banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Rahman olan, Rahim olan, Hadi olan, Bedi olan, Reşid olan, Vedud olan Yüce Allah (c.c.)’ın isimleriyle başlayalım inşallah…

            Hz. İbrahim (a.s.), Nemrut tarafından ateşe atıldığında canı ile Hz. İsmail (a.s.)’i kurban etmesi emredildiğinde evladı ile ovaları kaplayan bütün sürülerini bağışlamakla da malı ile imtihan edilen ve üç imtihanı da kazanan Hz. İbrahimi hatırlatan müslüman ve mü’minlerin ikinci sevinç günü olan Kurban yani UDHİYYE’ye yaklaşmaktayız.

            Sözlükte yaklaşmak, Allah'a yakınlık sağlamaya vesile olan şey anlamına gelen kurban, dini bir terim olarak, ibadet maksadıyla belirli bir vakitte, belirli şartları taşıyan hayvanı usulünce kesmek ve bu şekilde boğazlanan kesilen hayvan demektir. Arapçada bu şekilde kesilen hayvana udhiyye denilip kurban kesilen güne de yevmü’l edha denir.(1)

            Kurban kelime olarak (krb) kökünden mastar olup yakınlaşmak manasına gelir. Dini terim olarak ise Allah (c.c.)’ı razı ederek yakınlığını kazanmak için kesilen hayvana denir. Arapçada kurban kelimesinden ziyade udhiyye olarak kullanılmaktadır. Kur’an-ı Kerim kurban müessesesini Hz. Âdem (a.s.)’ın çocuklarıyla birlikte başladığını beyan etmektedir “Onlara Âdem’in iki oğlunun haberini gerçeğe uygun olarak anlat. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlar, birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, diğerine, “Andolsun seni öldüreceğim!” dedi. Oda dedi ki “Allah ancak takva sahiplerinden kabul eder.”(2) 

            Dolayısıyla kurban sunma şuuru, insanlıkla başladığını gösteren bir ibadettir. Kurbanın dinimizdeki hükmü hususunda âlimlerin çok zengin olan değişik görüşleri vardır.

            İmam Ebu Hanife’ye göre vaciptir. Dayanağı ise: Ebu Hureyre (r.a.)’den rivayete göre “Kurban kesecek güçte olup da, kurban kesmeyen namazgâhımıza yaklaşmasın.” Kurban kesme konusunda İmam Malik’ten iki görüş nakledilmektedir ki, bu görüşlerden birisine ise müekked sünnettir. Şafiler, Hanbelîler, Caferilerin de içinde bulunduğu müçtehit imamlarının çoğunluğuna göre,  kurban kesme gücü yeten kimse, yolcu bile olsa, hatta hac için Mina’da bulunuyor olsa bile, kurban udhiyye kesmekle mükelleftir. Fakat İmam Şafii’ye göre, kurban kesmek gücü yeten kimse için müekked aynı sünnet iken, (Kurbanın sünnet bir ibadet olduğunu, terk edilmesini sevmediğini, ancak farz da olmadığını belirtmesi bu durumdan dolayıdır.) ayrıca kurban mükellefinin bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerinin her biri hakkında ise, kifai sünnettir. (3)     

            Zeyd İbnu Erkam (r.a.) anlatıyor: Resulullah (s.a.v.)’ın ashabı Ey Allah’ın Resulü dediler, bayram günü kesilen şu kurban nedir? Allah’ın Resulü bu babanız İbrahim (a.s.)’ın sünnetidir. Buyurdular. Ashap peki, kurban kesmede bize ne gibi sevap var ey Allah’ın Resulü dediler. Kurbanın her bir kılı için bir sevap buyurdular. Ashap tekrar kesilen kurban koyun kuzu gibi yünlü ise ey Allah’ın Resulü sevap nasıl olacak? Diye sordular. Hz. Peygamber (s.a.v.)’de Yünün her bir kılı için de bir sevap var! (4) buyurdular. 

            Şafii Mezhebine göre ise; kurban kesmeye gücü yeten kimse,  yolcu bile olsa hatta hac için Mina’da bulunuyor olsa bile kurban (udhiyye) kesmekle mükelleftir. Dayanağı ise: İbnu Abbas (r.a.)’den rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur “Üç şey vardır ki bana farzdır, sizin için nafiledir: Vitir Namazı, Kurban kesmek ve Kuşluk Namazı kılmaktır.” Tirmizi de ise Hz. Peygamber (s.a.v.) “Ben kurban kesmekle emrolundum; bu sizin için bir sünnettir.” (6)     

            Bir müslümanın kurban kesmesi için Kurban kesmekle mükellef olması gerekir yani; Müslüman olmak, Akıl ve baliğ olmak, Kurban kesmeye müktedir (Müktedir, kişinin bayram ve bayramı takip eden teşrik günlerinde yemek, elbise, mesken bakımından kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin nafakasından hariç, bir kurban kıymetine sahip olması demektir) olmaktır. Kurban kesmeyi vacip kılan zenginliğin ölçüsü ise, zekatta ve fıtır sadakasında aranan zenginlik ölçüsüyle aynı olup kişinin borçları ve asli ihtiyaçları dışında 20 miskal (85gr.), Başka bir görüşe göre ise 80.18gr., altına, ya da buna denk bir paraya veya mala sahip olmasıdır.” Dolayısıyla zaruretsiz kurban kesmemek günah olur olmasıdır.” (7)       

            Müslüman şu hayvanlardan kurban kesebilir; Koyun, keçi, sığır, manda ve deve. Ancak bu hayvanlardan (veya türdeşleri) kurban kesilebilir. Kurban, koyun, keçi, sığır, manda, deve veya bu hayvanların türdeşlerinden kesilebilir. İslam âlimleri bu hususta İttifak etmişlerdir. Dolayısıyla tavuk, kaz, ördek, deve kuşu, ceylan gibi hayvanlardan kurban olmaz. Her ne kadar Tavuk, kaz, ördek, deve kuşu, ceylan balık, balina gibi hayvanların kurban olarak kesilmesini söyleyen bazı TV lağımcılarının mide bulantılarına uyanlar olsa da kestikleri hayvanlar kurban değil sadaka olur. Ve bunları kurban niyetiyle kesmek tahrimen mekruhtur. Çünkü bunda Mecusilere benzeyiş vardır. (8)  

      Şuurlu müslümanın kurbanın bir ibadet olduğunu düşünüp ve keseceği hayvanında kusursuz olması esasına dikkat etmelidir. Çünkü bazı kusurlar kurbana manidir. Mesela: İki veya bir gözü kör olan, aşırı derecede zayıf olan, kesim yerine yürüyerek gidemeyecek derecede aksak olan, kulağının, kuyruğunun veya tenasül organının üçte birinden fazlası gitmiş olan, dişlerinin yarıdan fazlası düşmüş olan, doğuştan kulağı ve tenasül organı olmayan, koyun ve keçide bir, sığırda iki memesi kurumuş (Sakat) olan, burnu kesilmiş olan, dilinin çoğu kesilmiş olan, ölüm derecesinde hasta olan. Böyle kusurlu olan hayvanları kurban etmek caiz değildir. Bunun için kurbanlık satın alınırken bu hususlara dikkat etmemiz lazımdır.(9)    

            Yüce Allah (c.c.) Kevser suresinde “Muhakkak ki biz sana Kevseri (Kevser, çok nimet demektir, ayrıca cennette bir havuzun da adıdır.) verdik. Öyleyse Rabb’in için namaz kıl ve kurban kes.” (10) 

            Elmalılı Hamdi Yazır tefsirini şöylece özetliyor: “Sana o Kevser'i verdiğimizden dolayı haydi sen Rabbinin lütfüne hem kalben, hem dilinle, hem bütün azalarınla bedenen ve malen her vechile şükretmek üzere Rabbin için ihlâs ile namaz kıl, namaz kılmakla beraber kurban da kes. Ona böyle tevhid ve ihlâs ile fedakâra ne ibadet ve kulluk et ve çok hayır işleyerek nimeti an, Rabbinin sana olan ihsanı kesilmek ihtimali yoktur.” Bu emrin muhatabı şefkatli bir Peygamber ve merhametli bir baba olan Hz. İbrahim (a.s.)’di. Gördüğü bir rüyada, senelerce önce, önce oğlu olursa onu Yüce Rabbisine Kurban edeceğine dair söz verdiği hatırlatılıyor ve bu vaadini yerine getirmesi isteniyordu. İbrahim Nebi isminin menşei olarak rivayet edilen “ebün rahim” terkibinden de anlaşılacağı üzere, çok merhametli, müşfik, yufka yürekli bir babaydı. Allah (c.c.) rızası için kesilen kurban ahirette geçilmesi çok zor alan sırat köprüsünde sahibi için bir binek (Burak) vazifesi görecektir. Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bu hususta şöyle buyurmuştur; Hayvanın iyi ve güzelini kurbanlık olarak seçin, çünkü o sırat köprüsünde size bineklik yapacaktır. Kurban Kesilen kurban eti üçe ayrılır. Bir kısmı ev halkı için ayrılır, üçte biri akraba ve komşulara dağıtılır. Geriye kalan üçte bir de fakir ve muhtaçlara verilir. Kurbanın etinin bu şekilde taksim edilmesi mendup - güzel bir davranıştır. İşte Hz. Allah (c.c.) için kesilen kurbanın eti derisi, yağı, başı, yünü satılamaz. Eğer bunlar satılırsa parası sadaka olarak fakirlere verilmelidir. Hatta kurbanlık hayvan kesilmeden önce sütü sağılsa, yünü kesilse bunların sadaka olarak verilmesi gerekir. Çünkü kurbanlık hayvan her şeyi ile Allah (c.c.)’a yakınlık için hazırlanmış ve vakfedilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur. “Hiçbir kul, kurban günü, Allah indinde, kurban kanı akıtmaktan daha sevimli bir iş yapamaz. Zira kesilen hayvan, kıyamet günü boynuzlarıyla, kıllarıyla, tırnaklarıyla gelecektir.” Kesilen kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah (c.c.) nezdinde yüce bir mevkiye ulaşır. Bunun yanı sıra kurbanın sahih olabilmesi için keseceğimiz kurbanın belirlenmiş vakit içinde kesilmesi gerekir. Bu belirlenen vakit de kurban bayramının ilk üç günü yani büyük zilhicce ayının 10.11.12. günler. Şafii mezhebinde ise 13. günüde kesilebilir.  Bayram namazının kılınmasından sonra, 3.günü güneşin batımına kadar zaman dilimidir. Şafii mezhebine göre ise; bu süre bayramın 4.günü akşamına kadardır. (11)

            Bu vesileyle yaklaşacak olan Kurban bayramının; Arafat’ta, Müzdelifede, Minada yapılan dualar hürmetine nefsimizi, neslimizi, ailemizi, İslam âlemini görünür ve görünmez her türlü tehlikelerden, belalardan, musibetlerden, tehditlerden, terörden, hain insanlardan muhafaza eyleyip keseceğimiz kurbanların İbrahimi ve İsmail’i şuurla, birer Burak olmasını bizleri yoktan var eden, şekil veren, bazılarını bazılarından takvaca üstün kılan, Yüce Rabbimiz kabul eylesin. ÂMİN!

 

 

 

 

 

 

            FAYDALANILAN KAYNAKLAR

 

1-       Prof.Dr. KARAMAN Hayrettin, Prof.Dr. BARDAKOĞLU Ali, Prof.Dr. APAYDIN H.Yunus, İlmihal İslam ve Toplum, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları c.1, İstanbul, 1999 s.2-10

2-       Prof.Dr. Hayrettin KARAMAN, Prof. Dr. Mustafa ÇAĞRICI, Prof.Dr. İbrahim Kâfi DÖNMEZ, Prof.Dr. Sadrettin GÜMÜŞ Kur’an Yolu Türkçe Meâl ve Tefsir Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları Ankara, 2006 Maide Suresi 5/27 c.II. s.251

3-       Allah yolunda fedakârlığın sembolu Kurban Rehber Yayınları s.30  

4-       Allah yolunda fedakârlığın sembolu Kurban Rehber Yayınları s.53 

5-       Prof.Dr. CANAN İbrahim Kütüb-i Sitte Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları, Ankara, 1993 c.6 s.43-44

6-        Prof. Dr. ZUHAYLİ Vehbi, İslam Fıkhı Ansiklopedisi, Feza Yayıncılık 1994 c.4 s.394

7-       Prof.Dr. Hayrettin KARAMAN, Prof.Dr. Ali BARDAKOĞLU, Prof.Dr. H.Yunus APAYDIN, İlmihal İslam ve Toplum T.D.V.Yay. İst. 1999 c.2.s.4–5  

8-       Allah yolunda fedakârlığın sembolu Kurban Rehber Yayınları s.54      

9-       İRBİLİ Muhammet Emin, GÜVENÇ Halil Tam Şafii İlmihali, Tenvirul Kulub Neşriyat ve Dağıtım, İstanbul, 1984, s.336                

10-    YAZIR M.Hamdi Elmalılı Hak Dini Kur’an Dili Feza Gazetecilik A.Ş.İstanbul Kevser

       Suresi 108/1-2 c.9 s.513

11-    Allah yolunda fedakârlığın sembolu Kurban Rehber Yayınları s.55    

 

                                                                                                                                                    Yusuf ÇAKICI

                                                                                                                                               Yalıhüyük/ KONYA

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.