KÂNÎ, 1712-1792 Tokat doğumludur. Mizah ustası bir Osmanlı şairidir. Zarif ve hoş sohbet oluşu dolayısıyla yaşadığı devirde çok sevilmiştir. Bükreş’te iken bir kıza âşık olur. Kız kendisinden “Hristiyan” olmasını istemesi üzerine “deyim” haline gelen şu ünlü sözü ile teklifi reddeder ve dinine sadakatini gösterir: “KIRK YILLIK KÂNÎ, OLUR MU YANİ”
Girit İsyanında (1866) Keçecizade Fuat Paşa ile Fransa İmparatoru 3.Napolyon konuşmaktadır. İmparator küstah bir eda ile “Girit’i bize kaça satarsınız” der. Fuat Paşa cevap verir “Aldığımız fiyata” ve ekler “Girit Osmanlı’nın en çok kan dökülüp, ağır bedeller ödenerek kazanılmış bir toprak parçasıdır.”
Dinine vatanına sadakati üzerine ölenleri Rabbim en yüce makamlara yükseltsin. Tarihimizde adının önüne “HAİN” ünvanı konulan yüzlercesi de vardır. Mesela 1800 lü yıllarda savaş halinde olduğumuz Kavalalı Mehmet Ali Paşa’ya donanmamızı teslim eden “Hain Ahmet Paşa” bunlardan birisidir. Şahsi çıkar ve siyaset uğruna her devirde hainler çıkmıştır. Bütün ihanetler gizlice planlanıp yürütülür. Tarihimiz hainliklerle dolu olsa da 15 Temmuz 2016’daki FETÖ ihaneti gibisine rastlamak mümkün değildir.
İNANILIR GİBİ DEĞİL AMA…
Tam kırk yıldır kürsülerde vaazı nasihat etti. Hüngür hüngür ağladı ve ağlattı. Son derece mütevazı ve yumuşak göründü. Bir yanağına vursan ötekini de çeviren bir hale sahipti. Halim selim, namazında niyazında bir derviş tavrıyla gönüllere adeta taht kurdu. “Melek Cebrail parti kursa dönüp de bakmam” sözüyle büyük sempati topladı. Hayır hasenat ile sevap peşinde koşan “hizmet” erleriyiz dediler. Eğitim, ilim, ahlakın temel amaçları olduğunu söylediler. Hep siyaset dışı bir hareket olduklarını iddia ettiler. Bağış, himmet, ücret hep din hizmeti içindir dediler. Milletin itimadını kazanıp haklı bir şöhrete ulaştılar.
MEĞER HEPSİ YALANMIŞ
Melek gibi konuşup şeytan gibi yaşamışlar. 2013 yılında aldatıldığımızı anladık. Konuştukları, edebiyata dayalı palavralarmış. Yalana dayalı bir hayat varmış. Milletin itimadına ihanet ettiler. Göründüğü gibi değilmiş. Yarım asırdır samanın altından su yürütmüşler. Devletin en kılcal damarlarına girmişler. Bütün kurumları ele geçirmişler. Türk Silahlı Kuvvetlerini uyduruk sebeplerle felç ettiler. Kendi ülkesinin devlet adamlarına meydan okudular. Hakaretler ettiler. Tehditler savurdular. Milletten oluk oluk topladıkları paraları vatan aleyhine harcadılar. Ülkemizi kaosa sürüklediler. 15 Temmuz 2016 da korkunç suçlar işlediler. Kuzu postuna bürünmüş kurtlarmış bunlar. Canavar ruhlu, acımasız, kan dökücü insanlar yetiştirmişler. 15 Temmuz gecesi meydanları ateşe verdiler. Kendi halkını kurşunladılar, tanklarla ezdiler. Devlet kurumlarını bombalarla cayır cayır yaktılar. Şükür ki milletten cevabını aldılar. Tank, top, uçak gibi ağır silahlara karşı durmak yürek ister. Böyle cesaretli gözü kara vatan ve istiklal fedailerini görünce şaşırdılar, paniklediler. Bir bir teslim oldular. Alınlarına “hain” lik damgası vuruldu. Vatana ihanetten tutuklandılar.
NEREDEN NEREYE
Kendi bağlılarını her işi peygamber tavsiyesiyle yapan, Hz. Peygamberle buluşup konuşan biri olduğuna inandırdı. Ermiş, keramet ehli olmuş yüce bir varlık olduğunu kabul ettirdi. Hata yapmayan, kusursuz, günahsız, “kâinat imamı”, “büyük imam” gibi sıfatlarla çevresini kendine kul etti. Kendine itaati Hz. Peygambere itaatle eş tuttu. Hatta insanları cennete cehenneme sevk eden, şefaati dilenilen olağanüstü bir varlık olduğu genç beyinlere kazındı. Kılı, tırnağı, artığı, nefesi bile kutsandı. Sorgulayan, düşünen, olamaz diyenleri Nemrut ateşiyle dağladı. “Dinler arası diyalog” dediler, Papa’yla, hahamlarla, rahiplerle iyi münasebetler kurdular. Kendilerinden başkasına “dindaş” gözüyle bakmadılar. ABD ve AB’ye sırtlarını dayadılar. İngiliz, İsrail gibi en kurnaz, en fesat ülkelerin himayesini gördüler. Ülkemiz aleyhine uğraşan ne kadar anarşist örgüt varsa hepsiyle ittifak ettiler. Türk ve İslam dünyası bunlardan ikrah ederken Batılılar “gülen yüzlerini” makyajlıyor. Türk İslam isminden bile çıldıran Batılılar acaba bunların sırtını neden okşuyor? Alnı secdeli, dili Besmeleli bu casuslara devletimizi, dinimizi kaosa sürme gibi bir rol verildiğinden adımız gibi eminiz.
“ÖNÜNE BAKMA DA SONUNA BAK” demiş atalarımız. Önce bir din önderi idi, sonrası ihanet örgütü lideri oldu. Şimdi her yerde FETÖ konuşuluyor. Dinimize, ülkemize verdiği zararlar konuşuluyor. Gülen yüzüne tükürükler savruluyor. İtibarı sıfırlandı. Türk İslam düşmanlarından başka dostu kalmadı. Alnına kara bir leke sürüldü. Bu lekeyi pişmanlık ve özür dilemekle kısmen temizleyebilirdi. Ama o azim de olmadı. Yaptıklarından utanç duymak yerine ülkeyi ateşe verenlere benzin taşımaya devam ediyor.
HAYATI FİİLEN DEVAM EDİYOR AMA…
Tanklara karşı duran millet fedailerinin destanını okudukça çıldırmışa dönüyor. Milletteki vatan ve istiklal aşkının dipdiri olduğuna duyduğu kıskançlık içinde kıvır kıvır kıvranıyor.
Yüzlerce şehit ve mazlumun, yakasını tutacağı “din gününü” idamı mahkûmu bir ruh haliyle bekleyerek yaşıyor. Nefes alıp vermek yaşamaksa işte böyle yaşıyordur. Sahte bir şöhret için değer miydi bilemeyiz. Özlemini çektiği hayat belki de bu muydu onu da bilemeyiz. İhdinessıradal müstekim Allah’ım bizi doğru yolda sabit kıl.
ŞEYTANI KAHRINDAN ÇATLATTIK
FETÖ’nün ağır tokadı bizi kendimize getirdi. Şer olarak gördüğümüz bu olay, büyük hayırlara da vesile oldu. Vatan sevgisi herkesi birleştirdi. Albayrak altında toplandık. Partilerimizde uzlaşı kültürü oluştu. Hakaret davaları geri çekildi. Kırgınlıklar askıya alındı. Herkes bu sulhtan memnun. Yüzlerde sevinç ve sürur var. Büyük mitinglerle beraberliği yeniden sağladık. Şeytanı kahrından çatlattık. Birlik ne güzelmiş meğer. Vatan, din sevgisi, bayrak ve istiklal gibi kutsal değerlerin hala diri olduğunu gördük Elhamdülillah. Rabbim bu halimizi daim eylesin.
“SÛ UYUR, DÜŞMAN UYUMAZ” demiş atalarımız. Bu darbe olayında anladık ki bizim bizden başka dostumuz yokmuş. Düşmanımız ise pek çokmuş. Hasmın oyunu tükenmez. Biri biterken diğerini başlatırlar. Görüyoruz ki bütün terör örgütleri ittifak ettiler. Azgınlaştılar. Art arda belalar devam ediyor. Acılarımızı paylaşarak azaltacağız. Kara haberler sabır ve metanetimizi bozmasın. Unutmayalım ümmetin göz bebeği olan ülke ve milletimizi Allah koruyacaktır.
Şeytana uymakla ABD ve AB’ye güvenmenin farkı yok. Bugüne kadar Batı bizi birbirimize düşürdü. Aramıza nifak soktular. İdeolojik, etnik ve mezhepsel farklarla bazen rakip bazen de birbirimize hasım olduk. Birliğimiz, dirliğimiz bozuldu. Batılılar İslam coğrafyasını kan gölüne çevirdiler. Müslümanları perişan ettiler. Anladık ki ecdadımıza duydukları kin ve düşmanlığı bize devrettiler. Şimdilerde hasımlıklarını gizleme gereği bile duymuyorlar. Ve artık biliyoruz ki DAİŞ, FETÖ vb. dini görünümlü örgütleri-İslam’ı kötü göstermek, Müslümanlardan nefret ettirmek isteyen-Batılılar tarafından kurdurulup yönetildikleridir.
AZ SADAKA ÇOK BELA SAVAR
Verdiklerimiz boşa gidiyor sanılmasın. Tır tır dünyanın dört bir yanına giden yardımlarımızın musibetlere kalkan olduğu unutulmasın. Oruç, zekât, fitre, sadaka derken kurban bayramı da kapımıza dayandı. Buyursun gelsin. Hayırlara vesile olsun inşallah. Bayramınız mübarek olsun.