Kahkahalarımı hep geri aldım
Zaten hep lüzumsuz şeylerdi onlar
Şimdi dönülmeyen bir ummana daldım
Senin olsun alkışlar, koylar ve de kalyonlar
Bana ne para, ne mal ne de mülk lazım
Sadece bir din ki halis muhlis
Olmadı, olmayacakta artık sazım
Yeter bana, yeter aklı-ı selim bir his
Düşerken yollara yollar tenha ben garip
Sükûnet içinde çekip gideceğim ukbaya
Sanma gurbetteyim, gurbet ellerde muzdarip
Bugün dünkü günden daha çok yakınım belki Hay’a
Dudaklarımda kaynağından çağlayan dualarım,
Derunumdan kopup gelen âminlerim var
Yangın yerindeyim, duyulan sesler bir alarm
Dilerim ki Mevlâ’mdan, goncalar görmeye zarar
Hani, bazen kış gününde açar ya çiçekler!
İşte öyle! Yürürken fırtınalı günlerde gördüğüm
Bir bâlâ boyluya tutuldum ki nöbet bekler
Öyle bir bağım var ki ibrişimden ördüğüm
Kopmasın istiyorum asırlar yüklü halat
Koparsa inan kopar beklenen son kıyamet
Taşımakta görünen dehşet veren şu hâlât
Ey vicdan neredesin, ortaya çık az zahmet!
Sadece bir tebessüm, tebessüm edeceğim
Kahkahalar yok artık maziye gömüldüler
Habib-i Neccarların peşinden gideceğim
Onlar yaşamaktalar hasımları öldüler
09.07.2015
CEYHUNİ
(Mustafa AVCU)