Hamza Resuloğlu

SEYDİŞEHİR’E VEDA EDERKEN!

18 Temmuz 2024 12:28

Her başlangıçların bir sonu, her tebdili mekân edişlerin bir bitişi, her vuslatların bir firakı vardır. Asıl olan gökkube altında bırakılan hoş bir seda, hayırlı bir eylem, sağlam bir duruş, şahsiyetli bir çaba, miras bırakılan güzellikler, zinde ve berrak ruhlar bırakmaktır…

Din gönüllüsü olarak yaklaşık beş yıllık kırsal köy görevimizden sonra Seydişehir çıkmıştı bahtımıza. Dostlar yarenler bir taraftan cezberderken bizleri, öte yandan sanki manevi bir kuvvet itivermişti bizi şehirlerin efendisi Seydi-Şehir’e.

Seyyid Harun’un, Abdullah Efendi’nin, Memiş Efendinin ihlasıyla, irşadıyla, ıslahıyla mamur olan şehre bir sonbahar melteminde 2021 Eylül’ünde ayak basmıştık ilkin. Sonra hemencecik alışıvermiş, ısınıvermiş, ülfet duyar hale gelmiştik kemiyet olarak küçük, keyfiyet olarak çok büyük olan bu mistik şehre.

Hem irapta mahalli olmayan, konumda yeri bulunmayan, şehrin birçok sakininin de yerini bilemediği Kabe’nin nazlı bir şubesi olan, üstelik benim boyumda kısacık ve ufacık bir yer olan 16 Evler Cami düşmüştü payıma. Belki de bana ihlası, kişisel olgunlaşma ve pişmeyi, içe dönmeyi, değişime kendinden başlamayı, ufkumu açmayı dilemişti bir külli irade.

Yazın yazlıkçılarla kendine gelen küçük mescidim, kış boyu süren itikaf sessizliğini bozuyor gibiydi sanki. Az ama “iki saf” hüvviyetinde ümmi ve hasbi cemaatim vardı. Onlarla derinlikli dersler yapmaktı muradım. Sonra az ama anlaşılır derslerde karar kıldım. Kur’an dersini hiç aksatmadım. Hele bin bir emekle topladığım cami gençliğini aldım başıma taç yaptım. Camide sayı azlığından açılamayan Kur’an Kursunu ilk kez açtım. Çocuklar geliyor diye laf işittim, azar yedim. Ancak çocukları camiden uzaklaştıracak her hamleyi kararlılıkla savuşturdum.

Mihrabı mektep, kürsüyü fakülte, minberi hikmet enstitüsü yaptım. Ne yaptıysam Allah için yaptım. Riyaya sapmadım, yalakalıkla şahsiyetimi ayaklar altına aldırmadım. Tevazuyu erdem bildim, ben oldum havasına girmedim. Kibir budalalarına, konjonktür bukalemunlarına bir kez olsun eğilmedim. Bildiysem söyledim, bilmediğim yerde sustum, bilmiyorum demekten utanmadım.

Güzel günlerim çoğunlukta idi Şehrin Efendisinde.

Bana dostlarımın resmi olmayan ancak hasbi olan kapıları açıldı.

Küpe Gençlikte gençler bizim sırdaşımız arkadaşımız oldu.

TozkaldıranGençlik bizim için bir mektep oldu.

Okullar, STK’lar, Yurtlar bizim için yürek yangınımızı dindirecek istasyonlar duraklar oldu.

SeydişehirHaber bizim için bir fikir atölyesi, sanal bir gazete ve ses oldu.

Gökçeköyük bize diğerkam bir mihmandar oldu, Hocalarımızın hanesi darulerkam oldu.

Üç yıl içerisinde nice dostluklar, güzel komşular, güzellikler nasip oldu.

İkram sahibi Rabbimiz misafiri olarak iki kezaşk dergahına kabul etti bizleri. Yaklaşık üç yıllık emeğimizin karşılığı olarak Yüksek Lisans tezimiz ete kemiğe büründü, kitap olarak göründü. Çocuklarımın mezuniyet sevincini burada yaşattı.

İşte şimdi ayrılık anı geldi çattı. Uzun, birazda yorucu ve yıpratıcı sınav süreçlerinin ardından Din Hizmetleri Uzmanlığı sorumluluğu omuzlarımıza tevdi edildi. Selçuklu payı-tahtı Konya’dan yine önemli bir Selçuklu şehri olan kadim Kayseri’ye yol göründü.  Ayrılırken Efendimiz’in Mekke’den ayrılıp Medine’ye girdiğinde yapmış olduğu ilahi duayı yapmak istiyorum. “Rabbim! Girilecek yere doğrulukla girmemi, çıkılacak yerden de doğrulukla çıkmamı sağla, bana tarafından yardımcı bir güç ver!”

 Birde bizim Yunus’un şu dizeleri ile veda etmek istiyoruz.

Biz bu diyardan gider olduk

Kalanlara selam olsun

Bizim için hayır dua

Kılanlara selam olsun

 

Vakti gelenler gider

Dönülmeyen yola gider

Bizim halimizden haber

Soranlara selam olsun

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

Harcanmayan Kaç Hocamız Kaldı?
17 Kasım 2024 12:28

Tarih Üzerine Mülahazalar
04 Kasım 2024 12:28

Her Hesabın Üstünde Bir Muhasip Var!
04 Kasım 2024 12:28

YAHYA ŞEHİD OLUR, TUFAN DİNMEZ!
04 Kasım 2024 12:28

ÖMÜR BOYU BOYKOT
11 Ekim 2024 12:28

NEBEVİ ŞAHSİYET İNSAŞINDA MERHAMETİN ROLÜ
18 Eylul 2024 12:28

DİNDARLIĞINLA GURURLANMA!
07 Eylul 2024 12:28

KABİR KOMŞUNUZU HİÇ MERAK ETTİNİZ Mİ?
24 Ağustos 2024 12:28

ÜÇ SEVGİNİN ÖNÜNE BAŞKA ŞEYLER GEÇİRMEYİN!
17 Ağustos 2024 12:28

PİRE KANININ HÜKMÜ!
10 Ağustos 2024 12:28

2024 HACCININ ARDINDAN
13 Temmuz 2024 12:28

Atanmış, Adanmış ve Dadanmışlar!
14 Nisan 2024 12:28

Kim Cebrail’e Düşmansa!
18 Mart 2024 12:28

Sen Ramazan’a Şahid Ol ki, O’da Sana Şahid Olsun
09 Mart 2024 12:28

KANDİL GECELERİNE FARKLI YAKLAŞIMLAR
23 Şubat 2024 12:28

Olanda Hayır Vardır
10 Şubat 2024 12:28

DİYARBAKIRLI RAMAZAN VE İZMİRLİ GARİBAN!
03 Şubat 2024 12:28

Kime Beddua Edilir?
31 Ocak 2024 12:28

Dertsiz Dava Olurmu?
25 Ocak 2024 12:28

Tüm Yazılar