Kısa günde belki kırk defa bu tamlamayla başlarız bir çeşit itiraf yerine geçecek sözlerimize.
Bayram dönüşü sabah haberlerini izlerken takıldı kafama…
Bir yığın yanlışın girdabında dönüp dolaştıktan sonra bu kelimeleri kullanarak bir çıkarım yaparız genellikle. Yani iş işten geçtikten çok sonra. Olaylardan bir netice, unutulmaz bir derstir bu güya. Hakikaten ders almış biri olarak mı söyleriz bunu?...
Bu kelimelerle başlayan cümlelerimizi düşündüm bu sabah.
İşin doğrusu…
İşin doğrusu yüzme bilmediğimiz halde derin sulara dalarız ve boğuluruz. Yaz aylarında bu tür haberleri izleyen yabancılar ülkemizde bazı gençlerin toplu intihar için bu yolu kullandıklarını sanabilir.
Direksiyona geçtik mi uyarılara aldırış etmeyiz; kazalar kaçınılmaz olur. Yollar kan gölü olur, kazalara kader deriz.
Hayatımızı etkileyecek çok önemli işlere karar verirken önünü sonunu pek hesap etmeyiz. Bu yüzden ‘bugün evlen yarın boşan!’ benzeri olaylar sıradanlaşır.
İşin doğrusu üzerimize vazife olmayan işlere karışırız; başımız belaya girer.
İşin doğrusu hakkında bilgimiz olmayan konularda bile ahkam kesmeyi pek severiz.
Vücudumuza zarar veren maddeleri zararlarını bile bile kullanırız.
İşin doğrusu bol keseden atar, hesapsız harcar, sonra aval aval bakarız.
Hiçbir konuda disipline, sıkıya gelmeyiz işin doğrusu.
İşin doğrusu işlerimizde günü kurtarmayı hedefleriz; kurtardık mı tamamdır.
İyi, güzel ve doğru olanın lafını ederiz; kendimizi bunların mükellefi görmeyiz.
İşin doğrusu nefislerimizin Müslüman’ıyız; kendimiz için istediğimizi başkaları için istemeyiz.
İşin doğrusu çabuk gaza geliriz; vay anasını… dediğimizde iş işten geçmiştir.
‘Seni çok seviyorum!’ sözünü o kadar çok söyleriz; oysa işin doğrusu itiraf etmeye yanaşmasa da kişinin en çok sevdiğinin kendisi ve yüce çıkarları olduğunu en iyi bilen kendisidir.
İşin doğrusu her konuda ölçülü olmayı; ölçülü yemeyi, ölçülü konuşmayı ve nihayet ölçülü yaşamayı beceremeyiz. Ya ifrata savruluruz ya tefrite.
İşin doğusu az okuyan, az dinleyen az düşünen ama çok konuşan bir toplumuz. Bu işten en çok kazanan ise telefonculardır ne yazık ki…
İşin doğrusu incir çekirdeği meseleler yüzünden patlar, gözümüzü kırpmadan birbirimizi bile boğazlayabiliriz. Nitekim duymuşsunuzdur: Ot yüzünden kavga: sekiz ölü…
İşin doğrusu değerlere göre yaşamayı, ilkeli olmayı beceremeyiz. Beceremediğiniz için de iş ve eylemlerimizden genellikle değerli ve kalıcı işler sadır olmaz.
İşin doğrusu yanlışta ısrar etmede değmeler elimize su dökemez.
İşin doğrusu dünü çabuk unuturuz. Bu yüzden yaşanan ibretlik olaylardan dersler çıkaramayız.
Ve…
İşin doğrusu diyerek başladığımız sözler toplansa ciltlerle sığmaz.
Bana göre işin doğrusu yaptıklarının doğru mu yanlış mı olduğunu bilerek yapar insanlar.
Öyle olmasaydı kullarına şah damarlarından daha yakın olduğunu bildiğimiz Allah “Kişiye hesap görücü olarak kendi nefsi yeter!” der miydi?
İşin doğrusu her işimizde her an kendimizi hesaba çekemiyoruz. Hesaba çekemediğimiz için de zarardayız.
…
Birçok şeyin doğrusunu yanlışını bilemeyebiliriz. Zararı yok; bir tek kendimizi hesaba çekmeyi öğrensek bile cümle açıklarımızı kapatmaya yetecek bir bilgi bu!.
İşin doğrusu onca yanlıştan ve bir yığın zarardan bir an önce kurtulup kazanç hanelerimizde belirgin bir iyileşme görmeye yıllar var ki hasretiz.
Selamların en güzeliyle…
