Efendim,
Biraz tuhaf bulacağınızı düşündüğüm ‘takvim bayramı’ tanımlaması tasavvufa yakınlığı ile bildiğimiz sanatçı Ahmet Özhan’a ait. Bir gazetenin kültür-sanat sayfasında ‘Ustalarla Sohbet’ başlığıyla yayımlanan bir mülakatta kullanmış bu sözü. Yarım asırdır tasavvuf ve sanatı birlikte yürüten sanatçı, kendisine yöneltilen “Mübarek Ramazan ayı içerisindeyiz ve önümüz bayram. Hem Ramazan hem de bayramla ilgili nasıl bir mesaj vermek istersiniz?" sorusuna şu cevabı vermiş:
“Bu şartlar altında bayram edebilecek miyiz? Edemeyeceğiz. Sadece takvim bayramı yaşayacağız. Ne zaman bayram biliyor musun, ötekisizliği yakalayıp bütün bu akan kanlara dur diyebilecek hale geldiğimiz gün.O zaman hepimiz bir araya gelelim bayram edelim. Onun haricinde bayram bize haram. Tarih itibariyle şu güne denk geliyor diye bayram ediyoruz.Ramazan ise bir arınma dönemidir. Beşer boyutundan hakkın boyutuna hicret dönemidir. Kadire erdiysen, Ramazan’ı değerlendirdin demektir. Ramazan arifesinde neysen, bayram arifesinde de öyle kaldıysan, Ramazan’ı da takvim Ramazan’ı olarak yaşadın demektir.” (Yeni Şafak, 27.03.2025)
***
Allah’ın kıyamete kadar her canlıya yetecek zenginliklerle yaratıp düzene koyduğu ve değişmez yasalara tabi kıldığı gezegenimizi doymak bilmez hırslarımız sebebiyle nihayet yaşanamaz hale getirmiş bulunuyoruz. Bugün adına dünya dediğimiz bu gezegen; insanları, canlıları ve bilcümle mahlûkatı kan damlayan dişlileri arasında sürekli ezip duran devasa bir fabrika artık. Temel ilkesi ne pahasına ve ne olursa olsun, daha çok üretmek, daha çok tüketmek… Dur durak yok, huzur yok. Daha çok makine, daha çok silah, daha çok zulüm, daha çok ölüm!
Bayram yaklaşıyor, takvimlerin işaret ettiği bayram günlerine yaklaşıyoruz, evet, lakin bayram haftasına girmiş olsak daahval ve şerait böyleyken atmosferimizde nicedir bayram havasından eser yok.
Gölge oyunumuzun Hacivat’ına göre oldukça aykırı, cahil hatta kaba karakteri Karagöz, geçimsiz biridir. Her söylediğini yanlış anladığı için sürekli kavga ederler. Bir muhaverede Hacivat’ın ‘bayram haftası’sözünü Karagöz, bayram sevincinin uzağında kaldığı için mi ‘mangal tahtası’ diye tabiatına uygun olarak çarpıtarak söylemiştir, bilinmez.
Çok şükür, bizleri bir ramazana daha kavuşturan Rabbimiz, nasibimiz varsa takvimlerin belirlediği günde bayrama da kavuşturacak; lakin bu bayrama da bayram havasının çok uzağında gireceğiz; zira yüreklerimizde bayram sevincinden zerre bulunmayacak.
Çünkü Gazze’de Siyonistlerin zulmü devam ediyor. Birleşmiş Milletler kaynaklı haberlere göre son bir aydır insanı yardımların girişine izin verilmeyen bu mezbahada her saat bir çocuğun öldürüldüğü, her gün yüzlerce masumun can verdiği duyuruluyor.
Evler, okullar, hastaneler tarumar…
İnsanlar küçük bir kara parçasında harmanlar gibi kuzeyden güneye, güneyden kuzeye savrulup duruyor; ne yapsalar, nerelere gitseler kapkara bir zulüm onları takip ediyor.
Ve biz…
Biz değil Gazze’nin, Suriye’nin, Lübnan’ın, Doğu Türkistan’ın dünyanın başına bela olan Siyonist dalgalara karşıkoymak için ne yazık ki bir ve beraber olamıyoruz. Hani mü’minler organlarından biri ağrıyınca diğerleri de rahat yüzü görmeyen bir vücut gibiydi. Hani ümmeti olmakla övündüğümüz rahmet Peygamberi Hz. Muhammed (as) böyle buyurmuştu.
Rahmet Ayı Ramazan’da ve bayram günlerinde Müslümanların, sevgi ve kardeşlik duygularıyla birbirine daha çok bağlanmaları gerekirkeniçimizden birileri ülkemizi, siyasi iktidarın başındaki seçilmiş Cumhurbaşkanına duyduğu kin ve nefret yüzünden Siyonist katil sürülerinin Filistin topraklarında zulüm makinesi haline gelmesinde en büyük emeği olan İngiliz gâvurunaşikâyet edebiliyor; boykot çağrısını İsrail malları yerine yerli ve milli olan ürünlerimiz için yapabiliyor.
Bizim dertlerimizle dertlenmiyorlar. Bayram umurlarında değil.
Gönüllerinde bir tek Müslümana yer yok, saygı nişanesi bir kutsal, bir sınır yok.
Bizi milletçe hak, hakikat, adalet, insaf, merhamet gibi değerler ortak paydasında daha çok bir ve beraber kılıp farklılıklarımızla yediden yetmişe hepimize daha güçlü olma motivasyonu sağlamayan bayramlar, ince ruhlu sanatçının bana göre de yerinde tespitiyle ‘takvim bayramı’ olmaktan öteye geçmiyor.
Rabbim hakkı hak bilip hakka tabi olan batılı da batıl bilip ondan uzak durmayı başaran kullarından eylesin!
Bayramımız mübarek, şüheda yurdu şu aziz vatan toprakları üzerinde kardeşliğimiz daim olsun.
Selamların en güzeliyle…
Hacı Halim Kartal/29 Mart 2025