Adından da anlaşılacağı üzere lobicilik ikna, inandırma ve tanıtma teknikleri uygulayarak, karar verme mekanizmaları üzerinde baskı oluşturma ve politik kararları bir grubun veya bir ülkenin lehine ya da aleyhine değiştirebilme becerisidir. Günümüzde futbol takımlarının eski oyuncuları gazeteciler üzerinden radyo televizyon sosyal medya ve basılı medyada algı yönetimleriyle sidik yarıştırmak suretiyle en çok hakkı yenen olduklarını iddia eder dururlar…
Gelelim bize; Kendi şehrimizin insanlarına bile, yazdıklarımızı söylediklerimizi inandırma konusunda çok daha üstün gayret göstermemize rağmen, karşılık bulma konusunda sıkıntı çektiğimiz doğrudur.
Galatasaray maçına, hakemle girmek istememe rağmen, onlar kendilerini bir şekilde reklamın iyisi kötüsü olmaz mantığı ile bahsettiriyorlar. Şampiyonlar liginde maç yönetmiş en elit hakem dediğimiz Meler bu durumda ise, varın gerisini siz düşünün… Karşılaşmanın başından sonuna verdikleri tek doğru karar, VAR’a kulak vermekti. Neyse ki bizim bozacılara rağmen VAR’da şıracı yoktu da maç çok daha skandal bir hal almadı. Düzgün yönetilen bir karşılaşmada Galatasaray 8-9 Konyaspor’da 10 kişi kalmalıydı. Hepsini geç gözünün önünde olan pozisyonda oyuna yeni giren oyuncuyu atamamanın çaresizliğini yaşadı. Bana diyeceksiniz ki Konyaspor’un isabetli şutu mu varda bunları yazıyorsun. Hakem müsaade etmedi ki tehlikeli bölgeye girelim…
Maçı o ya da bu şekilde Galatasaray kazandı. Bana göre hakem ittirdi. Belki size göre Konyaspor müsaade etti. Sonuçta kazandı. Dün Yanımızda olan Galatasaraylılar, bugün yanımızda olan Fenerbahçeliler birde sosyal mecralarda konuşan eski futbolcu eskilerinin kendilerine küfür edilmesini sağlayıp buradan bir rant elde edenler, Konyaspor’u düşündükleri için seni savunmuyor, konu tamamen duygusal…
Ülkemizde yabancı oyuncu, teknik direktör, sportif direktörü şöyle bırakın, fizyoterapistinden kaleci antrenörüne, diyetisyeninden doktoruna, hatta takım sahiplenmelerine kadar yabancı olabiliyor da, bu karşılaşmanın hakemleri neden hala futboldan soğutma çabalarını bırakmıyor. Dünya üzerinde hiçbir mesleki grup yoktur ki bu kadar başarısızlığa rağmen işine devam edebilsin!
Şimdi gelelim Konyaspor’a sevgili hocam Tunahan 2 haftadır yükselişi devam eden oyuncu neden sağ kanata ambargo koyacak oyuncuyu kesersin? Hocam iyi niyetinden zerre şüphem yok! Fakat bizim gibi kadrolarda kadro istikrarı, oyuncuyu da kazanma adına son derece önemli diye düşünüyorum...
Konyaspor aslında Galatasaray’ı çok güzel kilitledi ve dersine de iyi çalışmış. Duran top dışında gol olmasını da beklemiyordum. Adil’in bireysel hatasından yediğimiz gol ile karşılaşmayı kaybettik…
3-4 Haftadır oyun olarak yükselen bir grafik var, Konyaspor’un galibiyet ile moral bulmaya ihtiyacı var. Ancak madalyonun birde diğer yüzü var. Eğer Bodrum maçında olası bir puan kaybı olursa hoca için istemediğimiz gelişmeler olabilir. Ben şahsen hocaya güveniyorum. Zor günlerimizi aşacağımızı düşünüyorum. Bizde hiç olmayan şeye, sabra ihtiyacımız var. Bunlar yeni kurulan ekibin takım olma sancıları diyebiliriz. Ama takım 8 ve 6 numara ihtiyacım var diye avaz avaz bağırıyor. Transfer sezonunda yeni Amir’lereHolmen’lere ihtiyacımız var. Sonra taş gibi takımımız olacaktır. Her şeye rağmen, uzunca bir süredir olan ve birkaç haftadır zirve yapan 13-14 kişiye karşı mücadele ediyoruz.
Maçın sözü; Kimilerine Umut olmak için, birilerini Meletmenize gerek yok!