15 Temmuzda Destan Yazan Kahramanlar’ı anlatan bir kitap hazırlıyorum. Ankara’da Gazi Abdullah Atlamaz’ı dinledim. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı müşaviri Atlamaz, darbe söylentisini duyar duymaz abdestini alıp sokağa fırlamış. Meslektaşı Gazi Abdullah Keskin ile Sıhhıye’de bir araya gelmişler. Oradan on binlerle Genelkurmay’a doğru yürümüşler.
“Sıhhıye tarafında arabayı bir kenara çektim. Canım müthiş sıkılıyordu, nefes almakta zorlanıyordum. Canım boğazıma geliyordu sanki. Birden Ulus tarafından elinde bayraklarla insanlar gelmeye başladı. Umutlandım. Millet sokağa akıyordu ve zillete katlanmayacaktı. Eline silahı alanın hak gasp ettiği ülke olmamalıydı memleketimiz. Millet yürüyordu; hürriyetine ve seçtiklerine sahip çıkacaktı.
Sıhhıye’den Kızılay’a doğru yürümeye başladık. Düğüne gider gibiydik. Adliye’nin önü zırhlı bir araç gelmişti, üzerinde makineli tüfekler vardı. Etrafını aldık, önüne ne bulduysak attık, çöp tankerlerine kadar. .. Dil Tarih Coğrafya’nın oralardan odun, taş vs. bulup getirdiler. Aracın önüne attılar. Araç askıda kaldı, hareket edemez oldu. Kendi etrafında dönüyor fakat yürüyemiyordu. Motoru çalışıyor, egzozundan pis dumanlar püskürüyordu. Araç etkisiz hâle getirilmişti.
“Yürüyün Genelkurmay’a!..” dedi biri.
Kalabalık o tarafa akmaya başladı. Yolda tank tarafından ezilmiş iki araba gördük. İçine baktık, kimse var mı diye. İnsan göremedik. Tank orta refüjdeki bariyerleri kırıp geçmiş, karşı yolda arabaları ezmiş. Sadece şoförün oturduğu yer ezilmemiş, arabanın öbür kısımlarının pestili çıkmış. Arabanın kapısını açıp içine baktık, Allah’tan kimse yok. Ferahladık.
Millet, tankın etrafını sarmış, onunla boğuşuyordu.
Necatibey Caddesi’nden yürüyerek Genelkurmay yolunu tuttuk. Uçaklar binaları yalayıp geçiyordu. Gürültünün dehşeti tarif edilemez. Korkutmak, yıldırmak ve panikletmek istiyor olmalıydılar. Uçak gürültüleri, milletin öfkesini artırdı. Küfürlerin binin bir para.
Kızılay’da neredeyse cadde üstünde uçuyorlardı, yükseklikleri binaların yarı boyunu geçmez.
Helikopterler üstümüzde uçuyordu. Necatibey Caddesi’nde yol aldık, üstümüz ağaçlık.
Uçak ve helikopter gürültüler tam bir dehşetti, çok geçmeden etkisini gösterdi, bir adam yere yığılıp kaldı, kalp krizi geçiriyordu. Yakınındakiler başına üşüştüler. Doktor, doktor diye bağırıştılar. Adam öldü falan dediler, sonra da bir arabaya atıp hastaneye götürdüler.
Önümüze bir polis çıktı. Eliyle işaretler yaparak:
“Tamam, her şey bitti, evinize dönün!”
Bir adam bağırarak üzerine yürüdü:
-Ulan paralel alçak!..
Karambolda adamı yere indirdiler, millet burnundan soluyordu. Havada uçaklar alçak uçuş yapıyor, helikopterler milletin yüreğine korku salmaya çalışıyor, Genelkurmay tarafından silah sesleri geliyor, o da çıkmış ortalıkta bağırıyor…
Millet tekme tokat girişti, yere serdiler, tekmelediler…
Yukarıya doğru yürüdük. Işıkları geçince bir tank daha gördük. Millet etrafını almış, durdurmuşlar… Halk yumrukluyor, içeridekilere çıkın dışarıya diye bağırıyor. Az ötesinde bir tank daha gördük. Polis Akademisi’nin yakınında, Milli Savunma Bakanlığı’nın önünde... Her iki metreye bir silah asker dikmişler… Sivil bir vatandaş, askerlerin yakasından yapıştı, sarstı ve haykırdı:
“Biz sizi darbe yapın diye mi yetiştirdik?”
Askerlere yaptıklarının yanlış olduğunu sarsıcı bir dille anlattı.”
Cumhurbaşkanımızın çağrısı üzerine o gece sokağa fırlayan milyonların ruh hâli bu. Yanlış yaptığını askerimize anlatmak ve ikna etmek…
Kahramankazanlı bir kadın piste yürüyor, helikoptere doğru yürüyen pilotun yakasından tutuyor, sarsıyor ve haykırıyor:
“Ben senin annenim, seni vatanı koruman için doğurdum, darbe yapın diye değil. Bu helikopter kalkmayacak!”
Pilot sarsılıyor, geri dönüyor ve helikopter kalkmıyor.
15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde Anadolu annesi Gazi Safiyet Bayat, tek başına isyancılara karşı çıkıyor ve soruyor:
“Bu tankların burada işi ne? Neden kışlada değilsiniz?”
Şehit olmak ve halkı darbecilere karşı isyana cesaretlendirmek isteyen Atatürk Hava Limanı’nda tankın önüne yatanMetin Doğan, tank durunca ayağa kalkıyor ve haykırıyor:
“Ben Türk askeriyim, siz kimin askerisiniz?”
Hainleri ikna edeceğim diye caddelere ve hava limanlarına akanların arasında cennete kanatlanmak isteyenler de çok.
Köprüde vurulan 27 yaşındaki genç Gazi Bayram Güler anlattı:
“Boğaz Köprüsü’nde silahlı hainlere yaklaştık. Sakallı bir amca dedi ki:
Sakallı bir amca:
-Ben şehit olmaya gidiyorum, ölürsem öcümü alın!
-Dayı, ne diyorsun? Şehit olacaksak beraber olalım! Yürü!..
“Ya Allah, Bismillah, Allahü Ekber!”
Tekbir getirip yürüdük. 15-20 kişi ilerledik. Orada ayağımdan vuruldum, şehit olmayı arzu etmiştim, Rabbim gaziliği nasip etti.”
Abdest alıp, Kur’an okuyarak ve tekbir getirerek hainlerin üzerine yürüyenler, 16 Temmuz gecesi hainleri tepeledi ve sabahleyin zaferi kucakladılar.
15 Temmuz ruhu vatanı, istiklali ve milleti kurtarmak için şehit olmayı göze alma cesareti idi.
Beyin vitamini: 15 Temmuz gecesi abdest alıp şehitlik aşkıyla caddeler çıkan ve darbeci hainleri tepeleyen milletimizin kahramanlık hikâyelerini okumak isteyenlere 15 Temmuz Deriliş Destanı romanımı tavsiye ederim. İrtibat: 0212 5513225; www.kitapyurdu.comD&R, idefix )