Rahman olan Rahim olan, Âlim olan, Kabıt olan, Basit olan, Hafıd olan, Rafi olan Rabbimizin isimleriyle ikinci bölüme başlamak istiyorum.
Birinci bölümün son satırlarında Ziya Paşanın şu veciz sözüyle ara vermiştik şöyle diyordu ya Ziya Paşa; “Zer-dûz palan ursan eşek yine eşektir.” Yani “Eşeğe altın semer vursan eşek yine eşektir.”sözüyle cevap vermek gerekir demiştik galiba…
Böyle konuşanlar vallahi bilin ki Gayretullah’a dokunuyorsunuz! Mevsimlerin değişerek tüm dualara rağmen rahmetin gecikmesi bu belaların işareti değil mi? Ne dersiniz? Çünküdünyanın her tarafında cehalet, zulüm ve ahlâksızlık almış yürümüş, Allah (c.c.) inancı unutulmuş, insanlık korkunç ve karanlık bir duruma düşmüş, dünyanın yaşanmaz bir hale geldiği, kötülüklerin çığ gibi büyüdüğü bir zamanda yaşayan biz insanlar bunca kötülüklere rağmen günahlarımızın affı için geceli ve gündüzlü tevbe etmeli hatta tabiri caizse; bir kez toprak, altı kez de su ile yıkandıktan sonra ancak temiz olan ibadetsiz, itaatsiz, kalbi gözü, gönlü kararmış kirli paslı olan benim kalbim temizdir diyecek kadar ölçüsüzlere karşı, hadsizlere karşı, Yüce Allah (c.c.) Talak suresinin 3.ayetinde mealen şöyle buyurmaktadır. “…Allah, her şey için bir ölçü koymuştur.”
İşte bundan dolayı Hz.Allah (c.c.)’ın cehaletin kol gezdiği, zalimlerin çoğaldığı, mazlumların ezildiği, yoksul masum insanların ezdikleri bir dönemde, hırsızların, arsızların, şer güçlerin, eli kanlıların hayat ölçülerini hangi kitaptan alıyorlar? Veya hangi kitaba göre hayat sürdürüyorlar?
Adeta dinimize, bayrağımıza, askerimize, polisimize savaş açanlar cesaretlerini hangi kitaptan alınıyor?
Mekke’de, Hira’da bir güneş gibi yükselen karanlıktan aydınlığa, küfürden imana, düşmanlıktan dostluğa vesile olan Hz. Kur’an-ı unutan, hayatından çıkaran, kravatı, koltuğu, çıkarı için kullananlardan dolayı ne acı ki şuurumuzu, ölçümüzü kaybedip şaşkın ve dalgın bir toplum ve topluluk haline geldik.
Bu halimizle müslümanlar ölçüsüz, kitapsız, ölçüsüz fert, ölçüsüz aile, ölçüsüz toplum, ölçüsüz devlet ve ölçüsüz gruplar haline dönüştük. Ölçülerini kendi nefsine ve aklına göre tespit eden dengesiz bir toplum olduk.
Kur’an-ı Kerim’e danışmayan, Resulü (s.a.v.)’nün hakemliğine başvurmayan, bir toplum nasıl kurtuluşa erer ki; problemlerini nasıl ve neyle çözer?
Kur’an’dan başka kaynak tanımam, benim için sadece Kur’an delildir diyerek ona sarılmalı onunla amel etmeliyiz.
Aksi halde samimiyetsizlik kol gezer. Çünkü Yüce Rabbimiz (c.c.) “… Kim Allah’a ve resulüne itaat ederse gerçekten büyük bir kazanç elde eder.” Ahzab suresi 71 ayetin ve Ali İmran Suresinin 31. Ayetinde de“ Deki eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.
Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.” Ahzab suresi 36.ayeti kerimesinde Yüce Rabbimiz (c.c.) “…Allah’a ve Resulünün emrine itaat etmeyenler doğru yoldan açıkça sapmışlardır.” karşı gelmek silahını kuşanmakla olmuyor haaa.
Emirleri yerine getirmemekle, emirleriyle alay etmekle olur…
Aksi halde ölçüsüz hesap yaparak Allah muhafaza hüsrana uğrarız diye korkuyorum. Sahabenin yediği Huneyn tokadını tekrar yeriz diye korkuyorum.
Allah korusun! İslam ümmeti olarak ne zaman ki kitaptan uzaklaştık ölçümüzü kaybettik.
Dengesizleştik ve sahipsizleştik! Bu sebepten kurtlara ve çakallara yem olmaya devam ediyoruz.
Dünya mazlumları sevinsin. Yeryüzü kâfir ve zalimlere dar, müslümanlara, mü’minlere ise diyar olsun. Yaşayarak biliyorum ki, “Doğru konuşanı dokuz köyden kovarlar”! Yine kovulsak da gerçekleri son nefesimize kadar söylemeye hayatımıza ilmek gibi işlememize devam inşallah! Yeter ki Rabbimiz (c.c.) kapısından kovmasın kulların kovması bir hiçtir hiç…
Gelin hep birlikte açalım bir Kur’an-ı Kerim mealini okuyalım Hucurat suresindeki o ahlaki ölçüleri…
Gittiğimiz yanlış yoldan dönmeliyiz.
Bu ülkeye hayırlı bir çivi çakan her kim olursa olsun! Hoşgörü - barış ve kardeşlik elimizi uzatarak o güzel devasa hizmetlerin hezimete dönmesini önleyelim.
Cemel olayında Sahabe-i Kiramları birbirine düşürüp savaştıran münafıkların, bugün de bizi birbirimize düşürmeye çalıştığını unutmayalım! İlahi ölçülere dönelim.
Yüce Rabbimizin Kalem suresinin ilk 4- 12 ayetinin yanı sıra diğerlerini de okuyalım. Bir kez daha okuyalım. Bir kez daha, bir kez daha okuyalım… Görüşünceye dek eviniz gül, gönlünüz Gülşen olsun. Hoşça kalın dostça kalalım…
Yusuf ÇAKICI
Yalıhüyük KONYA