Müptelasıyken bir avuç huzmenin
Nurundan bihâber toy bir kelâm
Aşkından bir katre yudumlasa
Körüklenir bir susamışlık daha.
Ve lerzan bir kor misâli
Küllenir yekpâre vuslata.
İsmin mızrap vurmasa sirete
Titrer mi hasreti korlaşmış bir yürek bu denli?
Âşikâra yüklemişçesine hâfiyi
Bu yürek taşıyabilir mi aşkından bir katreyi?
Parşömenlerde iz sürsek satır satır
Şehrayinlerden getirsek bir yığın kelimeyi
Kehkeşanlara batırsak da kuş tüyünden bir diviti
Târife mazhar olmak bir katreni
Hangi edibin haddine Efendim!
Köhneyen bir yürekle dillenmek Sana.
Yağma edilse hem lisân hem lügat
Kanat çırpsa kafiyeler, seciler dizelere
Prangalanan aruzlar olsa da âzad
Ve cila çekilse de mazmun kırıntılarına
Bilal bile okuyamamışken İsmini
İcâzdan dem vurma hünerini gösterse de
Hangi muharririn harcıdır ki bu uhde?
Ne cürettir aşkına kelâm biçmek?
Muştulansa Liva’ül Hamd esenliği
Perçinlenir visal hasreti kursağa.
Bir ebabilin ağzındaymışçasına
Kanat çırpar pürtelaş, bir rayihaya.
Ve vuslatın, hasretinin şerarelerinde mahfi
Efendim!
Bir katresinden nasiplenmek aşkının
Sadrıma da kelâmımı da kâfi.