banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Yediden yetmişe alışık olduğumuz bir ezberdir söyler dururuz dünyanın yalan olduğunu; lakin yalan dünya diye diye öyle bir yalan rüzgârı estirdik ki önünde sapasağlam durabilene helal olsun demek gerek gönül hoşluğuyla.

        Hakikaten dünya mı yalan biz mi yalancılar olup çıktık?

        Cumhurbaşkanımızdan ‘metal yorgunluğu ‘ diye bir söz işittik. İnsan yorulabilir. Bunu hissettiği an işlerin aksamaması adına yerini daha uzun soluklu koşacaklara bırakabilir insanlar. Bu kabil yorulmalar, yorgunluklar görülebilir, anlaşılabilir. Anlayacağınız bu ‘Metal yorgunluğu’ tabirinden mülhem bir yorgunluk türü de ben öğrendim son zamanlarda: Yalan yorgunluğu… 

        ‘Yalan yorgunluğu’ tanımlaması da benim buluşum demeye dilim varmıyor; çünkü İnsanoğlu üzerinde yaşadığı ve emrine sunulan her türlü nimetinden azami istifade ettiği mekâna ‘yalan dünya’ adını taktığı günden beri ne yalanlar uydurmuş, uydurduğu yalanlarla ne canlar yakmıştır kim bilir. Bu nedenle ben yalan yorgunuyum ama yalandan harap ve bitap düşenlerin ilki olmadığım da kesin.  Kıyamete kadar da insanlar arasında yalan yorgunları az veya çok hep olacaktır.

        Anladığım kadarıyla yalan yorgunluğu başka yorgunluklara hiç benzemiyormuş. Taş taşırsınız, bağ bahçe bellersiniz, inşaatlarda en ağır koşullarda ter dökersiniz; ama akşam oldu da bir köşeye yaslanıp bir bardak çay içtiniz mi eser kalmaz o yorgunluklardan. Yalan yorgunluğu öyle değil işte.Bugün verilen bir sözün gerçek olmasını beklemekten daha kötüsü nedir bilir misiniz? Bu beklentinin diğer günlerde de tekrarlanmasıdır bana göre. Artık her arayışınız yeni bir umut, umutlarınızın suya düştüğü her akşam belli bir yükseklikten betona çakılmış hissiyle külçeye dönmüş gibi olduğunuz anlardır ki ‘yalan dünya’ güneşin ilk ışıklarıyla yeniden aydınlanana kadar devam eder. Bünye de uyuşturucuya alışır gibi yeni beklentilere girer. Olsun, dersiniz yalan da olsa yalancınızdan yüreğinize su serpecek makul bir açıklama umarsınız ki bu, aslında cilalanmış yeni bir yalandan başka bir şey değildir.

        Çaresi aslında bellidir. Sizi bu tür yorgunluklara maruz bırakan insanlarla irtibatı koparırsınız, olur biter. Yalanla yol alınmaz elbette. Sonra meşhur sözdür: “Yalanı söküp atmadan hakikati dikmeye çalışma; tutmaz.” Velakin işiniz bir an önce görülsün diye daha da önemlisi güven hissiyle bir ürün ve hizmeti henüz almadan ön ödeme yapmışsanız. İşte o zaman yalanı da yalancıyı da söküp atma işi öyle kolay olmuyor. Ya temelli vazgeçeceksiniz haklarınızdan yahut ambalajı yenilenmiş yalanları dinlemeye devam etmeye hüküm giymişsiniz demektir. Artık meçhul bir süreye kadar yorgun yatarsınız, yorgun kalkarsınız; bütün hücrelerinize yayılmıştır yalanların yılan zehrinden beter etkileri. İştahınız kesilmiş, neşeli günler uçup gitmiştir ufuklarınızdan. Hiçbir işinize kendinizi vererek başlayamazsınız; çünkü havanıza, suyunuza karışmıştır yalanlar. Başınızı nereye çevirseniz yalancı görecek, yalan duyacak gibi olursunuz.

        Ben yalan yorgunuyum.

        ‘Yalan dünya’nın yalancılarından bıktım.

        Allah’ın aklımızın alamayacağı bir ölçüye ve hakka göre yarattığı dünyayı ‘yalan’ olarak adlandırıp orada her türlü yalanı ve dalavereyi hakikat yapan bir kültürün insanlığı getirip bıraktığı zulmü yaşıyoruz.

        İşini görmediğiniz bir adam kalite kelimesini çok kullanıyorsa tam da o noktada bir arıza çıkabilir; dikkatli olmak gerek. Kim ki şeffaflıktan bahsediyor, kişisel gelişimden filan bahsediyor, aman ha! Adamın bununla kastettiği şeyle sizin anladığınız aynı şey olmayabiliyor; her bir ayrıntıya mercek tutmadan yapılan işlerin neticesi şeffaf olmak yerine kapkaranlık olabiliyor.

        Bu arada “Yavaş tükürüğün zararı sakala olur.” Diyen dedemi çok hatırladım. Nur içinde yatsın. İnsanları ve olayları bizden daha iyi okumuşlar.

        Çektiklerimizin çoğu kendi elimizden ve dilimizden atalar emaneti altın kurallara aldırmazlığımızdan.    

        Hakka, hakikate ve hukukun en temel ilkelerine göre bir iş ve ilişki biçimini hayatın olmazsa olmazı haline getirmedikçe benim gibi yalan yorgunlarının iflahı mümkün görünmüyor.

        Yaklaşan bayramın cümle âleme hasretini her an daha çok hissettiğimiz huzuru getirmesini dilerim.

        Selamların en güzeliyle…

        H. Halim Kartal              23 Ağustos 17

        

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.