banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Yuva kurmak, mutlu olmak, başarılı ve mutlu çocuklar yetiştirmek, insan neslinin devamını sağlamak için evleniriz. Çocuklar geleceğimiz, aynı zamanda sevap hazinemiz. Kabre girip çenemiz kilitlendiği ve zikir yapamaz hâle geldiği zaman onların yaptığı iyiliklerin, dua ve zikirlerin sevabı kabrimizde bizi güldürecek.

                Cocuklarımızı güzel ahlaklı, bilgili ve başarılı yetiştirmek için gayret etmeliyiz. Onlara iyi bir eğitim vermeliyiz, yeteneklerini geliştirmek için uğraşmalıyız.

Çocuk güvenli bir aile ortamında yetişmeli, kendine güvenmeyi öğrenmeli. Anne-baba çocuklarına örnek olmalı. Çocuğun en önemli öğretmenleri anne ve babasıdır. Çocuklarımız bizi örnek alır, örnek davranışlar sergilemeliyiz.

                Boşanmalar yürütülemeyen evliliklerdir. Boşanan eşler en büyük zararı çocuklarına verir. Anne ve babanın yedeği yoktur, çocuğun hem anneye hem babaya ihtiyacı var. Çalışmayı, aileyi beslemeyi, korumayı, kollamayı, merhameti çocuk babadan öğrenir.

                Şefkati, merhameti, fedakârlığı, yuvaya huzur ve esenlik vermeyi anneden öğrenir.

                Ne anne babanın ne de baba annenin yerini doldurabilir. Huzurlu aile ortamında büyüyen çocuklar, yeteneklerini geliştirir, güven duygusu kazanır, tehlikeler karşısında sığınacak yeri olduğunu bilir ve hayata donanımlı hazırlanır.

                Aile parçalanırsa çocuğu koruyacak olan sığınak, barınak, yuva yıkılır.

                Çocuğun kolu, kanadı, gönlü kırılır, zihni parçalanır.

                Bu sebeple eşler birbirlerinin ufak tefek kusurlarını hoş görmeli, birbirlerini affetmeli, yuvada kavga etmemeli, yuvayı ayakta tutmak için hiçbir fedakârlıktan çekinmemeli. Evlenirken cennetteki arkadaşımızı seçtiğimizi düşünmeliyiz.

Nikâhlarımız önce gökte kıyılır, eşimiz kaderimizdir.

“Ağaçtan yaprak bile Yüce Allah’ın izni, kaderi olmadan düşmez.” buyurur Kur’an.

İnsan, kaderinde olmayan biriyle evlenemez.  

Kadere razı olan, kederden emin olur, buyurur Peygamberimiz (sav).

                Kaderimize razı olmalı, aile kalemizi her türlü tehlikelere karşı korumalı, çocuklarımızı güven ortamında yetiştirmeliyiz.

                Türkiye zenginleşti, zevk ve eğlence ortamları çoğaldı, şehirlerdeki nüfus arttı, köy ve kasabalar büyük oranda şehre taşındı. Sosyal çevrenin insanı kontrolü zayıfladı, kimi yerde ortadan kalktı.

Esas olan insanın kendini kontrol etmesi, aileyi yıkacak, evdeki huzuru bozacak davranışlardan kaçınmaktır ama küçük yerlerde çevre de nefis kontrolüne yardımcı olur.

Yasak aşkları anlatan televizyon dizileri, kadın-erkek karışık toplum, karışık iş hayatı, karma eğitim aileyi tehdit ediyor. Abuk- subuk resimler, filimler yayınlayan internet siteleri aile kalemizi bombardıman altında tutuyor.

                Boşanmalar artıyor, aileler yıkılıyor, çocuklar korumasız kalıyor, düzenli eğitim alamıyor ve suç ortamına itiliyorlar.

                Ankara Üniversitesi’nde suça bulaşan çocuklar üzerine tez hazırlayan Dr. Veysel Kunt’un ulaştığı bilgiler ürpertici.

                “Babasız büyüyen çocukların suça bulaşma oranı % 98.

Annesiz yetişenlerin suç işleme oranı % 17.

Parçalanmış ailede büyüyen çocukların % 60’ı suça bulaşıyor.

Sabıkalı çocukların % 50,7’si boşanmış aile çocukları.

Parçalanmış aile çocuklarının suça bulaşmama oranı % 34.2.

Boşanan anne ve babaların çocukları %66 oranında bir şekilde suç işliyor.”

Boşanan anne-baba, çocuğunu suç ortamına terk etmiş oluyor.

Çocuğun eğitimi yarım kalıyor, çocuk doğru davranış biçimlerini öğrenemiyor, suç ortamına itilmiş oluyor.

2016 yılında 126.164 çift boşanmış.

Bu rakam 2006 yılında 93.489.

On yılda boşanmalardaki artış 32.675.

Tek kelimeyle ürkütücü.

Aslında bir boşanma bile fazla. Bir yuva yıkıldı mı en az iki kişi cinsel ihtiyacını gayri ahlaki yollardan karşılamayı düşünmeye başlar çünkü cinsel ihtiyaç yeme-içme gibi zaruridir. Bu ihtiyacın helal yollardan karşılanması ancak evlilik ile mümkündür.

Aile boşandığında kişilerin ahlakî değerleri ancak onları günah işlemekten koruyabilir. Zina büyük günahlardan biridir, insanı cehenneme götüren zehirli baldır.

Okullarda birçok ders okutuyoruz. Özellikle liselere “aile ve çocuk eğitimi” dersi konmalı. Dengeli ve huzurlu aile kurma metotları öğretilmeli, yuvayı ayakta tutan pirensipler; yuvaları yıkan yanlışlar öğretilmeli. Ailede çocuk eğitimi sanatı öğretilmeli.

Çocuklu ailelerde boşanma oranları, çocuksuzlara göre % 50 daha az. Çocuklar, ailenin çimentosu.

Eğitimci - Yazar Emin Doğan, “Mutlu Aile Mutlu Çocuk” isimli bir eser kaleme almış, okudum, çok öğretici ve bilgilendirici. Yuvayı korumak için bilgece yazılmış kitaplara, bilge insanların tecrübelerine ihtiyaç var. (İletişim: [email protected])

Prof. Sefa Saygılı’nın Mutluluk Elimizde, Çocuklarımızın Başarısı Elimizde isimli kitapları ailenin korunması ve ailede çocuk eğitimi konusunda kaynak eser özelliği taşıyor. (İletişim: www.kitapkutusu.com)

Çocuğumu Zeki ve Ahlaklı Yetiştiriyorum adlı kitabım 3. baskısını yaptı. Evini eğitim yuvası gibi görmek ve çocuklarını zeki ve ahlaklı yetiştirmek isteyenlere tavsiye ederim. (İletişim: www.binbirhece.com www.kitapyurdu.com )

 

 

               

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.