettiği ABD’de güdümlü hareketlerin foyası kısa sürede ortaya çıkmaya başladı.

Sanal âlemin ve teknolojisin imkânlarını istediği gibi kullanan ve kitleleri demokrasi diye sokaklara döken şeytani güçler her ülkede oluşturdukları gönüllü hizmetkârları ile hemen demokrasi ve insan hakları havariliği yapmakta.

Kendilerine dayatılan sahte baharlara aldanan Müslümanlar ise kendilerine yapılan onca zülüm işkence ve asimilasyon zorbalığının bitiğini zannederek en büyük hatayı yapmaktalar.

 Şunun bilinmesinde yarar var, hiç kimse durup dururken Müslümanlara bu sizin hakkınızdır alın bunu demesi kadar anlamsız bir şey yoktur.

 Zulme   başkaldıran Müslümanlar dünyanın neresinde olursa olsun haklarını kendileri alırlar ve bunu alırken de yapılacak mücadele ve metot bellidir.

Bu metot  Hz  Ademden beri değişmeyen  Nebevi  metottur..    Bunun dışında demokrasi safsatası ile  insanları  sokağa  dökmek   şeytan ve uşaklarının   kurguladığı   tezgahlardır.

270 yıldır bu topraklarda bu senaryo değişik şekilerde uygulayan bu şer güçleri içerideki işbirlikçileri vasıtası ile Osmanlıyı bölmüş parçalamış, uyguladıkları devrimlerle insanları cahil bırakmıştır. Dünyanın en kritik yerlerinde bulunan İslam ülkelerinde oluşturulan vesayet rejimleri yüzünden gelişememiş ve sürekli borç alan, sonrası emir alan durumuna düşmüştür.

Ama şu bilinmelidir ki  her gecenin bir sabahı vardır, bunun  bu şekilde  gitmeyeceğine    Müslüman halkların  son zamandaki   uyanışı ve dirilişi  göstermiştir.

 Gelecek yüz yıl başta İsrail, ABD ve Batının bitişi olacaktır. 

Gelecek Müslümanların ve direnenlerin olacaktır.  İslam topraklarında diriliş başlamıştır.

Bu diriliş Allahın izni ile direnişe dönüşür ve bu ülkelere hak etmedikleri halde hükmeden zalimlerin sonu olur. 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.