Rahman olan Rahim olan, Mütekebbir olan, Âlim olan, Kabıt olan, Basit olan, Hafıd olan, Rafi olan Rabbimin isimleriyle başlamak istiyorum. Malumunuz olduğu üzere beden ve ruhtan meydana gelmiş olan insan, bedeniyle değil, gerçek manada ruhuyla insandır. Adamdır. Adam gibi adamdır. Dahası Eşref’ül mahlûkattır.
Nasıl mı? Derseniz!
Buyurun:
Eşref’ül mahlûkat olan insan; kimi nasırlı elleriyle, geçimini sağlıyor, kimi lüks ev ve araba içinde, kimi uçarak mesafe kat ederken, kimi de sürünerek hedefe varmak istemektedir. Kimi yokluk içinde Şükrü Sena eder, kimi varlık içinde Rabbisinden bihaber yaşar. Kimi bal küpünde, kimi de sirke küpünde yaşıyor olsa bile, haddini bilendir…
BAŞKA: Eşref’ül mahlûkat olan insanın özelliği, imanın alametlerini taşımalı Kur’ani ve Peygamberi bir hayat yaşamalı, nefsine, nesline, cebine, dükkânına, lokantasına, kahvehanesine, çay ocağına, atına, yatına, katına, cübbesine, sarığına, testisine, gelen haram ve tehlikelere karşı Allah (c.c.)’ın rızasını öne alandır…
BAŞKA Eşref’ül mahlûkat olan insan; sistemlerin şeref dediğinden kaçarak, Allah (c.c.) ve Resulü (s.a.v.) ile ‘O’(c.c.)’nun yeryüzündeki imanlı irfanlı şahitleri olan şerefli insanların yanında yer almak, çıkar ve menfaati için rezilliğin, adîliğin yüzüne tükürüp yanına yaklaşmamak öyle ki ateşten kaçar gibi haram ve kötülüklerden kaçarak yaşar ve aynı zamanda kötülüklere düçar olanların yanından ne olursa olsun uzaklaşma erdemliğini gösterip, onur - haysiyetini ve şerefini inancından ve islami yaşamından bilmelidir...
BAŞKA: Eşref’ül mahlûkat olan insan; Müslümanlığını büyük şeref kabul edip, Allah (c.c.) ve Peygamber (s.a.v.)’e kin besleyenlere, nesillerin bozulmasını isteyen kişi ve kişilere bu kötü inançlarının düşmanı olmalı, oğlunun, kızının, karısının veya müslüman kardeşinin oğlu, kızı, karısının haramlara düçar olup veya düçar olmaya, açılmaya veya açılmasını zorlayanlara örtünmek Allah (c.c.)’ın emridir sakın haa sakın açılıp savrulmayın, nar meyvesi gibi olup ne pahasına olursa olsun ‘ÖRTÜNÜN’ çünkü örtünmek Allah (c.c.) ve Resulü (s.a.v.)’nün emridir (tabi islami bir örtünmeyi kast ediyorum modanın esiri olup çıplak giyinenler değil haaa) mükâfatı ise cennettir diyendir…
BAŞKA: Eşref’ül mahlûkat olan insan; her kıldığımız vitir namazı duasında okuduğumuz vitr-i vacibin bir bölümünde (hemenbi zahmet ayağa kalkalım ve kütüphanemizdeki bir İlmihali alıp bakalım) “Ve nahle’u ve netrukü men yefcürük.” “…Sana karşı nankörlük eden günahkârı bir yana iter ve ondan ayrılır. (Onunla ilgimizi keseriz.)” BUYURULDUĞU HALDE “EYNE TEZHEBUN…” O zaman tak büyüteç gözlüklerini yeniden, ama yeniden kalp gözüyle, gönül gözüyle, bir daha oku. Bir daha okuyup hayatının, böcek hayatı olmasından kurtarıp, kur’ani bir hayat olması için çalışandır…
BAŞKA: Eşref’ül mahlûkat olan insan; hayatını Allah (c.c.) ile Kur’an ile Peygamber (s.a.v.) ile Allah ve Resulü (s.a.v.)’nü sevenlerle beraber omuz omuza, diz dize, gönül gönüle olduğu bir hayat sürüp de baki hayata göçerse o zamanda gerçekten hizmet ettiği insanlara tarih de olduğu gibi, nesli onu hep Fatiha ve rahmetle anacak olandır… Ananlardır… Çünkü topraktan yaratılmış olan cesedin akıbeti yine toprak olacağı halde, sayesinde insanın insanlığını kazandığı ruhu, Cenab-ı hakkın ebedilik fikriyle ve ebedi olma fıtratıyla yaratılmıştır. Şairin dediği gibi: “Güvenme güzelliğe bir sivilce alır gider, güvenme zenginliğe bir kıvılcım alır gider.” Başka bir şair ne de ölümün öldüğünü şöyle dile getirmiş “Kiminde güller açar, kimi var küskün ölür Kimi Allah dostudur Melek den üstün ölür. Hiçbir şey baki değil, her kes ölümü tadar, Rabbimden emir gelir, ölümde bir gün ÖLÜR!” Ölümle birlikte ölmemek için Rabbimizin rızasını ve hoşnut olduğu amelleriyle hemhal olmalıyız. Rabbim bizleri bu fani dünyadan göçerken imanla Kur’anla göçmemizi nasip eylesin… Dostlar bu kısa mukaddimeyi yaptıktan sonra gelecek bölümde saadete gelelim espirisiyle konumuza devam edelim. Görüşünceye dek hoşça kalın dostça kalalım. Selam ve dua ile… Yusuf ÇAKICI