Müflis: Ebû Hüreyre Hz.lerinin rivayet ettiği bir hadis-i şerife göre Peygamberimiz (s.a.v.) bir grup Eshâbına Biliyor musunuz, müflis kimdir? dedi. Onlar: Bizce müflis, parası ve malı olmayan kalmayan kimsedir. diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Benim ümmetimin müflisi şu kimsedir ki, kıyamet gününde namaz, oruç ve zekât sevaplarıyla gelir. Fakat şuna sövmüş, şuna iftira etmiş, şunun malını yemiş, bunun kanını dökmüş ve şunu dövmüş olarak gelir. Bunlardan dolayı hasenatından, zikredilen kişilerin her birine verirler. Üzerinde olan haklar ödenmeden hasenatı tükenirse, bu defa, hak sahiplerinin günahları o kimseye yükletilir. Sonra o kimse cehenneme atılır." Dostlar, dünyada kaybedilen, belki bir daha kazanılabilir. Fakaaat Allah (c.c.)’ın huzuruna, "müflis" damgasını alarak çıkmak telafisi mümkün olmayan bir felâkettir bu da böyle biline...
O eli, yüzü, üstü başı, çizmesi kömür tozuyla görünen işte o Murat YALÇIN kardeşim bunlara inat ne kadar duygulu - mert, ne kadar insancıl bir örnekle cevap veriyor… Hani kömür ocağından sağ olarak kurtarılmıştı ya ve ambulansa bindirecekleri an kameralara kalbi temiz, gönlü temiz, yüreği temiz vatansever evladı hemşire hanıma çamurlu, kömürlü olan çizmelerimi çıkarayım da sedye kirlenmesin diyordu ya! O kirli, insanlıktan nasibini almayan ne idüğü belli olmayan provokatörler, vatan sevgisinden, insan sevginden hatta müslümanlıktan mahrum olanlara Murat YALÇIN insan olsunlar. Adam olsunlar. İftira etmesinler. İffetli olsunlar. Namuslu olsunlar. Diye soruyordu.
Dahası; Murat YALÇIN kardeşim ve diğerleri “Vatan sevgisi imandandır” sözünün eri olan ve gerçek vatansever madenci kardeşlerim metrelerce yerin derinliklerinde hayatlarını büyük riske sokarak amaçları insanlara soğuk kış günlerinde yuvalarında aileleriyle birlikte sıcak günler geçirmeleri için çalışıyorlarken, diğer taraftan ise yaşanan faciayı fırsat bilen ölü sevici, ölü rantçıları olan bazı sendikacılar, bazı basında çapulcular diye adlandırılanlar, acı üzerinden rant devşirmeye çalışan, hükümeti hedef alan vandallar, sokaklarda terör estirmeye başladılar. Provokatörler İstanbul’da bazı sendika ve STK’ların ölü sevici çapulcular polisle çatıştı. Ankara Kızılay’da da bir araya gelen provokatörler, havai fişeklerle saldırıp, Milli yas günü ilan edilen bir günde yaptıklarınızla gurur duyun öğrenci kılıklı ODTÜ’lüler olay çıkarmak için polisle karşı karşıya geldiler. İzmir’deki provokatörler yaptıkları gösterilerde 1’i polis 4 kişi yaralandı. Bunlara fırsat verilmemesi için Murat YALÇIN insan olsunlar. Adam olsunlar. İnsanları rahatsız etmesinler. İffetli olsunlar. Namuslu olsunlar. Diye soruyordu o soruyu!
Dahası; Tarla parası, mazot parası, aldığı halde koyununu, sığırını başkalarının tarlasında, bağında bahçesinde izinsiz otlatıp ve o hayvanların sütünden hem nefsi ve hem de nesli yararlandığı halde, iyi bir mahsul alamadığı şikayetini nahoş bir biçimde devlet yetkililerine anamız ağladı diyerek anlatana bu kadar nimete karşı yinede şükredemiyorsa ananıda al git diye söylenen nahoş sözü günlerce aylarca nasipsiz insanlar tarafında ağızlarında sakız gibi devşirenler, bir siyasi partinin genel başkan yardımcısı konumunda olan bir zevatın “ulan it herif ağzını yırtarım, böyle bir soytarılık olur mu? Bu urus…. Çocukları” diyenlerin ve bunu örtbas eden basının utanması, arlanması için soruyor Murat YALÇIN kardeşim çizmelerimi çıkarayım mı? Üçüncü bölümde görüşmek üzere selam ve dua ile…
