banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Şehir dışından gelen ve daha önce Seydişehir’i hiç görmemiş bir misafir, tabi ki Seydişehir’i ve halkını tanımak ister. Elbette en önemli tanıtım malzememiz olan alüminyum cevherini ve tesisleri gezilecek, görülecek ve anlatılacakların başına koymak isteriz. Ne de olsa ülkemizde yalnızca bu bölgede çıkan ve işlenen alüminyumun hammaddesi olan boksit madenine sahip bir memleketiz.

Bu madenin “rengi nedir?”, “mahiyeti nasıldır?”, “neye benzer?” görmek isteyen birisine somut şeyler sunmak gerekir. Madenin işlendiği yahut çıkarıldığı yere götürerek mi yapılır, ya da bu iş için daha önceden hazırlanmış konferans salonlarında, hazırlanmış görseller üzerinden anlatmak mı gerekir, buna benzer yöntemleri uygulamak lazımdır.

Yıllar önce, hükümet meydanının önünde alüminyum madeninde bulunduğu görsel bir simge vardı. Sahi o şehrin önemli merkezinde bulunan simge şimdi neden yok yerinde?” diye sormak geldi aklıma… Şehrimin tanıtımını onunla özdeşleşen en önemli şeylerden biri ile anlatmayı istemek, çok şey istemek anlamına mı gelir acaba?

 

TRAFİK KEŞMEKEŞLİĞİ DEVAM EDİYOR

Geçen hafta motorcular dedik, onlardan dert yandık. Okuyucularımızda bu konuya olumlu tepki verdiler sağolsunlar. Ama trafik keşmekeşliği halen devam eden bir konudur.

Özellikle Hürriyet Caddesi ve Milli Egemenlik Caddesi’nde nizam ve intizam olmadığı için sürücüler ve yayaları zora sokan durumlarla sık sık karşılaşılmaya devam ediliyor maalesef. İki, üç hatta dört araç yan yana park ediyor. Buna ek olarak orta refüj boş olunca dördüncü araç sollama yaparken bir de başka bir araç “u dönüşü” yapmaya kalkınca trafiğin halini siz düşünün. Trafiğin yoğun olduğu saatlerde, sürücülerin her an patlamaya hazır bomba haline gelmesi de ayrı bir sorun olarak karşımızda duruyor doğal olarak… Yani zincirleme trafik kazaları gibi bir durum çıkıyor ortaya. “Zincirleme Halk Patlaması…”

Caddelerin fazlaca düzensiz olmasından da kaynaklanan trafik keşmekeşliği, şikâyetler sonucu yapılan denetimlerle sürücüler geçici olarak kurallara uysalar da bu durum fazla uzun ömürlü olamıyor…

Daha doğrusu bir müddet uykuya alınan kuralsızlıklar, ani bir gürültüyle uyandırılıyor ve gelsin sıkıntı, gelsin stres…

Sürücüler hangi mantıkla yapıyorlar anlaşılmaz ama park lambalarını yakıp yolun ortasına bırakılan araçların hiçbir manisi yokmuş gibi davranılıyor. Böyle bir trafik kuralının varlığını ben bilmiyorum. Varsa da bana da öğretsinler. Trafik tıkansın ama sen üzerine hiç alınma ve “park lambalarımı yaktım ben, sen düşün” diye hava atılsın. Gel de çık işin içinden, gel de halk patlaması yaşama… Herkes kendisini düzeltmedikçe bu işlerde düzelme olmayacağına kanaat getirdim artık. 

Hani derler ya; “bu kafayla gidersen askere, zor alırsın tezkere…”

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.