Gidengelmez Dağları, Seydişehir- Akseki - Madenli -Değirmenlik Süleymaniye ortasında kalan dağlara verilen ad… Hikayesi büyük..Gerçekten de giden gelir mi gelmez mi bunu kış şartlarında deneyebilmek olası değil.
Gidengelmez’i üne kavuşturan kuşkusuz yaban keçileri yani yörenin deyimi ile “geyikler…” Dizinde derman olanları peşinden sürükleyen tekeler… İnsanlar da zaten bu tekeler için gitmiş ama gelememişler…
Kış mevsimi zorlukları, geçit vermeyen dağlar, bıçak gibi keskin kayalıklardan oluşan dağlar… Her tarafı uçurum her tarafı derin çukurlarla dolu olan dağlar… Metrelerce derinliklerin, karkütlesi ile düzleştiği dağlar…Temmuz ayına kadar üstünden karın eksik olmadığı, çelik gibi soğuk suları olan çeşmeleri, insanı büyüleyen pınarları olan dağlar...Temiz havasının insanın kafasını döndürdüğü, rakımı; 1800-2300 metreyi bulan dağlar…
Karşılıklı iki zirve;YalnızcakZirvesi veKocakoruMilli Parkının içinde bulunan Akdağ zirvesi.
YalnızcakZirvesi, GidengelmezDağlarının en hâkim bölgesidir… Madenli köyünün güneybatısındadır. Bölgenin her tarafından rahatlıkla görülebilen, üzerinden karın hiç eksik olmadığıçıplak ve sivri zirvede, sayıları azda olsa boz ayıların bulunduğu bilinmektedir
KocakoruMilliParkı içinde bulunan Akdağ ise, 2400 m.Rakımlı bir zirvedir. Hadim Yaylasına giderken, batı kısımda kalır. Zirveden başta, Değirmenlik-Süleymaniye -Bodanya daha bir çok yerleşim yerinin ve çıplak gözle görülebildiği bir bölge...
Kulağımızın dibindeki Değirmenlik Köyü… İlk gittiğimde, “şimdiye kadar niçin burayı görmedim” diye hayıflandığım bir köy… Köyün girişinde bulunan şehitlik, temsili olarakson 100 yılda köyden şehit düşen kişiler için yaptırılmış. Çok güzel bir tarz ile yapılmış.
Köyün içindeki dağın bağrından çıkan ve insana hayat veren kıymeti hiçbir şeyle ölçülemeyecek kadar güzel bir su var.
İçiyoruz.
Köyün içini saran katranın kokusu, insana müthiş bir rahatlık veriyor. O havayı da soluyoruz. Makinesini alan gördüğü her yerin resmini ölümsüzleştirmek için çalışıyor.…Kim tarafından yapılmışsa Allah ondan razı olsun. Cami ve hemen girişinde kütüphane ve akan suyun üstüne yapılmış köprü… Gençler olta ile balık tutuyorlar…
Esas gidiş amacımız olan dağ keçileri… Köyün hemenyakınında çıplak gözle görebiliyoruz onları... Yaban Hayatını Koruma Sahası'ndaki Giden gelmez Dağları'nda kaçak avlanmaya izin verilmemesi nedeni ile kendilerini güvende hisseden yaban keçileri, köyün yakınındaki dağların yüksek kesimlerinin karla kaplı oluşları yüzünden, köydeki evlerin bahçelerine kadar gelerek otluyorlar.
Genellikle sabah saatlerinde köye inerek otlayan yaban keçileri, hava kararmadan yeniden dağlara dönüyor.
Değirmenlik Köylüleri, Gidengelmez Dağları'ndaki yaban keçilerinin korunması için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını belirterek bölgede kaçak ava karşı çok dikkatli davranıyorlar. Köylüler yaban keçilerinin korunması ve sayılarının artması için kendi hayvanları gibi caba gösteriyorlar ve “bu sayede yaban keçilerinin kendilerini güvende hissettiklerini ve köy yakınlarına, hatta bahçelere kadar gelerek otladıklarını” ifade ediyorlar.
Yaban keçilerinin bu kadar yakından gözlenebildiği köyde; “kırkar, ellişerli gruplar halinde gezebildiklerini ve insanlara on beş metreye kadar yanaşabildiklerini” de söylüyorlar.
Yöre halkının korumacı yaklaşımı sonuncunda bölgede yaban keçi sayının 2000 den fazla bir sayıya ulaştığı olduğu tahmin ediliyor…
Süleymaniye’de, virane haldeki tarihi evlerin yanında, yeni yapılmış çok güzel düğmeli evler de var. 300 yıllık cami restore edilmiş ve korunuyor. Eski okul onarılmış müze haline getirilmiş ve köylülerden toplanan paralarla, milletin tarihi geçmişi, atalarının yaşamından parçalar olan değerler sergileniyor. Çok güzel ve her beldede mutlaka yapılması gereken bir çalışma…
Bahse konu bölgede silah taşımak, silah atmak avlanmak yasak olduğu gibi bu bölgeye izinsiz girmek de yasak… Bu bölge yetkililerce son derece titiz bir şekilde korunuyor.
Uluslararası bir avlanma alanı olduğu için Amerika’dan , Avrupa’dan müracaat edenler, 60 bin TL gibi bir fiyatla avlanabiliyorlar. Trofe denilen ve boynuz uzunluğu 100-120cm.yi bulan, bunun yanında yaşıda 8-12 arasındaki hayvanlar avlanabiliyorlar. Bu turizm olayının bölgeye katkısı y ıllık 500-600 bin TL.civarında…
Antalya bölgesinde, yaban avcılığı yapmak isteyen ve dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen çok sayıda ve az sayıda da yerli avcılar gerekli şartları yerine getirip avcılık yapabiliyorlar.
Bölgenin Konya’ya bağlı olan Seydişehir sınırları içinde kalan kısımında neler oluyor? Burada avlanması gereken yaban hayvanlar kimin gözetiminde vuruluyor? Kimler koruyor , kimler kuralları çiğniyor , kimler kuralları biliyor vs . gibicevaplanması gereken sorular da var.
Giden gelmez dağları yaban keçileri ile daha güzel…
Korunmazlarsa Gidengelmez’e ne giden olur ne de gelen…