Muhiddin-i Arabi’ye bir derviş gelir. Kendisinin “Allah’ın varlığını bin bir (1001) delil ile ispat eden büyük bir ilim adamı” olduğunu söyler ve kendisiyle görüşmek ister. Muhiddin-i Arabi şöyle cevap verir: “Allah’ın varlığına bin bir delil göstermek ihtiyacı duyuyorsa demek ki bin bir defa şüphe ediyor. Benim böyle bir şüphem olmadığı için kendisiyle görüşmek ihtiyacı duymuyorum.”
İnsanın kendine, kâinata, kâinattaki düzene bakıp Allah’ın varlığını ve birliğini bilmesi aklı olan herkese farzdır.
Kur’an-ı Kerim ısrarla insanları evren hakkında bilgi edinip bunlar üzerinde düşünmeye, ibret almaya ve yüce Allah’ın “ayetlerini” daha iyi kavramaya çağırır. Bakara Suresinin 164. Ayetinde Allah’ın birliğini, yüce kudretini, engin hikmetini ve geniş rahmetini gösteren sonsuz delilerden sekiz tanesine dikkat çekilir.
1- Göklerin yaratılışı
2- Yerin yaratılışı
3- Gece ve gündüzün değişmesi
4- Gemilerin denizlerde seyretmesi
5- Yağmurun yağması ve onunla ölü haldeki toprağın canlanıp yeşermesi
6- Yeryüzünde her türlü canlının gelişip yayılması
7- Rüzgârların çeşitli yönlere doğru hareket etmesi
8- İçinde büyük miktarda su taşıyan bulutların yer değiştirmesi (Kur’an Yolu Cilt:1 Syf:249)
Bu tabiat harikası olaylar içinden yağmurun yağması ve su üzerine düşünelim. Ben bu satırları yazarken yağmur yağıyordu. Yağmur yağarken başınızı gökyüzüne çevirin, rahmetin ne olduğunu daha iyi anlarsınız.
Bilim adamları tabiattaki ilahi düzeni ve kanunları keşfetmişler. Yağmur damlalarının yere düşme hızı bile son derece hesaplıymış.
“O gökten yağmuru bir ölçüye göre indirir.” (Zuhruf Suresi: 11)
Milyonlarca yıldan beri yeryüzündeki su; okyanuslardan, deniz, göl ve akarsulardan buharlaşıp havaya geçiyor, bulut olup tertemiz su olarak yeryüzüne dönüyor.
“Biz gökten tertemiz bir su indirdik.” (Furkan Suresi: 48)
Bir senede yağan yağmurları bir araya toplamak mümkün olsaydı belki Akdeniz’i doldururdu. Yüce kudret bir senede Akdeniz’i gökyüzüne çıkarıp tekrar yere indirip insanlığın hizmetine sunuyor. Bu sistem aksamadan milyonlarca yıldır devam ediyor.
“Biz suları bol bol yağdırdık”(Abese Suresi: 25)
Su hayat demektir. Her canlı su arar, suya doymak için gayret sarf eder. Su depoları, artezyenler, kuyular, barajlar hep su elde etmek içindir. Su rahmettir, berekettir. “Su gibi aziz ol” deyimi, suya verilen değerin bir diğer ölçüsüdür.
Bir an dünyamızda yağmur nimetinin ortadan kaldırıldığını düşünün. Dünya ve hayat anlamını yitirir. “Bizim onu (yağmuru) gidermeye de elbet gücümüz yeter.” (Muminun Suresi: 18)
İnsanların en çok rağbet gösterdikleri hayır işi “su” dur. Efendimiz “En hoşa giden sadakanın su olduğunu söylemiştir”. Hayat su ile yürür, bitkiler onunla büyür, canlılar onsuz yaşayamaz. Vücudumuzun %70 i sudur. Dünyanın da %70 i su ile dolu. Şimdi de “su” yun heyecan veren hikâyesine bakalım. Milyonlarca yıl evvel henüz dünyada hiçbir canlı yokken Yüce Allah “Hidrojen” ve “ Oksijen” adlı iki madde yaratmış. “oksijen” yakıcıdır, “hidrojen” ise yanıcıdır ve hemen alev alır. Bu birbirine tam zıt olan iki maddeden “oksijen” den bir zerre “hidrojen” den ise iki zerre bir araya gelip “su” isimli harika bir rahmet ortaya çıkmış. Milyonlarca yıl evvelinden kurulan bu kutsal ittifak kıyamete kadar devam edecek. Kıyamet koparken denizler kaynatılacak, ateş kesilecektir. Kim bilir belki deniz suyu atomlarına ayrılacak, su atomlarına ayrılınca da “hidrojen” yanıcı “oksijen” de yakıcı olduğu için bütün okyanuslar kaynayıp dünyayı ateş saracak. (Tur Suresi: 6 - Kur’an Meali: Süleyman Ateş)
Kur’an “düşünsünler” diye gönderilmiştir.(Nahl Suresi:44)
Allah’ın ilim ve gücünün eseri olan tabiat harikalarına ibretle bakmak Allah’a bağlılığı ve saygıyı artırır. İnsanın bu zihinsel çabası amellerini zenginleştirir.
Düşünmeyen, öğüt almayan, zikretmeyen ahirette pişmanlık ve üzüntüye gark olacaktır. Sırattan imanın derecesine göre geçilecek. Kulluğumuz eksik, dünyalık işlere, malayani şeylere dalıp gidiyoruz. Birçok yadırganacak hallerimiz var, ama farkında değiliz. Yaşamak için hiç ihtiyaç duymadığımız şeylere pek fazla rağbet ediyoruz. Sanki ruhlarımıza günahların ağırlığı binmiş gibi. Yağmurla hayata can veren Rabbimiz, Ramazan’ıyla bizleri gafletten uyandırsın. Bizce kötü sonuca sebep olan maddi manevi hastalık ve dertlerin hepsine mübarek ayımız şifa olsun.