ADALET HERKES İÇİN OLDUĞUNDA ADALETTİR!

Futbol kulübesi yüksekliği 200 cm, derinliği ise 110 cm olarak üretilmektedir. 10 mm oluklu polikarbon levhalar ile 40x60 mm kutu profillerle üretilmekte olup, kırılmaya dayanıklılıklıdır.    Portatif yani taşınabilir özelliği ile üretimleri yapılabilen yedek kulübeleri, sabit bir biçimde de montajı gerçekleştirilmektedir. Kulübenin fiziki özellikleri  bunlar birde içini dolduranların yani oyuncuların  özellikleri var...

Galatasaray karşında Konyaspor ,kabul edilebilir bir oyun sistemi ve on biri  ile sahadaydı. Galatasaray'da geçtiğimiz hafta, kazanan ekibi bozmadan mücadeleye başladı. İlk düdüğün ardından verdiğimiz ilk pozisyonda kalemizde golü görmek talihsizlikti. Fakat böyle maçlarda golü kalenizde erken görmek, rahat oyun oynama açısından, her zaman dezavantaj değildir. Konyaspor golü yedikten sonraki 10dakikada, önce oyunu dengeledi, sonra da anormal gollerin adamı Cekici ile gözlerin pasını birkez daha sildi. Beraberlikten sonra, futbol şansı yanında olmayan temsilcimiz oyunun tek hakimi olsa da, takımımızı öne geçirecek golleri filelere gönderemedi. 2 kez direkleri döven temsilcimiz, 2 defa da Muslera'nın kalesinde devleştiği pozisyonlarda skoru lehine çevirmedi. Biraz futbol şansı yanımızda olsa ilk yarıyı 4 farklı önde kapatabilirdik. Cekici'nin sakatlanması bütün oyun planımızı bozdu. Amilton'un sakatlığına, Mihaylak'ın bitürlü iyileşmemesine birde Muric'in sakatlığı eklenmişti. Cekici'de sakatlanınca zorunlu değişiklik hakkını sağbek Cebrail'den yana kullanmıştık. Ahmet Karademir olsa farklı bir senaryo olur muydu diye düşünmeden kendimi alamıyorum. Ancak rakip Galatasaray olunca işin defansif boyutunuda hesaba katıldığını düşünüyorum. Karşılaşmanın hakemi tek tek pozisyonları incelediğimizde kötü maç yönetmedi diye düşünülebilir ancak 3 pozisyonda yaptığı hatalar zinciri sadece bu maçı değil Ümraniye maçını da sıkıntılı bir duruma soktu.

Muhammet'in orta sahadan kaleye gönderdiği ve gol olan pozisyonu hangi akla ve mantığa uygun bir şekilde faulle durdurdu anlamadık. Kabul düdük çalmasa belki kaleye vurmazdı. Ancak emin olmadığın bir pozisyonda nasıl düdük çalarsın? Futbolda belkilerle yönetilmez! Kerem'in ilk sarısı haksızdı, fakat ikinci kart görmesi gereken yerde, top Cebrail'in kontrolünde olmasa dahi sportmenlik dışı yaptığı hamle ile ikinci sarıyı göstermesi gerekirdi. Futboldan anlamayan sadece kitaba göre maç yöneten hakemler olduğu sürece bu tartışmalar bitmez! En önemlilerinden biri ise Muslera'ya oyunu hızlı başlatmasın diye  Calvo'nun yaptığı doğru bir Sarıkarttı. Madalyonun diğer yüzünde ise aynı pozisyonda Galatasaray'ı Lucas Torreira’ya kartsız geçiştirince Sehic kendisine yakışmayan bir hata ile kırmızı kartı yedi. Fazla motivasyonun duygu patlaması oldu! Ancak adalet herkes için adalet olduğunda Adalettir! Sehic'in yediği kart doğru, ancak pozisyonu o hale gelmesini sağlayan hakemden başkası değildi. Zamanında müdahil olsa Sehic atılmayacaktı. Aldatmaya yönelik hareketi görüp de sarı vermemek çok saçmaydı. Galatasaray kulübesinin bireysel kalitesinin oyuna verdiği ile bizim sakatlıklardan dolayı zayıflayan kulübemizin katkısı oyunun gidişatını etkiledi. Ancak yine de başabaş oyunla mücadele ettik. Kaderin bir cilvesi, Galatasaray'ın yapamadığını, biz yaptık ve topu kendi kalemize gönderdik. Maçın büyük bölümünde, oyunun kontrolü elimizde olsa da, futbolda, kötü oynarken kazanmak olduğu gibi, iyi oynarken de kaybetmek olduğu unutulmamalı. Adil’in normalde başka oyuncunun formasını giydiğinde, o formada kendi numarası yada numarasız olması gerekir. Yani böyle durumlarda forma ters çevirilip giyilir. Ancak bu bir kural hatası değildir. Fifa’nın kitabında bu durum emir şeklinde değil, tavsiye şeklinde belirtilmiştir. İlk golümüzü yedik, ilk mağlubiyetimizi aldık! Ancak ezilmedik! Kendi oyunumuzu kabul ettirdik. Pozisyonları bulduk! Topun canı vardır derler ya, top çerçeveden girmek istemedi. Konyaspor bu kadar eksikle bu dar kulübe ile elinden geleni yaptı. İyi yoldayız ve mücadelemizle üzerine katarak, oynayacağımız oyunla, çok daha iyi bir Konyaspor izleyeceğiz...

Maçın sözü; Eğer bir gün yenilgiye uğrayacaksan öyle yenil ki rakibin kazanmasın!