Ömrü olanlar için bir Ramazan ayını daha yaşamak için yılın en güzel mevsimindeyiz. Rabbimize şükürler olsun ki, insanlar arasında zamanı böyle döndürür durur.
Ramazan insanın kendisini çek etme, hayatının meşgaleleri içinde savrulurken buna dur deme, özüne dönme, tabiri caizse; insanın kendini formatlaması tüm virüslerden temizlemesi için bizlere rabbimiz tarafından sunulmuş bir fırsattır…
Üzülerek ifade etmek gerekirse ülkemizde, bölgemizde, çevremizde son yıllarda ramazan bizi değiştirip bize kendimizi formatlama şansı verirken bizler yaptığımız uygulamalarla ramazanı değiştirmeye kalkışıyoruz.
Ramazan ayı Kuran-ı Kerim’in indiği ay olması münasebeti ile Rabbimizin bize gönderdiği yegâne hayat kaynağı, tek kurtuluş reçetemiz olan yüce kitabımızı anlamak ve onu kendimize hayat düsturu yapmamız için ramazan bize sunulmuş eşsiz bir fırsat olduğunu bilmemiz ve Ramazan’da bunu anlamamız gerekir…
Ramazan ayının değerli oluşu; bizleri kurtaracak mesajın bu ayda indirilmesinden kaynaklanmaktadır.
Kuran’ın indirildiği gece bin aydan hayırlı olduğuna göre Kuran’ı okumaya, anlamaya ve Kuran’ın indiriliş amacına uygun yaşamaya çalıştığımız her gün her gece bizim için Kadir Gecesi, böyle yaşadığımız ay bizim için diğer aylardan çok üstün Ramazan olur inşallah.
Bu nedenle oruç bir iman eylemidir, bizlerin ramazanda imanı depreşmesi lazım gerekirken imanımızla irtibat kurmamız lazım gerekirken bizler yeme özelliğimiz depreşiyor. Sabah kalkınca ne yesek, nasıl yesek, nerede yesek gündemi ile iftarı etmiyor muyuz?
Yardımlaşma kısmı ekonomik yardımlaşma ekonomik yardımlaşmaya dönüştürmese ramazan ayını kendini bakıma çekme ayına dönüştürürsek ramazandan sadece açlık ve kıtlık kalır.
Özellikle Ramazan ayında marketlerin kasasında kuyruklara bakan bir yabancı yarın kıtlık başlayacak zanneder…
Ramazan davetleri ise anlaşılır gibi değil… Herkes kendi statüsünde insanları davet ediyor… Sırayla haftalarca aynı kişilerin bir birini ağırladığı ve o beni çağırdı ben de onu çağırayım mecburiyetinin yaşadığı samimiyetsiz israf dolu göstermeliği çok Ramazanı yok sofralar…
Buna gösterişli iftar programları, sınıf ve itibar esasına dayalı ihtişamlı davetler, Ramazanı yanlış bir şekilde bir tür eğlence, karnaval ve festival havasında dönüştüren eğilimleri eklersek mide bulantılarımız artar…
Belediyeler tarafından başlangıçta tamamen yoldan geçenlerin ve yolda kalmışların bir çorba ile iftarını açması ile ilgili son derece güzel bir düşünceye
dayanılarak ortaya çıkan ve kurulan iftar çadırlarının son zamanlarda bu gayenin dışına çıkarak bir gösteri aracına dönüştürülmesinin din ile izah edilir bir tarafı yok.
Ramazan dolayısıyla son yıllarda her tarafta görünür olan gıda paketlerinin toplumsal yaraları ne kadar sağladığının da tartışmalı hale gelmiştir; kişinin onuruna yakışanı kendi ihtiyaçlarını kendisinin almasıdır.
Bu duygularla içinde Kadir Gecesi’nin olduğu ramazan ayında Kuran’ı anlayarak yaşayan kullardan olmayı rabbimiz bizlere nasip etsin…
