banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Cumhurbaşkanı 31 Aralık Cumartesi günü yayımladığı yeni yıl mesajında ülkemizde ve bölgemizde yaşanan elem verici olaylardan bahisle Kurtuluş Savaşı benzetmesini yapma gereği duymuştu. Mesajdan bazı cümleler şu şekilde idi: “İçinden geçtiğimiz dönemin adını doğru koymak gerekiyor. Türkiye, son yıllarda yeni bir istiklal harbi vermektedir. Milli birliğimiz, toprak bütünlüğümüz, kurumlarımız, ekonomimiz, dış politikamız, velhasıl devlet olarak bizi ayakta tutan tüm unsurlarımız büyük bir saldırı altındadır. Terör örgütleri, bu mücadelenin sadece görünen yüzleri ve maşalarıdır. Biz, asıl bu örgütlerin gerisindeki güçlerle mücadele halindeyiz."

Mesajın üzerinden bir tam gün geçmemişti ki Ortaköy’de bir gece kulübüneyapılan, yerli ve yabancı kırka yakın insanın ölümüyle sonuçlanan yeni bir terör saldırısıyla sarsılmıştı ülkemiz.

         Yeni yılın ilk günü mesaj trafiği son saldırılarla ilgiliydi. Bunlardan biri Cumhurbaşkanının mesajıyla benzer içerikte olmasıyla dikkatimi çekmişti. MHP lideri Devlet Bahçeli’nindi mesaj. Her türlü takdirin üstünde bir sorumluluk bilinciyle, istiklal, istikbal ve milli birlik vurgusu öne çıkan mesajında terör örgütlerinin kukla olduğunu, onların arkalarında durup Türkiye üzerinde vahşi hesaplar yapan canavar güçlerden söz etmişti Devlet Bey.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Ortaköy’de gece kulübüne düzenlenen terör saldırısına ilişkin sosyal paylaşım sitesi Twetter üzerinden açıklamalarda bulundu. Teröre karşı, eski ezberlerde ve denenmiş yollarda ısrar edilmesinin anlamsız olduğunu belirten Bahçeli, şu mesajları paylaştı:

"Artık teröre karşı kınama ve lanetleme yarışından daha fazlası yapılmalıdır. Türkiye’nin varlığı için ortak akıl, milli birlik şuuru şarttır. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar alınamaz. Klasik tedbir ve güvenlik politikalarının yanında teröre tam saha pres ve baskı kurulmalıdır.”

Terör örgütlerinin arkasındaki güçlerin, Türkiye üzerinde ve Ortadoğu’da vahşi hesaplar yaptığını savunan MHP lideri Bahçeli, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Kast edilmek istenen istikbalimizdir. İmhası amaçlanan milli birlik ve bağımsızlığımızdır. Türk milletinin tamamı kanlı namlunun ucundadır. Düşmana karşı ayağa kalkmak, tüm vatan sathını korumaya almak yalnızca iktidarın değil, hepimizin manevi sorumluluğu altındadır.Gerçekte teröristler ve terör örgütleri kukladır, arkalarında duran canavar güçler Türkiye üzerinde, Ortadoğu’da vahşi hesap yapmaktadır. Ne yaparlarsa yapsınlar milletimizi bölemeyecek, ülkemizi paylaşamayacaklardır. Kaderimize ve milli namusa sahip çıkacağız. Herkes müsterih olsun, provokasyonlara dikkat etsin ve merak etmesin ki; zalimleri mazlumların dua ve dirençleri yok edecektir. MHP, Türkiye’nin adeta bir savaş cephesinde olduğunu görmektedir. Ve de sonuna kadar devlet ve milletiyle bir, beraber olacaktır. Yıkılmayacağız, yenilmeyeceğiz; pekişen kardeşliğimizle, güçlenen azmimizle, kuvvetlenen irademizle hainlerin başına gök kubbeyi yıkacağız."

Zor zamanlardan geçtiğimiz gerçeğini lafta kabul ederiz de iş zora talip olmaya gelince bırakın zora talip olmayı eline geçen ilk fırsatta sıvışanımız maalesef çok oluyor. Nitekim topu taca atma kabilinden kimi demeçlerde bu durumu görebiliyorduk. Yok Diyanet İşleri Başkanı tahrik etmiş, yok insanların özgürlük alanlarına laf edilmiş, her eylemden sonra sorumluluk mevkiindekilerin demeçleri teröristlere daha ustalıklı eylemler yapma cesareti vermiş vesaire.

Bir gazetenin birinin ilk sayfasında bir Reina katliamını lanetleyenlerin taşıdığı bir pankart… Pankarttaki “Gericilik öldürür, Laiklik yaşatır” sloganı Uğur Mumcu suikastından sonraki meydanların halini hatırlatıyor. Provakasyon denilen şey bu olsa gerek, diye düşünürken Devlet Bahçeli’nin grup konuşmasından bir cümle tam da buraya manzara koyuyor: “Kutuplaşmaya hizmet eden kim varsa alçaktır. Reina’dan yeni bir mezhep savaşı çıkarma peşindeler; fırsat verilmemelidir.

Birliğimize, dirliğimize ateş ediyorlar. Görmüyor musun? Bir sisli ortam oluşturduktan sonra bizim birbirimiz ateş etmemizi bekliyorlar saklandıkları köşelerde nice zamandır.

Bana göre Sayın Devlet Bahçeli olayları doğru okumaktadır. Nitekim yeni yılın ilk grup toplantısında söyledikleri her şeyi projektör gibi aydınlatmaktadır: “Reina katliamı, !5 Temmuz’un artçı sarsıntısıdır. Terörle mücadelede kesinlikle bir ve beraber olmalıyız. Terörle mücadelemize İstanbul’da adeta cevap verilmiştir. Biz bunu görüyoruz. Ne yaparsanız yapın Türkiye namede el açmayacaktır. Katiller için kaçış yoktur. Çıbanın başı okyanus ötesidir.”

Peki, çözüm ne?

Sayın Devlet Bey’in her cümlesini takdir ettiğim konuşmasında çözümün değişmez adresi de gösterilmişti: “Ayrılıkta hayır yoktur, gün birleşme günüdür. Huzurun merkezi Türkiye Cumhuriyeti’dir. Beklemeksizin bir olalım, iri olalım, diri olalım. Terörizmi milli mutabakat içinde alt edelim.”

         İstiklalimize ve istikbalimize kast edenlerin hedefleri bana göre apaçık: Kendi sorumlu gören, zora talip olan herkesin her zaman tekrarladıkları birliğimiz, dirliğimiz; çünkü yedi düvele karşı koyan gücümüz burada.

         Selamların en güzeliyle…

          Hacı Halim Kartal                     03 Ocak 17

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.