Eğitim sisteminin motoru öğretmendir. MEB, öğretmen seçimine ve eğitimine özel önem vermeli; öğretmenlerin verimliliğini ölçmeli ve ona göre ödüllendirmelidir.
Eğitim-Bir-Sen, “Öğretmenlik Mesleği ve Mesleğin Statüsü” konulu çok önemli bir araştırma yapmış, ilginç veriler ortaya koymuş. Araştırma 26 ilde 3.034 kişiyi kapsıyor.
Araştırmaya göre öğretmenler sadece uygulayıcı olmayı istemiyor; eğitim politikaları belirlenirken birlikte karar almak istiyorlar.
Öğretmenlerin % 77’si mesleğinden memnun, % 62’si mesleğini saygın kabul ediyor.
% 65’i mesleğini bilerek seçmiş.
% 70’i kariyerini öğretmen olarak tamamlamak istiyor.
% 55’i mesleğini zevk alarak yapıyor; % 23’ü zoraki sürdürüyor.
% 77.5’i mesleğiyle gurur duyuyor; % 10’u duymuyor.
% 65’i mesleğin saygınlığının gittikçe azaldığını; % 17’si azalmadığını düşünüyor.
% 54’ü devletin öğretmene yeterince değer vermediğini; % 21 verdiğini kabul ediyor.
% 20.5’si toplumun öğretmene değer verdiğini; %52.7’si vermediğini söylüyor.
%50’si hizmet içi eğitimleri yetersiz; % 21.5’i yeterli buluyor.
% 90’ı öğrenciler için faydalı ve önemli şeyler yaptıkları için memnuniyet duyuyor.
% 33’ü imkân olsa başka mesleğe geçebileceğini ifade ediyor.
Öğretmene değer verildiği, değerli olduğu hissettirildiği, çalışma ve başarma azmi verildiği ölçüde eğitim kalite kazanır.
Öğretmene değerli olduğunu hissettirdiğimiz ölçüde gayreti artar, çocuklarımıza daha faydalı olur.
Öğretmenlere değer veren ve onları iyi yetiştiren, iyi motive eden ülkeler eğitimde daha başarılı. Eğitim, öğretmenlerin gayreti, çabası ve çalışmasıyla kalite kazanır.
Öğretmenler nitelikli yetiştirilmeli, zaman içinde kendilerini yenilemeleri sağlanmalı. Bilgi her gün artıyor, eğitim teknolojileri yenileniyor, eski alışkanlıklar işe yaramaz hâle geliyor.
Öğretmenlik kariyer basamakları netleştirilmeli, öğretmenlerin kariyer yapmalarına imkân hazırlanmalı.
Öğretmenler daha sık hizmet içi eğitimlere dâhil edilmeli, kendilerini yetiştirmeleri ve yenilemeleri desteklenmeli.
Öğretmenlerin maaşları yükseltilmeli, onlara değerli olduklarını hissettirmenin en kestirme yolu. Öğretmenler polis ve subaylardan daha az ücret almamalı. Eğitim, güvenlikten daha az önemli değil.
Okullarda verimlilikleri ölçülmeli, başarıyı artıranlar ödüllendirilmeli. Başarıyı artıran ile artırmak için gayret göstermeyen eşit ücret almamalı.
Bakanlık ve yöneticiler; öğretmelerimizi motive etme ve morallerini yükseltme konusunda çalışmalar yapmalı. Okul müdürleri karar alırken öğretmenleri sürece dâhil etmeli, onların fikirlerini almalı, okulu ortak bir akılla yönetmeye gayret etmeli. Öğretmenler pasif uygulayıcı konumuna indirgenmemeli.
Çalışmaları takdir edilmeli, gayretleri desteklenmeli ve ödüllendirilmeli. Çalışma ortamı öğretmenleri büyük oranda motive ediyor.
Öğretmenlerin tecrübeleri önemsenmeli. Derslerde başarıyı artırıcı çalışmaları takdir edilmeli, program geliştirmeleri veya programlara katkıları önemsenmeli.
Eğitim politikaları, ölçme ve değerlendirme kriterleri belirlenirken öğretmenlerin görüşleri alınmalı. Öğretmenlerin programların pasif uygulayıcısı olmamalı; program geliştirme sürecine dâhil edilmeli.
MEB, eğitim politikaları belirlerken, öğretmen sendikalarını muhatap almalı, öğretmenlerin görüş ve tecrübelerinden faydalanmalı. Öğretmenlerin çalışma şartları, sorunları ve talepleri dikkate alınmalı. Uygulamada verimliliğin artması için öğretmenlerin görüşlerine baş vurmalı.
Veli dernekleri kurulmalı, velilerin eğitime katkısı sağlanmalı. Çocuklar devletin ve öğretmenlerin değil, onların sahibi anne ve babadır. Velilerin çocuklarına nasıl bir eğitim aldırmak istedikleri sorulmalı. Değer yargıları, inançları önemsenmeli.
Mesela bir karma eğitim konusu var ki ne velinin ne öğretmenin ne de öğrencilerin görüşüne baş vuruluyor. Batı’daki araştırmalar karma eğitimin pedagojik ham ölü ve yüz yılın pedagojik yanlışı olduğunu ortaya koyuyor. Bakanlık yıllar öncesi koyduğu kanunu uyguluyor.
Eğitim politikaları öğretmen ve velilerin görüşleri doğrultusunda belirlenirse başarı artar, çocuklarımızın yetenekleri gelişir, ülke kalkınır.