Fenerbahçe Futbol Takımı, Galatasaray Futbol Takımını, uzun yıllardır olduğu gibi kendi sahasında yine yendi... Bir Galatasaray taraftarı olarak Fenerbahçe'yi tebrik ediyorum.
Öyle bir toplumuz ki, her şeyin cılkını çıkarmakta üstümüze, bir başka toplumun var olduğunu sanmıyorum.
Bu işi; ta Kurtuluş Savaşına kadar götürenlere, Atatürk sevgisine, vatan ve millet sevdasına bağlayanlara diyecek bir söz bulamıyorum.
"Atatürk bizim takımdandı..."
Eee ne olmuş sizin takımdandıysa? Eğer böyleyse; öteki takımlar “düşman ülkelerinin takımı” mı oldular şimdi?
Yoksa senin takımın “daha çok vatansever” mi oldu?
Bir başka durum daha söz konusu...
İşi bel altına getirenlere, küfre, cinselliğe bağlayanlara, çeşitli resimlerle, fotoğraflarla hayvani duyguları ön plana çıkaranlara, akrabası, hısımı, eşi dostu, arkadaşları içinde bile söylemeyedikleri sözleri, söyelemekten utandıkları, yüzleri kızardığı, edepsiz bir lügati kullanmayı tercih edenlere de diyecek bir söz bulamıyorum...
Yanlış anlaşılmasın bütün taraftarların içinde aynı şeyi yapanların varlığından bahsediyorum. "Bu taraftar, o taraftar" diye bir ayrımım yok...
Sadece şunu söyleyebilirim...
Siyasette, ticarette, birlik ve beraberliğin tesis edilmesinde, dostluğu, sevgiyi hem de adresler göstererek dikte edip de; iş spora, taraftarlığa geldiğinde, şirazeden çıkanların, kendi durumlarını bir kez daha gözden geçirmelerini tavsiye ediyorum.
İster sosyal medyada, isterse basılı ya da görsel medyada yapılan paylaşımlar, insanların karakterini ve ahlaki yapısını da ele veriyor...
Biz ne tarihi süreç içinde ne de toplumsal ahlaki özelliklerimiz bakımından daha önceleri böyle değildik. Bizi bu duruma kimse getirmedi... Biz kendi kendimizi bu durma getirmek için oldukça fazla çaba harcamaktayız.
Neymiş efendim; "sosyal medya, basın yayın organları v.s sürekli olarak insanlara bir şeyleri dikte etmekteler”miş...
Değerli kardeşim onlar vazifelerini yapıyorlar. Elbette para kazanmak, taraftar kazanmak, kendilerine düşüncesiz bir toplum yaratıp, sürdürmekte oldukları hayatlarında zevk-i sefalarına çeşniler katmak için bir çok materyali çekinmeden kullanacaklardır.
Aklın yok mu senin? Ferasetin, iz!anın, vicdanın yok mu senin?
Düşmeyiver "tongaya!"
Size birisi; "at kendini uçurumdan aşağıya!" dese atacak mısınız?
"Atmayız" diyorsunuz değil mi?
Pekala bu yaptıklarınız ne? Birisi bir konuyu paylaşıyor, üzerinde hiç düşünmeden, "oğlum var", kızım var", "bebem var", "babam var", "anam var", "eşim var" demeden, paylaş babam paylaş...
Bunu yapacağına, keşke uçurumdan atsaydın da kendini başkalarının bari düzenini bozmasaydın.
Sonra da çıkıyor "biz neden böyleyiz?" ağlamaları, sızlamaları...
Kişi kendisini düzeltmedikçe toplum asla düzelmez, düzelmeyecektir...
Ben başımı iki elimin arasına alıp düşünmeye başladım bile...
Siz de deneyin ne olur...
Tayyar Yıldırım