banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Küçük esnaf beklide son yıların en durgun günlerini yaşıyor.  Esnafın hali perişan, işler iyi gitmiyor desem, hemen birileri oradan “sen ne diyorsun kardeşim, işler bozuk diyorsun, piyasalar kötü diyorsun, o zaman 200-300 bin TL’den satılan daireleri kimler alıyor, neden çarşı pazarda modelli arabadan geçilmiyor, neden herkesin elinde 3-4 bin TL’lik cep telefonu var’ gibi cevaplar uzar gider…

Geçen gün bir finans sitesinde okuduğum bir yazıdan aklımda kalan şöyle bir değerlendirmeyi izninizle sizlerle paylaşmak isterim;

"Türkiye’deki kâğıt para miktarı yeni para ile 130 milyar lira imiş. Kullanılan kredi 2 trilyon 14 milyar TL, 1 trilyon 834 milyar olmayan paradan elde edilen faiz geliri 195 milyar."

Bu tespit konumuzun anlaşılmasına yardımcı olacak nitelikte sanırım.

Piyasalara para pompalamak ve kredi faizlerini düşürmek küçük esnafın sorunların şimdiye kadar çözmedi; bundan sonra çözeceğini  hiç zannetmiyorum.

Buradan bir fikir jimnastiği yapıp bazı şeyleri paylaşalım. Bu fikirleri destekleyebilir ya da beğenmeyebilirsiniz. Bu benim düşüncelerim. Teşhisi iyi koyamazsanız tedaviyi gerçekleştiremezsiniz. Demek istediğim odur ki, birilerini suçlamak birilerine kızmak ne sorunu çözer ne de bizlere bir faydası olur. Şimdiye kadar kızmakla meseleler çözülse idi Seydişehir’de neler olmazdı ki!

Seydişehir’deki ticaretin iyi gitmemesinin bir dış unsurları var, bir de iç unsurları. Dış unsurları biliyorsunuz o kadar çok büyük alışveriş merkezi karşısında küçük esnafın korunmaması en büyük hataydı. Bu konu için söylenecek söz kalmadı; sanırım “atı alan Üsküdarı geçti” hiç kimse buna engel olamadığı gibi,olmaya  muktedir  olan kurumlarda bunu kendi lehine kara çevirmeye çalıştı.

 Bir de iç unsurları var ki, bu tüm Türkiye için mutlaka ve mutlaka yapılması gereken "yapısal değişikliklerle" en azından küçük esnaf kalanları korunabilir diye düşünüyorum. Nasıl mı?

Her mesleğin enflasyonu var.

Bunların hepsi de aynı işi yapınca sonucun böyle olması kaçınılmaz hale geliyor. Bu Türkiye'nin her ili her ilçesi için başlı başına büyük bir sorun. Uzun yıllar da sorun olmaya devam eder kanısındayım. 

Avrupa’dan gelen bir dostum ‘Almanya’da bir işyeri açarken o şehrin nüfusuna ve işyeri sayısına göre ruhsat verirler veya vermezler’ dedi.

 Bana oldukça mantıklı bir uygulama olarak geldi. Bizim yaşadığımız sorunda bu değil mi zaten. Bu uygulamanın ülkemizde uygulanması kaçınılmaz olacak. Aksi halde mantar gibi bitiveren işyerleri bir müddet sonra el değiştirmeye başlayacak bu süreç devam edip gidecek üç beş kuruş parası olan veya kredi çekerek iş kurmaya çalışanlar arasında devam edip gidecek bu değişim, esnafın sorunu bu sanırım.

Bugün kredi ile ayakta duran esnaf belirli bir dönem sonra ayakta kalması mümkün değil, sizin anlayacağınız esnaf satamadıktan sonra krediyle belirli bir dönem devam eder,  ya sonrası...

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.