Büyük şair Mehmet Âkif, Bir Gece şiirinde Peygamberimize (sav) vahyin gelişiyle Arap toplumundaki muhteşem değişimi anlatır. Dünyanın en cahil, en vahşi, en kaba, en görgüsüz milleti, Kur’an’ın gelişinden sonra birden bire değişiyor:
“Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta
Dişsiz mi bir insan onu kardeşleri yerdi.
Fevza sarmıştı bütün afakını zeminin,
Salgındı bugün Şark’ı yıkan tefrika derdi.
Derken büyümüş, kırkına gelmişti ki ögsüz,
Başlarda gezen kanlı ayaklar yere erdi.
Bir nefhada insanlığı kurtardı o masum,
Bir hamlede kayzerleri, kisraları serdi.
Aczin ki ezilmekti bütün hakkı, dirildi.
Zulmün ki zeval aklına gelmezdi, geberdi.”
Peygamberimiz (sav) 23 yıl öğretmenlik yapmış ve insanlara Kur’an hakikatlerini tebliğ etmiş.
Ben sadece öğretmen olarak gönderildim, buyurur.
23 senede dünyanın en vahşi milleti; dünyanın en medeni, en bilgili, en cesur, en adaletli, en merhametli toplumuna dönüştü.
İslamiyet kitap dinidir, kitap ilim kaynağıdır. Kur’an ilimden ibarettir. Kur’an sayesinde önce Arap yarımadası halkı, sonra da nerdeyse bütün dünya harika bir inkılap yaşadı. Toplumlar kötüden iyiye, çirkinden güzele, cahillikten bilgiye, küfürden imana doğru akın etti.
Kur’an ramazan ayında indirilmeye başlandı. Ramazan ayı aynı zamanda Kur’an okuma, ilim öğrenme, bilgimizi artırma ayıdır. Camilerimizde mukabele okunuyor, hatimle teravihler kılınıyor, birçok insan şahsi olarak da Kur’an’ı hatmediyor.
Kur’an okunmak, anlaşılmak ve yaşanmak üzere gönderilmiş bir kitaptır. Aziz Âkif şöyle der:
“İnmemiştir Kur’an bunu hakkıyla bilin,
Ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için.
Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı,
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı.”
Kur’an’ı okumaya gösterdiğimiz özeni ve gayreti, manasını anlamaya ve bu manaları yaşamaya da gösteriyor muyuz?
Soruyu olumlu cevaplamak oldukça güç. Millet, Kur’an’ı okuyor ama mealini okuyup okuduklarını tatbik etmeye pek özen göstermiyor. Kur’an ilim kitabı. Tatbik edilmeyen ilmin faydası olmaz.
Elbette Kur’an okumanın sevabı var, her harfine en az 10 sevap verildiğini müjdeleyen hadisler var. Bu sevap sayısı, ramazan ayında yüzlere, Leyle-i Kadir’de binlere çıkıyor fakat Kur’an lafız ve sözden ibaret değil, onun manası var.
Ramazan ayı boyunca yaptığım konuşmalarda dinleyicilerimden günlük en az iki sayfayı mealiyle birlikte okuma sözü aldım. Söz veren kardeşlerim eğer sözlerinde dururlarsa bir senede yüce kitabımızı baştan sonra mealiyle okuyacaklar. Kur’an 600 sayfa, günde iki sayfa okunsa 300 günde kitap biter. “65 gün de size izin yazıyorum, bazı günler aksamalar olabilir.”diyerek espiri yapıyorum.
Konu oldukça ciddi. Dinleyicilere Kur’an’ı hatmeden var mı diye sorduğum zaman birçok insan elini kaldırıyor. Mealiyle birlikte okuyan var mı deyince eller aşağı iniyor.
Almanya’da tanışıp kendisiyle röportaj yaptığım Harry Baer anlatmıştı. Üniversite okumak için Endonezya’ya gitmiş. Orada okul Ahmet’le tanışıp arkadaş olmuşlar. Ahmet’in güzel ahlakı ve davranışları Harry’yi etkilemiş. Güzel ahlakın kaynağını sormuş, Ahmet de kitabımız Kur’an demiş. Harry Ahmet’ten aldığı emanet Kur’an’ı bir gecede okumuş ve Müslüman olmuş.
Harry, güzel ahlakın kaynağını merak ediyor, bir gecede Kur’an’ı okuyup Müslüman oluyor. İslam ülkesinde doğan kardeşlerimiz ömür boyu Kur’an’ın manasını okumuyor. Bu çelişki ortadan kaldırılmalı. Ramazan Kur’an’ı okuma, anlama, ilim öğrenme ayına dönüştürülmeli.
Beyin Vitamini: İslam’a Gönül Verenler, Avrupalı Mevlevî, Alman Doktor isimli Nesil yayınları arasında çıkan kitaplarımda birçok Avrupalı ve Amerikalının Kur’an okuyarak hidayete erme hikâyelerini anlattım. Dinimizin Batılıları büyüleyen güzelliklerini öğrenmek isteyenlere tavsiye ederim. Kitaplara ulaşmak için 444 24 14’ü arayabilir veya www.kitapyurdu.com sitesinden sipariş verilebilirsiniz.