Yüce rabbimiz İnsanlığa Hakkı batıldan ayırt eden “Furkan” olarak gönderdiği yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de tüm Müslümanları şeytandan ve şeytanın hilelerinden sakınmaları gerektiğini bildirmektedir.
Şeytandan sakındığımız gibi, şeytanın dostlarından da sakınmamız, bunların şeytani vesveselerine inanıp aldanmamamız gerekir. Günümüz coğrafyasında ise, şeytandan ve şeytanın dostlarından sakındığımız gibi, ne tuhaftır ki “Ben Müslümanım” diyen Müslüman kisvesine bürünmüş insanlardan da sakınmamız gerekmektedir!
İslam coğrafyasında görüldüğü gibi Halkı Müslüman olan birçok ülkede şeytanın misyonunu, “Ben Müslümanım” diyen gafiller, “Ben Müslümanım” diyen cahiller, “Ben Müslümanım” diyen hainler yürütmektedir!.
Binlerce yıldır yeryüzünü faseta boğmak İçin çalışan şeytan aleyhillane, ciddi bir işsizlik kriziyle karşı karşıyadır sanki!.
Çünkü şeytanlık adına yapılması gerekenler, artık bu gafiller, bu cahiller ve bu hainler tarafından Müslümanlık adına yapılmaya başlanmıştır!.
Uyudukları zaman kiminle birlikte olduklarını bilmiyoruz!. Bildiğimiz ve gördüğümüz gerçek, uyandıkları zaman şeytanı hoşnut etmek için Allah'ın o tertemiz hükümlerini göz ardı ettikleridir.
Nitekim Kur'anı Kerim'de bu aldatıcılar zikredilmekte ve tüm insanlar, bu aldatıcılara karşı defalarca uyarılmaktadır.
Şanı yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerimde, şeytanı, şeytani zihniyeti, şeytani yaklaşımları, şeytanın dostlarını, bunların geçmişte neler yaptığını ve neler yapmak isteyeceklerini apaçık bir şekilde bildirmiştir.
“Ey insanlar, hiç şüphesiz Allah'ın va'di haktır, öyleyse dünya hayatı sizi aldatmasın ve aldatıcı(lar) da, sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak) aldatmasın.”Fatır Süresi 5
Kur'an-ı Kerim'i okuyabilme yetkisini başlarındaki bel'amlara veren gafiller, bu ayet-i kerimeleri bilmiyorlar ki dikkate alsınlar!.
Hz Ademle başlayan Tevhid mücadelesinde kıyamete kadar devam edecek bir mücadeledir. Hak ve batılın mücadelesinde hakkın karşısına, kendi zamanlarının Tevhid önderleri Peygamberlere karşı çıkanlar hep o zamanın mele mürtefi olan önde gelen gruplarının yanı sıra ataların dini üzere olanlardır.
Dün Allahtan gelen vahyi insanlara ulaştıran Peygamberlerin karşısına dikilerek onları “yalancı, mecnun, fitne çıkarmakla suçladılar. Bugünde Kur'an-ı Kerim'i esas alarak ,hakka ve hakikate davet eden Müslümanları fitneciler olarak tanımlıyorlar!.
Hz. Aişe annemize Peygamberimiz’i (sas) bize anlat diyenlere, ‘Siz Kur’an okumuyor musunuz?’ dediği halde Bugün ise Kuran diyen Müslümanlara Kürsülerden “Kuran Müslümanlığı diye bir sapıklık çıkmış diyenler acaba neye ve kime hizmet ediyorlar sizce…
Hz. Peygamber’i tanıtan en objektif, en orijinal ve en sahih kaynak Kur’an’dır. Bu ikisi et ve tırnak, tohum ve toprak kadar birbirinden ayrılamaz. Kuran, onu çağa taşımak için çırpınır. Onun tarihe hapsolmasını önlemek için onunla ilgili tarihsel olayları müminin yüreğine, imanına, ibadetine taşır. Kuran müminin hayatında onu güncel kılmak için ne gerekiyorsa yapar. Müminler Kuran’da onu, onda Kuran’ı görürler. Onu Kuran’la, Kuran’ı onunla tanırlar
“Gerçek, apaçık belgelerden indirdiklerimizi ve insanlar için Kitapta açıkladığımız hidayeti gizlemekte olanlar; işte onlara, hem Allah lanet eder, hem de lanet ediciler lanet eder.” Bakara Süresi 159
Tarihte olduğu gibi günümüzde “Şeytanizme rağmen Kuranın Diriliş” devam edecektir bu haktır bu Allahın vadidir. Birileri ağızları ile Allahın Nurunu söndürmeye çalışsalar da yapabilecekleri hiçbir şey yoktur.