1966 yılında Van’ın Saray İlçesinde dünyaya geldi. Aynı ilçede İlk ve Orta öğrenimini tamamlayıp, 1982-83 yılında Van İmam-Hatip Lisesini bitirdi. 1985 Yılında Van’ın Özalp İlçesine bağlı Dolutaş Köyü Camii İmam-Hatipliğine, 1991’yılnda Özalp Müftülük Memurluğuna daha sonra yeni İlçe olan Saray Müftülük Memurluğuna, 2000’de de Konya İli Yalıhüyük İlçesi Müftülük Memurluğuna atanarak halen aynı ilçede VHKİ ve Diyanet-Sen İlçe Başkanı olarak görev yapmakta olup İlahiyat Önlisans bölümüne devam etmektedir.
BİSMİLLAHİ RAHMANİ RAHİM…
Muhterem kardeşlerim!
Rahman olan, rahim olan, âlim olan, settar olan yüce Allah (c.c.) bizleri ‘İKRA’(Yatan Rabbinin adıyla oku. İnsanı yapışkan bir hücreden yaratan…) emri ile kendine muhatap edip, namazı ile huzuruna kabul buyuran, secde ile kendisine yakınlaştıran, dua ile istetip istediğimizi verene binlerce hamdler, gözümün nuru buyurduğu namazı miraçta bizlere hediye getiren Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’ya selat ve selam olsun.
Kıymetli kardeşlerim yaklaşık yedi yıldır değişik konularda Yalıhuyuk.com da yazmaya devam ediyorum. Yüce Rabbim nasip ederse bundan böyle ayda bir, bir iki satır dahi olsa siz kıymetli okuyucularımızla beraber olacağız. Rabbim bizlere kuvvet versin. Yazdıklarımızla, okuduklarımızla amel etmeyi, kendine kul Habibi Muhammed Mustafa (s.a.v.) ’ya ümmet olmayı nasip eylesin…
O (c.c.) Rahman ki; bizleri yoktan var eden, şekil veren, rızık veren, kimilerini kimilerine takvaca üstün kılan, dilediğini dilediği an verme ve alma gücüne sahip olan yüce Rabbimin, sonsuz selamlarıyla siz kıymetli kardeşlerimi selamlarım.
Hiç şüphesiz yüce dinimiz insanoğluna önemli ahlaki ilkeler koymuş bu ilkelerden birisi de yaratılmışların en güzeli olan insan ve hiç şüphesiz insana olan SEVGİDİR. Bizim kitabımızda seven sevilir! Sevgi inancımızın temel yasasıdır. Çünkü insan sevilerek yaratılmış ve sevilsin diye ona hayat ikram edilmiştir. Sevgi duygusu, insanın hemcinsleriyle arasındaki ilişki ve kaynaşmasının en önemli unsuru ve toplumsal hayatın gelişip güçlenmesinin vazgeçilmez şartıdır.
Dostlar! Malumunuz olduğu üzere dünyadaki bütün yollar ölüme çıkar. Ölümden sonraki yollar tek yola iner, o da Allah (c.c)’tan başlayıp, yine Allah (c.c)’ta biter. Yüce Allah (c.c.) Hucurat Suresinin 10. Ayetinde “Müminler ancak kardeştirler.” buyurarak soy kardeşliğinin pek de önemi olmadığını bizlere beyan ederken, bizlerin Hz. Âdem (a.s.) (Safiyullah)’den gelişimizi hatırlatır. Hz. Âdem’e Safiyullah dedik: Hz. Âdem (a.s) ilk insan ve ilk Peygamberdir. Düşündürücüdür ki ilk BABA. Öyle bir baba ki hem kendi oğul ve kızlarının ve hem de tüm insanlığın babası… Yetimlerin öksüzlerin babası… Zulme uğrayanların, sürünenlerin sürülenlerin babası… Allah (c.c.)’ı sevip gözyaşı dökenlerin babası… Sevdiklerini Allah (c.c.) için sevip, sevmediklerini de Allah (c.c.) için sevmeyenlerin babası… Bundan dolayıdır ki; kadın erkek, genç yaşlı, açık kapalı, zengin fakir, siyah beyaz ayrımı yapılmadan bütün insanlar “Âdemoğlu”diye şereflendirilmemiş mi?
Beden ve ruhtan meydana gelmiş olan şerefli insan, bedeniyle değil, gerçek manada ruhuyla insandır. Adamdır. Adam gibi adamdır. Topraktan yaratılmış olan cesedin akıbeti yine toprak olacağı halde, insanın insanlığını kazandığı ruhu, yüce Allah (c.c.)’ın ebedilik fikri ve ebedi olma fıtratıyla yaratılmıştır. Allah (c.c.) ruhu sayesinde insana melekleri secde ettirmiş, kâinatın efendisi ve yeryüzünün halifesi kılmıştır. Bu şerefe nail olan insanoğlu, ahiretini dünyada kazandığı gibi, dünyasını da ahirete olan imanı sayesinde düzeltir ve mamur eder. Hiç şüphesiz insanoğlunun bir bedeni bir de ruhu vardır. Nasıl ki yemek içmek bedenin ihtiyacı ise, Her ne kadar cahillerin müzik ruhun gıdasıdır deseler de, gerçek manada ruhun gıdası yani ihtiyacı vardır ve o da Allah (c.c.)’a, Peygamber (s.a.v.)’e, dine olan imanı ve itikadıdır. Ve çok önemlidir. Eğer bunlar yerine getirilmezse hem bedeni ve hem de ruhi hastalıklar başlar. O hastalıkları inşallah diğer bölümlerde işleyelim. Görüşünceye dek eviniz gül, gönlünüz gülşen olsun. Hoşça kalın dostça kalalım…
Yusuf ÇAKICI
VHKİ