“Her çocuk fevkalâde yeteneklidir” (Jedes Kind hochbegabt) kitabının yazarı Prof. Herald Hütter, öğrenmenin zevk verici ve heyecanlandırıcı bir etkinlik olduğunu anlatıyor.
Seminerden sonra karnesinde birkaç zayıfı olan Hüseyin ile konuşuyorduk. Elinde yetenekli telefonu vardı.
-Günde kaç saat telefona vakit ayırıyorsun, dedim.
-Birkaç saat.
-Telefonun derslerdeki veya hayattaki başarına katkısı var mı?
-Yok.
-Sana faydası olmayan bir şeye neden bu kadar vakit harcıyorsun?
-Canım sıkılıyor.
-Sana mutluluk verecek bir alışkanlık tavsiye edeyim. Hem canın sıkılmaz hem zevk alırsın.
Hüseyin gözlerini merakla bana çevirdi. Elindeki telefon önemsizleşivermişti.
-Nasıl bir şey?
-Sınıfında kaçıncısın?
-Ortalarda.
-İlk üçe girmek ister misin?
-İsterim.
-Birinci olmak ister misin?
-Kim istemez?
-Birinci olsan, mutlu olur musun?
-Elbette.
-Can sıkıntısını önlemenin yolunu bulduk. Yeni bilgiler öğrenmek insana mutluluk verir. Yeni keşifler yapmak, insanı heyecanlandırır. Yeniden denemek ve başarmak bize hem heyecan hem mutluluk verir.
Öğrenme heyecan verir. Yeni bilgiler beyinde sinir hücreleri arasında sinaptik bağlantı kurulmasına yol açar, her bağlantı zekânın gelişmesi demektir. Derslere ilgin arttıkça bilgin artacak, beyindeki bağlantılar çoğalacak ve daha zeki olacaksın.
Yeni keşifler, yeni tecrübeler, yeni bilgiler insanda harika duygular uyandırır. Ön beyin (Frontal Korteks) harekete geçer. Öğrendikçe ağlar sıklaşır.
İnsan meraklı yaratılmıştır, sormak, araştırmak, bulmak için uğraşmak beynin temel fonksiyonlarıdır.
Öğrendikçe beyin dopamin, endofrin, serotonin gibi mutluluk veren sıvılar salgılar ve öğrenmeyi ödüllendirir.
Allah insan beynini öğrenme programlı yaratmış. Göz görme, kulak duyma, ayak yürüme programlıdır. Gözünü kapayan, kulağını tıkayanın canı sıkılır. Yürümeyi terk edenin ayak kasları zayıflar ve mutsuz olur.
Öğrenmeyi terk eden beyin de mutsuz olur, can sıkıntısı o zaman başlar.
Kötü tecrübeler insandaki öğrenme heyecanın yok eder. Eğitim dilinde buna motivasyonsuzluk deriz.
Motivasyonunu kaybeden insan, cesaretini yitirir. Ne yapacağını bilemez olur. Çalışmayı angarya olarak görmeye başlar.
Olumsuz düşünceler beynini işgal eder; ben yapamam, bizden adam olmaz, bu iş olmaz gibi başarıyı engelleyen düşüncelere kapılır.
Olumsuz düşünceler insanı başarısız yapar. Böyle biri başaranları kıskanır, onarı eleştirir, onlarda da kusurlar arar, yeni deneme yapmaktan korkar, çevresini olumsuz yönde etkilemeye çalışır.
Problemi yol açan düşünce ile problem çözülmez, der Albert Einstein.
Hüseyin’e günlük 3 saatlik bir plan yap, en az bir dersten sınıf birincisi olmak için çalış, başarılı olmayı dene, bedenini beslediğin gibi bilgi ile beynini besle, mutlu olacaksın, canın sıkılmayacak, dedim. Plan yapıp uygulayamayacağına söz verdi, vedalaştık.
Okul müdürleri, öğretmenler, anne ve baba, motivasyonunu kaybetmiş öğrencilere karşı olumlu bir tavır sergilemeliler:
1.Öğrenciyi cesaretlendirmeli, heyecanlandırmalı, yeniden deneme cesareti kazandırmalı.
2.Motivasyonunu kaybeden öğrencinin başarabildiği bir şeyi bulmalı, bu meziyeti övülmeli, onu yeniden denemeye davet etmeli.
3.İlham vermeli, imkân sunmalı, fırsatlar hazırlamalı.
4.Nasıl başarabileceği anlatılmalı ve öğretilmeli.
5.Yetenek keşfedici ve geliştirici tavırlar takınmalı.
6.Probleme değil, çözüme odaklanmalı, sorun çözücü tavır takınmalı.
7. Yöneticiler, okulda ve iş yerinde olumlu bir atmosfer oluşturmaya gayret etmeli. Öğrenci ve öğretmenlerin meziyetlerini bulmalı, övmeli ve cesaretlerini artırmalılar. Huzurlu çalışma atmosferi başarı ve verimliliği artırır.
Beyin Vitamini: Öğrenmenin zevkli ve soylu bir eylem olduğunu bilimsel verilere dayanarak anlatan Beyin Gücünü Etkili Kullanma Sanatı, Dehanı Keşfet Zekânı ve Hafızanı Geliştir isimli kitaplarım tavsiye ederim. Ömür boyu öğrenin, can sıkıntısından kurtulun.
(İletişim: Beyin Gücü, 0212-5513225; Dehanı Keşfet,0212/6131100)