Bu hafta sonu bendenizde harikulade hatıralar bırakan sülek yaylası kampında idik…
Adına türküler söylenen, şiirler yazılan yaylalar ve yayla hayatı gün geçtikçe daha da kıymetlenen yaylalar..
Kamp süresince; Gurbette yaşayan Anadolu insanı için büyük bir özlem haline gelen yayla sevgisi her geçen gün daha da güçlendiğini memleketine yılda bir kez ziyaret yapan gurbetçilerin yaylalarda olduğuna şahitlik ettim… Sıla-i rahim…
Son yıllarda başta Seydişehir, Bozkır, Manavgat, Akseki, Beyşehir ve diğer bölgelerde ilkbaharda başlayıp sonbahara kadar devam eden yayla etkinliklerin sayısı hızla artıyor. Ve bu etkinlikleri önemsiyorum…
Her mevsimde farklı tatlar sunan yaylalarda bir gün bile bir kamp yapmak tarif edilmeyecek hazzı yaşatıyor… Zihnen dinlendiriveriyor insanı…
Bu amaçla; hafta sonu kafa dinlemek için çocukluğumun geçtiği Sülek yaylasında çadır kurup birkaç gün dinlenmek için gittik. Son derece keyif aldığım bir yıl boyunca hayalini kurduğum gece yıldızları seyretmek, akşam ateşin yanında kara çaydanlıkta çay içmek, sabah üşüyerek kalkma , güneşin doğuşunu zirveden izlemek, gecenin sessizliğini bozan Yusuf kuşlarının sesini dinlemek , tertemiz havası ve buz gibi suyunu kana kana içmek bunlar iki gün boyunca doyasıya yaşadığım ve uzun süre bana enerji verecek aktivitelerdi.
Gelin görün ki..! Çirkinlikler, bu güzellikleri bozan insan unsurları da yok değil… Üstelik çok… Aktarmadan geçemeyeceğim.
Benim için efsanevi değeri olan Torosların ortasında bulunan Dipsiz Göle reva görülen çirkinlikten söz edeceğim …
Dizpsiz göl 2000 m yükseklikte bulunan tertemiz suyu ile ziyaretçilerini büyüleyen küçük bir krater gölü… Şimdiye kadar buranın etrafında bi şekilde yayla adı altında yapılan evler ve göle sahiplenme mücadelesi Bozkır -Ahırlı - Manavgat üçgeninde herkes benim diyor ama sahiplenenler Manavgatlı Antalyalı insanlar olmuşlar…
Birkaç yıl gitmediğim dipsiz gölde son gidişimde gördüklerim fazlası ile canımı sıktı. Gölün etrafında oturup keyifle seyredeceğin yere Antalya’dan parası çok olan para ile her şeyi yapacağını zanneden birileri aklınca denize nasır villa inşa etmiş. Mübala değil çatılarını bile yapmışlar…
Bu çirkinliği gören doğa dostu herkesi hayretler içinde… Duruma tepki gösterilmiş, Bozkır’dan Yakup Çetin kardeşim gerekli şikayetlerde bulunmuş Bozkır zabıtası gelerek tutanak tutmuş ama buna rağmen yapı devam etmiş ve ediyor da bu sadece orada mı gel kendi yöremize bakın her yerde bir talan, her yerde bir sahipsizlik olduğunu görüyoruz.
Bu nasıl bir ülke bu nasıl bir anlayış herkes her beğendiği dağa taşa yaylaya ev yapabilir mi?
Bu vahameti gören ahali neden kayıtsız? Neden ilgisiz? Bu çirkinliğe neden sesiz kalıyor doğrusu havsalam almıyor…
Dipsiz gölü ziyaret eden herkesin yetkililere durumu arz etmesinin asli görevimiz olduğu kanaatindeyim…
Bu vesile ile Dipsiz göle reva görülen bu çirkin yapılaşmanın takipçisi olacağım…
Selam ve muhabbetle…