Hiç kimse "kaza olsun" diye hız yapmaz, kuralsızlık etmez. "Hiç bir şey olmayacağı" varsayımıyla kuralları ihlal eder ve maalesef kazalar da bunun için meydana gelir. Ölümler, yaralanmalar, mal hasarları da sırf bu tedbirsizlik, dikkatsizlik ve kuralsızlıklardan dolayı oluşur.
Şu an yapmış olduğum bu dost tavsiyesi için bile; burun kıvıranlarımız, "bana bir şey olmaz" diyenlerimiz mutlaka vardır.
Binlerce kazayı yaşayan, kazayı yaşadığı için şu an yaşamayan, bu yazılanlara yaşarken burun kıvıran ama şu an burun kıvıramayan hepimizin yakınları, tanıdıkları sevdiklerimiz mutlaka var. Hepimizin, biz yanlarında olmadığımız zaman hayatlarını devam ettiremeyecek olan çocuklarımız, kuzularımız var. Yani bize ihtiyacı olanlarımız var hepimizin. Bir saat süreyle bile yanlarında olmadığımızda haklarında aklımıza bin türlü kötü şey gelirken, bir anlık hatamız yüzünden onları bir başlarına bırakıp gitmeye ya da onları da alıp bu dünyadan götürmeye hiç birimizin hakkı yok.
Lütfen onların hatırına kurallara uyalım.
Genç yaşta bir kazayı yaşayıp, herhangi bir kayıp olmadan atlatan bir arkadaşım bana başından geçen şu anekdotu anlatmıştı.
Arka koltukta emniyet kemeri takmadan oturan küçük yaştaki çocuğunun, aracının "aşırı hız" nedeniyle, yol kenarındaki bir ağaca çarpması sonucunda oturduğu yerden düşerek öne doğru fırlayıp, koltuk kızaklarının tam arasına sıkışan kafasını yara almadan kurtarmasına şükretmiş... Sonuçta bu kaza ona bir ders olmuş ve kazanın, kendisinin yaptığı aşırı sür'atten kaynaklanmış olması sebebiyle vicdan azabı çekerek, o günden sonra, "çocuğunun resmini, direksiyorunun orta yerine yapıştırıp, her gaza basışında onun gülümseyen masum yüzüyle karşılaştığını ve gazdan ayağını çektiğini" anlatmıştı.
Hem uzun bayram tatili dönüşleriniz hem de bundan sonraki hayatınız her türlü kazadan ve beladan uzak olarak gerçekleşsin.
Lütfen dikkat.
Hayırlı yolculuklar, hayırlı bayramlar.
Tayyar Yıldırım