banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

1960’lı yıllarda cumhurbaşkanı adayı olmak için Prof. Ali Fuat Başgil, Ankara’ya gitmiş. Hoca, ertesi gün apar topar geri dönmüş. Dostları sormuşlar:

                -Hocam, hayrola, çabuk döndünüz. Kimlerle görüştünüz?

                -Mister Baretta ve Mister Thomson ile.

                Hoca, otele adımını atar atmaz iki subay gelmiş ve tehdit etmişler.

                O yıllarda dillerde darb-ı mesel olarak dolaşan bir söz vardı:

                “Halkı kendi hâline bırakırsan cumhurbaşkanı olarak ya Ali Fuat Başgil’i veya Bediüzzaman Said Nursi’yi seçer.”

                CHP ve vesayetçi odakların gözünde cumhurbaşkanı seçimi halka bırakılamayacak kadar önemliydi. Yıllarca cumhurbaşkanını kapalı kapılar arkasında pazarlıklar yaparak mason localarında kulisler yürüterek seçtiler, seçtirdiler.

                Nihayet 2007 referandumundan sonra halk cumhurbaşkanı seçmeye başladı. Halk CHP’nin ve vesayet odaklarının adaylarını seçmedi, seçmez.

                Üstat Bediüzzaman’a göre CHP şer partisidir, yüzde beşi mason komitesine dâhildir, eğer bu parti iktidara gelirse % 5 partiye hâkim olur, din düşmanlığı yapar. Millet hür iradesiyle bu partiyi iktidara getirmez.

                Son zamanlarda “üst akıl” olarak isimlendirilen CIA, Mossad, BND, MI6, localar, roteryanlar Ak Parti’yi indirmek için akıl almaz dolaplar çevirdiler, çeviriyorlar.

                Türkiye’de Meclis Anayasa değiştiriyor, cayırtı Almanya’dan geliyor.

UdoUlkote’nin Satılmış Gazeteciler kitabında ifade ettiği gibi bir çok yazısı CIA ve BND tarafından yazılan Der Spiegel bakınız ne diyor:
                “Türkiye kökenli Alman gazetecinin tutuklanması, derinden sarsılan Ankara-Berlin ilişkilerini daha da sarstı…

Federal hükümet dilemma yaşıyor. Bir yandan Ortadoğu’da Türkiye gibi bir ortağı kaybetmek istemiyor öte yandan cumhurbaşkanının diktatörlüğe dönüşme yolunda olmasından dolayı kamuoyunda öfke büyüyor. Hükümete yakın organizasyonlar, bir Alman gazetecinin (Welt muhabiri Deniz Yücel kast ediliyor.) tutuklu bulunmasından dolayı krizi tırmandırıyor.” (4.3.2017,s.36)

                Türkiye’yi karalayan haberler yazan Deniz Yücel’in Welt muhabiri olmasına kargalar güler. BND ajanlarının sıkça gazeteci kimliği taşıdığını Der Spiegel okuyanlar çok iyi bilir.

                Dergiye göre Angela Merkel, mülteci anlaşmasından dolayı Ankara’ya esir durumda. Türkiye, mülteci anlaşmasını bozar, mülteciler için kapıları Avrupa’ya açarsa sonbahardaki federal seçimlerde Merkel büyük kayba uğrar.

                Der Spiegel yazarları MaximillianPopp, FidelliusSchmid, ChristophSchult, Angela Merkel’e şantaja boyun eğmemesini Ankara’daki “despot”a kesin tavır almasını tavsiye ediyorlar.

                CHP lideri Kılıçtaroğlu’nun seçilmiş cumhurbaşkanı için kullandığı “despot” kelimesini Almanlardan mı öğrendi?

                Yoksa Deniz Yücel gibi gazeteci kimliği taşıyan ajanlar mı Almancaya tercüme etti, bilinmez ama Türkiye’deki muhalefetin Alman ağzıyla konuşması çok ama çok tuhaf.

                Dergiyi okudukça keyiflendim. Eskiden Avrupa ve Almanya’nın Türkiye’ye baskıları söz konusu idi. Şimdilerde Türkiye mültecilere Avrupa kapılarını açarsa seçim kaybederim diye Almanya Şansölyesinin ödü kopuyor.

                Almanya’da kaldığım yıllarda (1988-1994) Almanlar, entegre olsunlar diye Türklerin Almanya’da Türkçe konuşmalarına karşı çıkarlardı. Okullarda Türkçe dersini “abitür” dersi olarak kabul etmezlerdi, etmediler.

                Der Spiegel 23. sayfasında “Deniz’e Özgürlük” manşetini atmış. Almancasını altına yazmış.

                Hey gidi günler!..

                DasParlament gazetesi bütünüyle Türkçe çıkmış.

                Rahmetli entegrasyon ne iyi kelime idi.

Şimdilerde Meclis’in yaptığı Anayasa değişikliğinin halk tarafından kabul edilmemesi için Alman gazeteler Türkçe başlıklar atıyor, Türkçe makaleler yayınlıyor.

Almancamı unutmayayım diye 23 lira verip dergi alıyorum, Türkçe yazılar okuyorum.

Gel de kızma!

Bayern’de ölene kadar başbakanlık yapan JosefStraus; en iyi Türk, ölü Türk’tür, demişti.

Almanlar, Almanya’daki Türklerden hiç hazzetmezler. Bizim lehimize bir şey olsun istemezler.

Onlar Anayasa değişikliğine karşı çıktıklarına göre biz burada “evet” demek zorundayız.

İlk defa Meclis, Anayasa değişikliği yapıyor. Ülke, darbecilerin yaptığı Anayasa’dan kurtulmak istiyor. Darbelere lanet okuyup da darbe Anayasasının değiştirilmesine karşı çıkmak deli saçması değil de nedir?

Teşekkür: Geçen hafta Safranbolu, Karabük, Abana, Bozkurt, Çatalzeytin’de öğrenci, öğretmen ve velilere konferanslar verdim. Eğitimin kalite kazanması için gayret eden dostlarım Abana Kaymakamı Hasan Hüsnü Türker,  Safranbolu Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Bilici, Abana Milli Eğitim MüdürüHüseyin Erol,Bozkurt Kaymakamı Murat Acar, Milli Eğitim Müdürü Şaban Özkan, Çatalzeytin Kaymakamı Bülent Şimşek, Milli Eğitim Müdürü Sedat Ünal ve emeği geçen bütün eğitimci dostlara bin teşekkür ediyorum.

                

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.