Rahman olan, Rahim olan, Settar olan, Ğani olan kahhar olan, Yüce Rabbimin sonsuz selamı, rahmeti, bereketi hepimizin üzerine olsun derken şu sözümle başlamak istedim. “Ayrılık değil birlik, kargaşa değil dirlik, ırkıyet değil kardeş”olmamıza vesile olmasını dileğiyle.
Malumunuz olduğu üzere, muhtemelen 16 Nisan 2017’di de hayırlısıyla bir Referanduma gidilecek. Rabbimden ülkemiz için, memleketimiz için, Ülkemin güzel insanları için hayırlara, insanların ise, ülkemin huzur ve saadeti için birlik, beraberlik, kardeşlik yolunda uyanışına vesile olmasını niyaz ederim.
Hatırlarsanız, geçmişte zorla evet dedirterek bu halkın aklıyla, inancıyla, yaşam tarzıyla yıllarca alay eden zihniyetleri hatırlayarak milletim için, devletim için, bayrağım için, daha güçlü bir Türkiye için gelin hep beraber mertçe bi karar verelim. Hani merhum Uğur MUMCU’nun dediği gibi; “Türk vatandaşı, İsviçre medeni kanununa göre evlenen, İtalya ceza yasasına göre cezalandırılan, Alman ceza mahkeme usulüne göre yargılanan, Fransız idari hukukuna göre idare edilen ve İslam hukukuna göre gömülen bir kişidir.” İşte bu sıkıntılardan kurtulmak için sayacağım şu maddeler doğrultusunda gelin sizler gibi bende kararımızı beraberce verelim. Buyurun;
1- Hani; Dönemin Genelkurmay Başkanı bizzat ben kaleme aldım dediği 27 Nisan’da yüzde 40 ve yüzde 50 bir oyla iktidar olan mevcut hükümeti hedef alan ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahale etmek için 27 Nisan 2007 tarihinde gece saat 23.20’de verilen e-muhtırayı hatırladınız mı?
2- Altı kez gelip yedi kez sonrası ‘HAK’ ödemeye gidenin, Üniversitede okuyan müslüman başörtülü kız kardeşlerimizi, evlatlarımızı kastederek, okudukları okullarda gördükleri başörtüsü zulmüne karşı durun diyecek kadar yetkiye sahipken, orası üniversite, oranın kuralları var, Danıştay, Anayasa Mahkemesi kılık-kıyafet hakkında karar vermiş. İlla başı kapalı olarak okumak istiyorsa, başı kapalı okunabilen yerler var, oraya gitsinler. Yani Arabistan’a giderek orada okuyabilirler ayrımcılığı, kışkırtıcılığı yapanları hatırladınız mı?
3- Yüksek Seçim Kurulunca 8 Nisan 1999 seçimlerinde İstanbul 1.Bölge dördüncü sıradan Fazilet Partisi milletvekili adayı olan ve yeterli oyu alarak mazbatasını alıp TBMM'ne kaydını yapan, başörtülü Sayın Merve KAVAKÇI, hanımefendinin yemin töreni için başörtülü olarak TBMM Genel Kurul Salonu'na girince, Amerikan başkanı önünde el pençe duran, fakat Merve hanımın başörtüsü için adeta kükreyerek, burası devlete meydan okunacak yer değildir. Sayın başkan lütfen bu hanıma haddini bildirin diyen ‘HAK’ ödemeye gidip şimdilerde haddi bildirilen, siyasi vekiller ellerini sıralara vurarak dışarı, dışarı diye tempo tutanları, oysa şimdilerde başörtülü olarak Milletin Meclisine girip yemin ederek milletin hizmetkârı nerdeeeen nereye geldiğimizi hatırladınız mı?
4- 367 mucidi pis kokulu olan bey şimdilerde de Kahraman Türk ordumuzu yıpratmak için Anayasa değişiklik paketinin meclisten geçmesi halinde, Türk ordusunun savaş kazanamayacağını diyecek kadar talihsiz konuşmasına, Milli Savunma Bakanımız Sayın Fikri Işık Silahlı Kuvvetlerimize dil uzatan şeref yoksunu hainler ve onları kullananlar bilsinler ki, ordumuz, askerimiz bugün her zamankinden daha güçlü, daha donanımlıdır cevabına muhatap olanı hatırladınız mı?
5- Anne sevgisinden mahrum ülkemin huzurunu bozmak için çay kaşığı gibi çalışan M. Fevzioğlu ve Alman hükümetinin 15 Temmuz darbe girişimcilerinden Vatan hainleri, Bayrak düşmanları, din düşmanı mürtet fetenyahu askerleri olan darbeci generalleri şimdiler de bağrına basan o hain ülkede Almanya’da doğan ülkemin güzel insanlarına birer alman gibi bakan ve ülkemin kara günlere dönmesi için çırpınan Ü.KOCASAKAL’ları hatırladınız mı?
6- Bazı basın ve yayın organlarından özellikle Doğan Grubu'nun kapısında kemik yiyen bazı zehirli kalemşorların, eşlerinin de, ezandan rahatsız olan din, ezan, başörtüsü düşmanlığı ile bilinen, paramızdan 6 sıfırı atsınlar Taksim Meydanı'nda eşşek gibi anıracağını yazan Çölaşan, Üniversitelere başörtüsü ile girilmesine imkân tanıyan anayasa değişikliği paketinin Meclis'te 411 oy çoğunluğuyla kabul edilmesi sonrası 411 el kaosa kalktımanşeti atan,Tayyip'e şok ceza, Siyasi hayatı bitti, Muhtar bile olamaz diyecek kadar gözü dönmüş olan,göbeğini kaşıyan adam, koyun sürüsü, bidon kafalı, bunlar anasını bile satar diyecek kadar alçak, şereften yoksun ve analarını satan bu gibi hansların arpalarının kesileceğini günlerin olacağını hatırladınız mı?
7- Yıllarca yolsuzluğu, arsızlığı, din düşmanlığını Atatürkçülük maskesi altında öyle ki Atatürk’ü bile insanlardan soğutanların, al takke ver külâh diyerek, tenis topuna çevirdikleri halkı, filenin bir o yanına bir bu yanına raketleyip duranları hatırladınızmı?
8- İmanlı, İrfanlı, şuurlu çarşaflı bir hanım efendinin yerinin neresi!!! Kimlerin yanında olması gerektiği herkesçe malumdur! Ancak her nedense Yunana mezar olan kahraman İzmir’in Buca İlçesinde kara çarşaflı bir kadına 6 ok rozeti takan (takdir etmek gerekir tabii…) Milletvekili Hülya Güven’den sonra Mersinde 03.03.2010 tarihinde aç kurtlar gibi kara çarşafa saldırıp yırtarak, sanki Cumhuriyeti imanlı, Nene hatunların, Sütçü İmamın torunları tehlikeye sokmuşlar da güya Cumhuriyet'e sahip çıktık diyen Havva Ongunsel ve onun gibi ayrımcılık yapan kinci, iftiracıları olanları hatırladınız mı?
9- Kamu hizmeti veren bayanlar başlarını dinî değil, siyasi bir sembol olarak kullanıyorlar. Dolayısıyla kamusal alanda görünür olması kabul edilemez diyen aklı, nesli kıt olanlar şunu unutmayın ki; başörtüsü siyasi simge değil, İslam dininin 1400 yıldır uygulanan emridir. Ve sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerindeki Müslüman kadınlar değişik şekillerde başörtüsü kullanmaktadır. Çünkü Yüce rabbimiz (c.c.) Nur suresi 31. Ayetinde şöyle buyurmaktadır. “Mümin kadınlara da söyle; gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Yüz ve el gibi görünen kısımlar müstesna, zînet yerlerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar.” Ayetine düşman olanları hatırladınız mı?
10- Şerefle ve gururla Hakka ve halka hizmet etmek için, bir nefer olarak Diyanet camiasında GİH’lerinde çalıştığım ve Hz. Peygamber (s.a.v.)’in sünnetinden olan Sakalımı görünce sakalını kes diye dava açanlardan dolayı istifa etmek zorunda bırakılan bu aciz kardeşinize, kılık-kıyafeti bahane edip sakal düşmanlığı yapanları şimdilerde hiç de sorun olmadan kamuda hizmet etme ortamının sağlandığını hatırladınızmı?
11- Başlarının tacı, imanının tezahürü olan başörtülü hanım kızlarımızdan biri olan rahatsızlığı nedeniyle muayene için doktora giden kızımın hastalığını, şikayetini dinlemesi gerekirken; buraya böyle giremezsiniz başınızı açın, biraz çağdaş olun diye dini kıt olan doktora şairin dediği gibi; “Ne kendi eyledi rahat, ne halka verdi huzur yıkıldı gitti cihandan dayansın ehli gubur’a sağ iken dini ve manevi tüm değerlere cirit atarak saldıran keçi soyundan gelen Doktor Erol EREN (Hakkınız helal edin keçilerin arkaları hep açıkya) öldüğünde ise değil ki el yüz tüm bedenini kuşatan kefene sarılan kızıyla birlikte çağdaş oldukları için hakkımızın o ve onun gibilere haram olsun derken şimdilerde çoğu kamu kurum ve kuruluşlarında çalışmakta olan başörtülü evlatlarımız başı açık kardeşlerimizle birlikte omuz omuza, diz dize, gönül gönüle vererek sıkıntı olmadan görev yapmanın yolunu açan lakabıyla UZUN adamın fedakarlığını hatırladınız mı?
12- Başörtülü kardeşlerimiz kızlarımız için ikna odalarının mucidi şimdilerde meclis dışarında olup yüzüne bile bakılmayan ve 28 Şubat döneminde hiç yoktan başörtülü kızlarımıza ikna odaları kurup zulmedenleri şimdilerde o zulümleri çöplüğün derinliklerine attıran huzur içinde okuyan başörtülü öğrencilerin gözyaşlarının dinmesinde emeği olanları hatırladınızmı?
13- Şeriat parmak kesecek diye yaygara yapanların, şapka için kestiği başları, idamları yapanları hatırladınız mı?
14- 6-8 Ekimde Kobani bahanesiyle sokağa çıkın çağrısı sonucu vatandaşların ölümüne ki içlerinde yoksullarakurban eti dağıtan Yasin Börü ve üç arkadaşının da bulunduğu 31 kişinin hayatını kaybettiği olaydaAnnelerin kucaklarına sadece ayaklarındaki benlerinden tanıyacakları ve son kez öpecekleri Yasinlerin acılarını bize tattıranları, şimdilerde kim ve kimlerin savunduklarını, el ele, kol kola olduklarını hatırladınız mı?
15- Terör örgütlerinin ve hatta Merhum Gaffar OKAN’I şehit edenlerin avukatlığını yapan, PKK’lılara şehit diyecek ve cenazelerine katılacak kadar alçalan bozuntular, şimdilerde topluca saldırgan olup insanları kuduz aşısı vurdurmaya mecbur eden zerzevatların kimlerle el ele, kol kola olduklarını hatırladınız mı?
16- Senfoni dinleyen diskoda tepişen çağdaş; milli ve manevi kimliğe sahip olan herkese yobaz damgasını vurup, milletin silahlarını millete doğrultan üniformalı vatan hainlerinin yanısıra bu güzelim ülkem yıllardır görebileceği bütün manyakları gördü. En son fetenyahu denilen bir manyak 15 Temmuz'da 3-5 bin üniformalı asker bozuntusu teröristlerin komutanı olan Tuğgeneral Semih Terzi ve değir vatan hainleri güya ülkeyi ele geçireceklerini düşünürken, karşılarında gerçek manada vatanı için, milleti için, al bayrağı için canlarını seve seve feda eden, ferasetli vatan evlatlarından başta Ömer Halis DEMİR, Abdullah Tayyipleri görünce TSK içinde Efsane komutan olarak bilinen Özel Kuvvetler Komutanı Sayın Tümgeneral Zekai AKSAKALLI’nın Merhum Şehit Astsubay Ömer Halis DEMİR’i arayarak evladım Tuğgeneral Semih Terzi vatan hainidir, isyancıdır, onu, karargâha girmeden öldür! Bunun sonunda şehadet var. Hakkını helal et derken Şehit Ömer Astsubay, Başüstüne komutanım, hakkım helal olsun. Siz de helal edin sözleriyle yanıt veren vefalı vatansever şehitlerini ağlatmayacağını hatırladınız mı?
17- Bu ülkede Anayasa kitapçığını Başbakan'ın kafasına fırlatıp 1 saat içinde 5 milyar doların iç olmasına neden olan kırmızı ışıkta durdu diye çok iyi Cumhurbaşkanı dedikleri kişinin affettiği 250 terörist dağdan inip, 125 Mehmetçiğimizin şehit olmasına sebep olan A.N.Sezer’e ve onun gibilere laf söyletmeyenlere, ithal kemal dervişlere inat ülkemde ekonominin, insan haklarının, gelir düzeyinin daha da güzel olduğunu hatırladınız mı?
18- Terörist cenazesine katılan köpekler Şehitlere ne şehidi, bok yoluna ölüyorlar diyen sahte Atatürkçüleri hatırladınız mı?
19- Taksim Gezi Parkı protestolarısırasında, polis tarafından atılan göz yaşartıcı gazkapsülünün başına isabet etmesi üzerine, hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın olayını ekmek almaya giderken yaşandığını söyleyen siyasilerin yanısıra ailesinin de ekmek almaya gitti oysa çocuğun bir elinde sapan, yüzünde poşu, cebinden çıkan 11 tane patlayıcı ve demir bilyeler olduğu halde ölenin katili Erdoğan’dır diyecek kadar Vatan haini olanları hatırladınız mı?
20- Ülkem için yapılan köprüleri, bölünmüş yolları, hava alanlarını, hastahaneleri bütün hizmetleri engellemeye kalkışanları hatırladınız mı?
21- İşte ülkemde geçmişten bu güne kadar cereyan eden bazı acı olaylardan dolayı, bu halkın aklıyla, inancıyla, yaşam tarzıyla, yıllarca alay eden zihniyetlere inat,edep, ahlak, nezaket ve zarafetli nesiller yetişmesine katkıda bulunmak için,Efendimiz (s.a.v.)’in Abdullah b. Mes’ud’dan rivayet edilen hadisi şerifine göre "Kişi sevdiği ile beraberdir." (Buhari, Edeb, 96; Müsiîm, Birr, 165) Öyleyse Allah’ı, Peygamberi, Kur’an-ı, Vatanı, Bayrağı sevenlerle beraber bir olmak için, İri olmak için, Diri olmak için, Hep birlikte Türkiye olmak içinBir olacağız. İri olacağız. Diri olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız!Bir olacağız. İri olacağız. Diri olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız! El ele omuz omuza vermemiz gerekmektedir. 16 Nisan 2017’di de yapılacak olan referandumun Ülkemize, Ülkemizin güzel insanlarına hayırlar getirmesini yüce Rabbimden niyaz eder. Görüşünceye dek eviniz gül, gönlünüz gülşen olsun.
Yusuf ÇAKICI
Yalıhüyük/ KONYA
