Malum, önümüzde yerel seçimler var. 31 Mart 2019’a kadar çarşı,Pazar, köy, kent her yerde yerel seçime odaklı konuşmalar olacak. Şimdilik konumuz aday adayları… Yakın zamanda adaylar belli olunca da seçimi kimin kazanacağını konuşuyor olacağız.
Milletimizin tercihi her zaman önemlidir. Kararı verip tartışmalara nokta koyacak olan odur. Bizim oy kullanma haricindeki bir diğer görevimiz, demokrasiyi sindirmek ve yarışı kim kazanırsa kazansın ona saygı duymaktır.
Pekâlâ, nasıl bir belediye başkanı olmalı? Milletimiz nasıl bir belediye başkanı istiyor, Seydişehirli hemşerilerimiz nasıl bir belediye başkanı istiyor? Bir seçmen olarak ve bu şehrin ekmeğini yiyip suyunu içen bir vatandaş olarak, isteklerimi sıralayayım siz de değerlendirin.
Öncelikle, “ben” değil “biz” felsefesini kendisine ilke edinmiş kompleksiz bir kişiliğe sahip olmalı,
Birinin adamı olarak değil de kendi kimliği ve kişiliği ile anılmalı,
Kibir abidesi olmayan,kendisine oy versin ya da vermesin onlara bey efendi gibi davranan, mütevazi, herkesi kucaklayan, gönlü ve vizyonu geniş, bir misyonu olan birisi olmalı,
Seçildikten sonra elindeki imkanları muhaliflere karşı silah olarak kullanmamalı,
Milletin parası ile sürekli olarak yemekli programlar düzenlememeli, hatta bu yola hiç baş vurmamalı,
Göreve geldiğinde, kişilerin performansı değerlendirirken “mevzuata uygun olmayan uygulamalar yapacak ve onaylayacaksın, seni biz göreve getirdik onaylamazsan eğer, gereğini yapıp istifa edeceksin” gibi yollara tevessül etmemeli.
“Marifet iltifata tabidir”kuralı gereğince başarılı olan personel takip edilmeli ve gerekirse motive ederek ödüllendirilmelidir.
Sınırlı bütçelere sahip belediyeleri, arpalık çiftlik haline getirmemeli fazla personel alma yolunu seçmemeli ve israfı önlemelidir.
Başarısız veya verimsiz çalışan personelin, verimsiz olma nedenleri araştırılmalı, eğitim ve seminerler verilerek verimli hale getirilmelidir. Personel, sürgün, iş değiştirme v.b. gibi yöntemlerle cezalandırılma yoluna gidilmemelidir.
Hiç bir personel dışlanmamalı, fikirlerine baş vurulmalı ve yeteneklerinden en yüksek derecede faydalanma yoluna gidilmelidir.
Personel ile sağlıklıbir iletişim kurulmalı diyalog yolları sürekli açık tutulmalıdır.
Belediyenin kaynakları son derece iyi kullanılmalı,yatırımların önceliği belirlenirken, toplumsal ihtiyaçlar ön palanda tutulmalıdır.
En az haftada bir gün, belli saatlerde halk günü yapılmalı, vatandaşın; sorunlarını, isteklerini, şikayetlerini doğrudan ve direk olarak başkana iletebilmesi sağlanmalıdır.
Belediyenin kaynakları kullanırken özellikle gayrimenkul satışı konusunda hassas davranılmalı, bu malların tüyü bitmemiş yetimin hakkı olduğu her zaman dikkate alınmalıdır
Belediyeyi bir ticari işletme gibi görüp, billboard, afiş, reklam, dergi, canlı yayın,hiç faydası olmayan aboneliklerle kaynak israfına gidilmemelidir.
Otopark sorununun hadsafhada olduğu bir şehirde, otopark yerine, gençlik merkezi, hanımlar lokali gibi yatırımlara öncelik verilmemelidir.
Belediye başkanları aynı zamanda kaynak üretmelidirler. Bir yandan ihtiyaç duyulduğunda arsa üretirken, diğer yandan da 18. madde uygulaması yapılan yerlerde ve arsa ve gayrimenkul stokuartırılmalıdır .
İmar uygulamalarında pozitif bakış açısına sahip olmak gerekir. Şehrin planlarını günün şartlarına göre bir defaya mahsus revize edip yenilenmelidir. Ondan sonra “ahbap çavuş” ilişkileriyle sürekli olarak plan tadilatı yapılmamalı, herkese adil davranılmalı ve kamu vicdanını rahatsız edecek işler yapılmamalıdır.
Çünkü, günümüzde en çok yolsuzluk, kamu ,ihalelerinde, satın alma ve imar, ihale üçgende gerçekleşmektedir.
Başkanlar bu durumlara titizlikle yaklaşmalı ve kamu vicdanını rahatsız edecek işlere geçit vermemelidir
Satın almalarda belediye ve kamu menfaati gözetilmeli, en kaliteli mal ve hizmet satın alımı yapılırken bütün esnaf gözetilmelidir. “Oy, destek, partili" üçgeninden çıkılıp kaynakları şehirde bulunan bütün vatandaşlara eşit olarak dağıtılmasına özen gösterilmelidir.
Yapılan işler bizzat ehil ve liyakatli kadrolar tarafından kontrol edilmeli ve denetimi yapılmalıdır. Alımlar ve yapımlar, şartnamedeki standartlara göre olmalıdır. “Yaptır ve hemen tamire başla” gibi çok eskiden beri toplum nezdinde oluşan “devlet işi değil mi bugün yap yarın boz, yeniden yap” anlayışına son verilmelidir.
Belediye başkanları, merkezi hükümetin yapacağı yatırımları kendisi yapmamalıdır Öncelikle kanununda verilen ve sayılan zorunlu hizmetlere öncelik vermelidirler. Elektrik ve telefon gibi hizmetlerin standardının yükseltilmesi için yer altına alınması konular,merkezi hükümetten talep edilmeli ve şehrin yaşam standardı yükseltilmelidir.
Dar gelirlilerin konut ihtiyacı için TOKİ vasıtası ile konut yapımına öncelik verilmeli, vatandaş sadece müteahhitlerin tekeline bırakmamalıdır.
Zorunlu hizmetler yerine getirilmeden,“sosyal belediyecilik”“kültürel etkinlik” gibi gerekçelerle, “festival”gibi etkinliklerde israftan kaçınılmalıdır.
Kendi partisi ve teşkilatları ile barışık ve iyi iletişimde olmalıdır. Halk ile diyalogu sıcak tutulmalı ve samimi olmalıdır.
Belediye Başkanı pozitif bakış açısına sahip olmalıdır. Makama gelince araba yenileme, makam odası değiştirme, abartılı ve hoş görünmeyecek, halkta karşılık bulmayacak işlerden kaçınmalıdır
Söylemi, eylemi ve ameli birbirine duygun nitelikte olmalıdır.
Dürüst olmalı ve bunu icraatlarıyla ispat etmelidir.
Söyleyecek daha çok şey olabilir ama şimdilik nokta koymakta fayda var.