banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

“Kadim Çinliler barış içinde yaşamaya karar verdiklerinde büyük ÇİN SEDDİNİ inşa ettiler. Yüksekliğinden dolayı hiç kimsenin tırmanamayacaklarını düşündüler fakat inşasından sonraki 100 yılda Çinliler 3 misli fazla işgale uğradılar.

Düşman piyadelerinin hiçbir zaman duvara tırmanma ya da duvarı delip geçmeye ihtiyaçları olmadı. Her zaman muhafızlara rüşvet verdiler ve kapılardan girdiler.

Çinliler duvar inşa etmişlerdi fakat DUVAR MUHAFIZLARININ KARAKTERLERİNİ inşa edememişlerdi.”

Neticede insan karakterini inşa etmek başka her şeyin inşasından önce gelir.

Talebelerimizin bugünkü ihtiyacı işte budur.

Bir oryantalist şöyle der:

“Eğer bir milletin medeniyetini tahrip etmek istiyorsanız 3 yol var:

1. Aile yapısını tahrip edin. 

2. Eğitimini tahrip edin.

3. Rol modellerini ve referanslarını küçümseyin, alçaltın.

1. Aileyi tahrip etmek için annenin rolünü küçümseyin ki o ev hanımı olmaktan utansın.

2. Eğitimi tahrip etmek için hocalara önem vermeyeceksiniz ve cemiyetteki itibarlarını düşüreceksiniz ki talebeleri onu hakir görsün, küçümsesin.

3. Rol modellerin haysiyetini küçültün. Âlimlerin sinsice mahvına çalışın, ta ki onlardan şüphe duyulsun, kimse onları dinlemesin ya da takip etmesin.”

Şuurlu anne kaybolduğunda, adanmış hocalar kaybolduğunda ve rol modeller itibarsızlaştırıldığında KİM gençlere DEĞERLERİ öğretecek?”

Evimiz istila edilmeden annelere ve öğretmenlerimize değer verelim dostlarım...

Öğrenci ve çocukların öğretmenlerini ve annelerini değerli ve kıymetli kabul etmeleri için iki yol var:

Birincisi, onların dışındakiler onlara layık oldukları değeri vermeli ve öğrencilere öğretmenlerinin; çocuklara annelerinin değerini anlatmalı. Yani yardımı dışarıdan beklemek.

İkincisi, anne ve öğretmenlerin verdikleri hizmetin değerli olduğunu öğrenci ve yavrularımıza hissettirmeli.

Bence ikinci yol hiç ihmale gelmez. Anne ve öğretmen zaten her gün öğrencinin ve çocukların karşısında. Onlara sundukları hizmet ve verdikleri emeğin inkârı mümkün değil, yeri doldurulamaz. 

O hâlde öğrencileri ve çocukları nankörlüğe iten şey nedir?

Sadece dış sebepler mi?

Bilinçsiz anne ve babaların öğretmene bakış açısı, çocuklarını koruma içgüdüsüyle çocuklarının yanlışlarına sahip çıkmaları, öğretmenlerimizle ilgili olumsuz örneklerin medyada paylaşılması, çoğaltılması, genellenmesi… Bazı çocukların nankörlüğü…

Moral bozucu şeyler.

Ayrıca öğretmen ve anne deyince milyonlarca kişiden söz ediyoruz. Bunların içinden çürük yumurta çıkabiliyor, hiçbirimiz ak sütten çıkmış ak kaşık değiliz. Kötü örneklerin çoğaltılmaması ve hele de genelleme yapılarak bütün anneler kötü, bütün öğretmenler kötü imajının yayılmaması lazım. 

Ama…

Bilinçli olarak milletimizi küçümseyen, Anadolu’nun yükselişini durdurmak isteyen, İslam dünyasını sömüren ve sömürmeye devam etmek isteyen güçler var, bunlar biz istesek de durmazlar, işlerini yapmaya devam edecekler, ediyorlar.

İşimize dört elle sarılmak, çocuklarımızın gönlüne girmek, onları fedakârca sevmek, geleceğe hazırlanmaları için bütün kalbimiz ve aklımızla çalışmak, gönle giden yolları keşfetmek, aklı aydınlatan metotları araştırmak, bulmak ve kullanmak…

Elimizde olan şeyler.

Gönüller Sultanı Hz. Muhammed (sav) örneğimiz olmalı. 

“Ben sadece öğretmen olarak gönderildim” buyurur.

23 sene öğretmenlik yaptı, insanların önce gönüllerine girdi sonra zihinlerini aydınlattı. Ayıplayan, alay eden, düşmanlık edenler hatta suikast yaparak öldürmek isteyenler oldu. 

Hak bildiği yoldan dönmedi, Allah’a dayandı, sabırla çalıştı, çabaladı; bıkıp usanmadan anlattı, duyurdu, açıkladı.

Doğru eğitim metotları takip etti: Yumuşak davrandı, şefkat ve merhamet kanatlarını müminlerin üzerine gerdi.

İnsanların anlayabileceği seviyede konuştu.

Kolaylaştırdı, zorlaştırmadı, müjdeledi, nefret ettirmedi, sevdirdi, benimsetti.

Allah’ın yardım ve inayetiyle Arap Yarımadasındaki insanların İslam’ı benimsemelerini sağladı, İslam davasını bütün dünyaya duyurdu.

Öğretmenlere düşen O’nu örnek alıp sabırla, ümitle, sevabını düşünerek, yaptığı hizmetin karşılığını Allah’tan bekleyerek gönülleri fethetmek ve zihinleri aydınlatarak kazanmak.

Bu mümkün. Bir örnek yeter ama milyonla örnek var. 

Biz neden o örneklerden biri olmayalım?

Beyin Vitamini: Prof. Şakir Gözütok, Hz. Peygamber Döneminde Eğitim Öğretim isimli O güzel örneğin gerçekleştirdiği inkılabı ve O’nun eğitim metotlarını anlatan güzel bir eser kaleme almış, meslektaşlarıma tavsiye ederim. (Ensar Neşriyat, sipariş@ensarnesriyat.com.tr Tel. 0212 491 1903) 

Bendenizin kaleme aldığı En Sevilen Öğretmen Hz. Muhammed (sav) ve Eğitim Metotları adlı eseri tavsiye ederim. (İletişim. www.kitapyurdu.com Tel. 0212 5513225)

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.