Abdullah EROĞLU
DOLAR NEDEN DÜNYA PARASIDIR?
21 Mart 2022 05:19ABD, 1. Dünya savaşı sonrasında FED (Amerika Merkez Bankası) üzerinden, dünya para dolaşım hakimiyetiniele geçirmişti. Bunun üzerine 2. Dünya savaşı sonrası dünya petrol hakimiyetini de ele geçirmiştir.
Bu durum doların gözde para, yada favori para, dolayısıyla dünya parası olmasına neden olmuştur.
1945 yılında Başkan Truman döneminde yürürlüğe konulan BrettonWoods anlaşması sonrası dünya dövizlerinin ABD dolarına, doların ise altın karşılığına endekslenmesi öngörülmüş ve dolayısıyla Amerikan İmparatorluğu ile sembolleşen Amerikan Yüzyılı başlamıştır.
O halde BrettonWoods anlaşması nedir?
1944 yılının Temmuz ayında ABD’nin New Hampshire eyaletinin küçük bir beldesi olan BrettonWoods’da Birleşmiş Milletler para ve finans konferansında Uluslararası Para Anlaşması imzalanmış ve adını anlaşmanın imzalandığı bu belde ismi olan BrettonWoods’dan almıştır.
Bu sisteme göre ülkeler parasını ABD dolarına endeksleyecek, ABD ise doları sabit fiyattan altına endeksleyecekti.
Bu gelişmeler ve anlaşmalar sonrası, dolar dünya ticaretinde kullanılan en yaygın para birimi olmuştur.
Uluslararası ticaretin yaklaşık %60’ı dolar ile, yaklaşık %20’si Euro ile, kalanı ise diğer para birimleri ile yapılmaktadır. Uluslararası rezervlerinde büyük bölümü bu iki para biriminden ve altından oluşmaktadır.
Bugün dünya da yaklaşık olarak 7 trilyon dolar değerinde döviz, 4 trilyon değerinde altın rezervi tutulmaktadır. Yalnız bu rakamlar görecelidir. Biz bu yazımızı yazarken ki rakamlar bile, yazımızın köşemizde yayınlandığı tarihte değişebilmektedir. Onun için bu rakamlar bir fikir vermesi açısından ifade edilmiştir.
Bu sisteme göre, dolar altına sabitlendiği için elinde dolar bulunduran ülkelerin istedikleri zaman bunu altınla değiştirebileceklerdi. Bu durum doların popüleritesini artırdı ve ülkelerde dolar tutmaya devam etme gibi bir alışkanlık oluşturdu.
Fakat bu durumun uzun vadede sürdürülebilir bir yönü ve şekli görünmüyordu.Nihayette öyle oldu.
Vietnam savaşının yarattığı mali ve parasal sıkıntılarla bunalan ABD, 1971 yılı aralık ayında o dönemin başkanı Richard Nixon, BrettonWords anlaşmasını iptal etti. Böylece kaynak ihtiyacını karşılayacak ‘’karşılıksız dolar basmanın yolu açılmış’’ oldu.
Amerikan ve dolar saltanatı, sallanıp tahtını başka para birimi ve değerlere bırakacak diye beklenirken, 1973’te ortaya çıkan petrol krizi sonrası Arap petrolünün dolara yönlendirilmesi sonucu, dolara olan talebi yeniden arttırdı. Böylece istikrar sağlanarak petrol-dolar kavramını ortaya çıkardı.
ABD saltanatının çatırtı sesleri duyulacak beklentisi boşa çıktığı gibi, Amerikan Yüzyılı ‘’Yeni Dünya Düzeni’’ adı altında tekrar kendini yeniliyordu.
Bizim Anadolu tabiriyle ‘’ABD yeniden dört ayak üzerine düşüyordu.’’
Bir ülke parasının değerinin yüksek olmasının nedenleri şunlardır;
1-Ülke ekonomisinin dünya ekonomisindeki büyüklüğü,
2-Dünya ticaret hacmindeki yeri,
3-Küresel finans sistemindeki önemi,
4-Ülke ekonomisinin kalkınma ve gelişme trendinde ki sürdürülebilirliği,
5-Ülkenin dünyada ki nüfuzu.
Bu şartların şu ana kadar mevcudiyetinden dolayı, dünyada en yaygın olarak kullanılan döviz para birimi olması dolara ayrıca bir güç ve değer katmaktadır. Bunu da gören ve bilen ABD, dünyayı kontrol altında tutmanın en önemli araçlarından birisi olarak görmekte ve de dünyanın kabadayı jandarmalığına soyunmasına neden olmaktadır.
Neden soyunmasın ki, piyasalara karşılıksız sürülen ve kağıt maliyeti 6 centolan doların dünya piyasalarında ki kümülatifmiktarı ne yazık ki tam olarak bilinmemektedir. Oh ne ala memleket ve dünya… ‘’ Bir evlek bostan, yan gel oğlum Osman.’’ Ancak vampir bedava ve karşılıksız kan emmeye alışmıştır. Artık doymamaktadır.
ABD, doları, dünya ekonomisin damarlarındadolaşan kanı olarak görmekte ve dolara kastetmeyi cana kasıt olarak algılamakta, savaş nedeni bile saymaktadır.
Karşılıksız olsa da, dolar basma yetkisi FED’deolup, bu bankanın mülkiyetinin de kimde olduğu tam bilinmemekle birlikte, devlet mülkiyetinde olmadığı varsayımını kabul edersek, ABD’nin en büyük iki borsasının olduğu Wall-Street’teki en çok ABD zengini sermaye şişmanlarına gelir akışı sağladığı aşikardır.
Doların mevcut statüsünün değiştirilmesine karşı girişimler 1865’te ABD başkanı Abraham Lincon ve çok sonraları John Fitzgerald Kennedy dönemlerine rastlar. 1.si eşi ve iki konuğuyla birlikte film seyrederken silahla vuruldu. 2.si ABD’nin en genç ve 35. Başkanı, 22 Kasım1963’te Dallas’ta öldürüldü. Her iki başkanın muğlak ölümleri, bugüne kadar aydınlatılmamış ve/veya aydınlatılamamış, gizemlerini hala korumaktadırlar.
Dolar sanki kendi başkanlarına bile ‘’Oynama benimle, oynarım seninle.’’ Harakirisi yapmaktadır.
Bugün teorik olarak dünya da bitcoin furyasını da bünyesinde barındıran 900 Trilyon Sanal Ekonominin 70 trilyon dolarlık Reel Karşılığı vardır ve bilanço 830 trilyon dolarlık ‘’Sanal Açık’’ vermektedir. Yine teorik olarak 900 trilyon dolarlık Online işlem hacmini kapsayan ‘’Sanal Paranın’’ %1’i dahi nakte çevrilmek istense ortaya 9 trilyon dolarlık devasa likit para ihtiyacı çıkmaktadır. Buzdağının görünmeyen yüzünü temsil eden, yasal ve akademik olarak henüz formatlanamayan bu sanal piyasalar ya kontrol altına alınamamış yada alınmak istenmemiş görünmektedir. Ama sonuçta tüm dünya tabiri caiz ise ‘’Kumarhaneye’’ dönmüş bulunmaktadır.
Dünya parası konumuna gelmiş olan ABD doları Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin dış ticaretinde kullanmakta oldukları para birimidir. Türkiye iç piyasasında TL bazında üretmiş olduğu değeri dış ticaretinde cari açığı dahil dolar olarak karşılamak zorunda olup, USD/TL paritesi yani kuru enflasyonundan faiz oranlarına kadar ülkenin ekonomik hayatını tam anlamıyla belirleyici bir konumdadır.
Türkiye açısından hayati öneme sahip dolar (döviz) girişlerini 4 ana kalemde özetlemek mümkündür:
1-Yabancı mal / hizmet karşılığı elde edilen dövizler: İhracat, turizm, sigorta, taşımacılık.
2-Cari transferler yoluyla gelen dövizler: Hibeler, işçi havaleleri.
3-Yabancıların doğrudan yatırım yolu ile gelen dövizler.
4-Sıcak Para – Yabancıların TR’ye finansal kısa yatırım amacıyla getirdikleri dövizler.
5-Net hata Noksan (kaynağı belli olmayan döviz girişleri).
Türkiye’de dolar ile her yıl karşılanması gereken zorunlu ödemeler:
1-Kısa vadeli borçlar,
2-Cari açıklar,
3-İthal girdiler (Buna ihraç yapmak için alınan ham maddeler, yarı mamuller, yakıt ve enerji gibi ithal girdiler dahil)
Bu 3 kalemin yıllık toplam ödemesi600 milyar doları bulmaktadır.
Bunu karşılayacak ana döviz girdi kalemi Turizm olarak kabul edilirse, turizm gelirlerisubjektiftir ve çok kırılgandır.
Yok turizm bölgesine teröristlerce bomba atıldı, Türkiye güvenli turizm alanı değil, yok Rus uçağı düşürüldü, yok AB ve Almanya ile ilişkiler bozuldu, yok turizm bölgelerinde orman yangınları var, yok şu yok bu sürekli sorunlu olmaktadır.
Batılı turistler, Antalya ve Bodrum bölgesi gibi güneşi ve denizi seven turistler olup, turizm tesisleri bu bölgelerde bu tip turist tipine göre şekillenmiştir.
Batılı turistlere alternatif olarak gösterilen Çin veya Japon turistler ise, güneş-deniz değil, Kapadokya bölgesi gibi, kültür tabiat seven turist tipi olup, batı turistlerini telafi edemez durum ve konumdadır.
Doğrudan yatırım yapacak AB ve Avrupalı yatırımcılar ile sık sık güven sorunu yaşadığımızı da göz önünde bulundurursak, olumsuz bir gidişat görünmektedir.
Döviz girdi kalemlerinden Net hata noksan kalemi ise, ülkemizin başına zaman zaman ciddi sorunlar çıkarmaktadır.
Bu alternatiflerin dışında, doların kontrolü için TCMB elinde, politika faizi dışında daha etkili başka bir silah bulunmamaktadır.
Doların yükselişini önleyecek en etkili silah ülkemizin üretim ekonomisinde, ihracata dayalı üretim modeli ile döviz girişi ve akışını arttırarak, istikrarlı bir şekilde dövizin ateşini düşürerek kurunu aşağıya çekmekten ve dövizli ödemeleri yenileme yapmadan (tahkim) ve zamanında ödemeden geçmektedir.
Rusya Ukrayna gibi savaşlarıda dikkate alırsak, gıda arz ve güvenliği açısından tarım ihracat döviz gelirlerini yok saymamız gerekir.
Katma değeri yüksek, inovasyonun yaygınca kullanıldığı, teknoloji ağırlıklı üretim-ihracat modeli ile döviz, dolayısıyla dolar savaşından galip çıkabiliriz.
Az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin en büyük problemi, yatırım yapacak sermaye birikiminin olmaması veya yetersiz olması ile teknolojinin bulunmamasıdır. Sermaye birikimini ya ülke içerisindeki tasarruflarla sağlayacaksınız, yada yurt dışından transfer edeceksiniz. Ülke içerisinde gayrisafi milli hasılanız düşükse, tasarruflarınız doğal olarak düşük olacaktır. Hele birde halkınız tasarrufa alıştırılmamış, vahşi kapitalizmin savurgan doyumsuz tüketim isteklisi yetiştirilmişse, başarı şansı hepten düşüktür ve sermaye biriktirme olasılığı sıfıra yakındır. O zaman yurtdışından sermaye transferini ya borçla, yada yatırım olarak gerçekleştireceksiniz.
Teknolojiye de ihtiyacınız varsa, mutlaka var, o zaman en ideali, teknoloji ve yatırımı birlikte transfer etmek en makul olanıdır. Sermaye yatırımlarına dünyanın birçok ülkesinden teklif ve alternatifler olacağı için, siyasi istikrar, ucuz ve vasıflı- eğitimli iş gücü, sağlanan istisna ve vergi muafiyetleri, altyapı avantajları, mevzuat, hammadde temini kolaylığı, ihracata dönük liman ve ulaşım gibi birçok etkenler rol oynar.
Kaldı ki sermaye, yapısı gereği nazlı ve aynı zamanda ürkektir. Birde yatırım yapacak sermayedarın ülkesi ile yatırım yapacağı ülkenin siyasi ve askeri ilişkileri de yatırım kararında rol oynar. Bu etkenler topluca düşünüldüğünde, Rahmetli Barış Manço’nun dediği gibi bu iş, uzun ince bir yoldur. Tasarruf yaptırmak,teknoloji transfer etmek, yatırımı sağlamak, istihdam oluşturmak, işsizliği önlemek, üretimi gerçekleştirmek, gelir elde etmek, sermaye borç bulunmuşsa ihracat yapıp döviz elde edip, faiziyle birlikte geri ödemesini sağlamak için dikenli taşlı yollarda sürekli kararlar alıp, uygulama başarısını göstermek gerekir.
Ekonomi ve sosyal bilimlerde ki işleyiş, teknik ve matematik bilimlerindeki gibi değildir. Bir mühendise X malını üretmek için ne gerekir diye sorsanız, şu kadar hammadde, şu şu makinalar ve bunların kurulacağı kapalı alan ile şu kadar vasıflı veya vasıfsız elaman ve enerji gereklidir der.
Ekonomi biliminde üretim için ise, yukarıdaki faktörleri bir araya getireceksiniz, üretimi gerçekleştireceksiniz, maliyeti ile dünya piyasalarında rekabet edip iç ve dış pazara satacaksınız, kar edeceksiniz, yaptığınız kârdan vergilerinizi ödeyip, uzun vadede ayakta kalabilmek için yaptığınız kârdan AR-GE’ye pay ayırıp, inovasyon sağlayıp, sürdürülebilir bir üretim gerçekleştirmiş olacaksınız.
Ayrıca doğruya da yanlışa da yanlış diyen bir muhalefetiniz varsa, onunla da mücadele edeceksiniz. Bu şartlar altında üretim yapıp para kazanırken, işçinin haklarını koruyup ezdirmeyeceksiniz, halkınızın bilinç ve eğitim düzeyi düşük ise, işveren bizim sırtımızdan para kazanıp Mercedes’e biniyor, bizi eziyor, sömürüyor, biz niye şu standartlarda yaşamıyoruz feryatlarının cevabını sandıkta vermeye çalışacaksınız.
Ben bu malı 3’e üretip 8’e satıyordum diyen, kar marjım yüksekti, batma riskim yoktu, sömürüyordum, bu nereden çıktı diyen firma ve dünya ülkeleriyle, cedelleşeceksiniz, ülkenizi savunmak ve menfaatlerini korumak için bulunduğunuz coğrafya, üye olduğunuz askeri ve sivil bloklar içerisinde onların çıkarlarına ters düşmeden ayakta kalmaya çalışacaksınız.
Bunun üzerine, kendi gayretleriniz ile uzun zamandır oluşturduğunuz refah artırımındaki orta sınıfın beklentilerini az yada eksik karşıladığınız ve/veya karşılayabildiğiniz homo-ekonomik görüşlü yetişmiş materyalist-maddeci insanlarınızın olur-olmaz zaman ve olur olmaz şekildeki afarozlarına karşı durup bertaraf edeceksiniz. Siyasi ve ekonomik olarak ayakta kalmayı başaracaksınız. Koltuk ve kaltak savaşlarındaki ayak ve her türlü düzenbazlığa karşı erdemlice mücadele edeceksiniz ve/veya dünya ve ülke gerçekleri karşısında bu mücadeleden başarılı çıkacaksınız.
En güvendiğiniz Hipokrat yemini yapan insanlarınızdan bazılarından tutunda din adına ahkam kesen durumdaki bazılarına kadar katsayı olmazsa biz yokuz kitlelerini tatmin etmeye çalışacaksınız. Tsunamiye yakalanmadan yolunuza devam edeceksiniz. Rantiyeci dinozorlarının homurtularını hiç yazmayı kayda değer bulmuyorum. Bilgisayar veya ekran başında borsa veya ter dökmeden kazanarak bir eli yağda, bir eli balda yaşayacağız beklentileri karşılanmadığı için psikolojileri bozulmuş kitleler ayrı bir sorun olarak bunlarla mücadele edeceksiniz. Bu arada ülke ekonomisindeki olumsuzluklar veya vahşi kapitalizmin dişlileri arasına sıkışıp kalmış önce ülkem ve vatanımdiyen Yiğit Anadolu’nun yiğit insanlarını, devlet bu dişlilerin arasından kurtulması için, acilen gerekli tedbirleri alma görevini, devlet adına siyasetçiler ve ekonomistleryerine getirip vatanseverleri cezalandırmamalıdır. Bunların tümünü de kısa zamanda başarabilene aşk olsun.
Barış Manço’nun dediği gibi, ‘’Zor dostum zor.’’ Bunlar başarılıp, kendi teknoloji ve sermayeni oluşturamadığın sürece, dünyada hakimiyetini oluşturmuş dolar veya diğer para birimlerinin hükümranlığı bizim ülkemizde de sürmeye devam edecektir.
Dolar veya Euro ile mücadele yolu, dikenli ve riskli bir yoldur. Kenan Evren’in dediği gibi ‘’Nitekim, ABD gibi ülkenin kendi başkanlarını suikastlere kurban verdikleri dolar ve vampirleri dünyasında, bu savaşa giren bizim başkan veya başkanlarımızı Allah korusun suikastlere kurban vermeden bu savaştan galip çıkmalıyız…
Ancak bütün bu olumsuzluklara rağmen başarılamayacak işlerde değildir.
Yazımız çok uzun olup etkinliği azalmasın diye, yapılabilecekleri başka bir yazımızda ele alacağız.
Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
KENDİN OLARAK KALABİLMEK
17 Aralık 2023 05:19
KIZILAY
06 Kasım 2023 05:19
NEZAKET VE NAZİK OLMA
16 Ekim 2023 05:19
EĞİTİM – RANDEVU – KUL HAKKI
11 Eylul 2023 05:19
RAHMETLİ VALİ RECEP YAZICIOĞLU -3-
14 Ağustos 2023 05:19
KİŞİLERLE UĞRAŞMAK NEYİN BELİRTİSİDİR?
03 Temmuz 2023 05:19
İT KOVALAMAKTAN ET SATAMAMAK
06 Mayıs 2023 05:19
BİR BAYRAMIN ARDINDAN
24 Nisan 2023 05:19
SU TÜKETİMİ VE İSRAFI
17 Nisan 2023 05:19
TARİHTEKİ DİL FARKI GÜNÜMÜZ ANLATIM VE ANLAŞILANLARI
03 Nisan 2023 05:19
NUMUNE-İ İMTİSAL RAHMETLİ İSMAİL ÖZER HOCA
27 Mart 2023 05:19
18 MART, AZİZ ŞEHİTLERİMİZ VE GÜNÜMÜZ GENÇLİĞİNİN BAZILARI
19 Mart 2023 05:19
DEPREM VE YAĞMUR BEREKETİ
12 Mart 2023 05:19
SİYASİLER SEÇİM DERDİNDE, VATANDAŞ DEPREMİN SORUNLARI DERDİNDE
05 Mart 2023 05:19
DEPREMİN ACILARI VE YARALARI SARILIRKEN
26 Şubat 2023 05:19
DEPREMİN ACILARI VE YARALARI SÜRERKEN
19 Şubat 2023 05:19
DOĞAL AFETLER, DEPREM, SABIR VE ŞÜKÜR
12 Şubat 2023 05:19
İNSANLAR NEDEN MUTSUZ ?
05 Şubat 2023 05:19
TÜRKİYE NEDEN BUĞDAY İTHAL ETMEKTEDİR ?
29 Ocak 2023 05:19
İYİ BİR İNSAN OLABİLMEK
22 Ocak 2023 05:19
Nesrin Bora
15 Ocak 2023 05:19
BİR PAZAR, BİR KALEM, BİR YAZAR VE BİR KONU BAŞLIĞI
08 Ocak 2023 05:19
RAHMETLİ VALİ RECEP YAZICIOĞLU - 2 -
01 Ocak 2023 05:19
İSRAF VE VERİM EKONOMİSİ, BİR PİRİNÇ BİR ÇAVDAR TANESİ
25 Aralık 2022 05:19
BABAYA SAYGI VE ERZURUM’LU ERCÜMENT VE OĞLU GÜRBÜZ SUSAM BEY
18 Aralık 2022 05:19
BİR TEK GIDA TASARRUFU ÜZERİNE BİR HİKÂYE
12 Aralık 2022 05:19
SERBEST PİYASA-NARH VE MUTLU SON
04 Aralık 2022 05:19
DEĞER ÖLÇÜLERİMİZ VE ANADOLU KADINININ İRFAN VE BASİRETLİLİĞİ
27 Kasım 2022 05:19
TÜRKİYE’DE BÜROKRATİK ANLAYIŞ VE UYGULAMALARI
21 Kasım 2022 05:19
İŞ ADAMI NAZİF BEY, OĞLU SELİM BEY VE PROF. MEHMET BEY
13 Kasım 2022 05:19
OKUMA ALIŞKANLIĞI VE DOMUZ YAĞLI GIDALAR
06 Kasım 2022 05:19
DÜNYA GÜNDEMİ NEDEN BU KADAR SIK DEĞİŞİYOR?
30 Ekim 2022 05:19
İSRAF ÜZERİNE GIDA VE EKMEK İSRAFI
24 Ekim 2022 05:19
RAHMETLİ VALİ RECEP YAZICIOĞLU (1)
17 Ekim 2022 05:19
DÜNYA ENERJİ KRİZİ VE ÜLKEMİZ UYGULAMALARI
10 Ekim 2022 05:19
EĞİTME GİDEKEN RAHMETLİ KADİR USTALARIN HACI DAYI
03 Ekim 2022 05:19
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI NEREYE EVRİLİYOR
26 Eylul 2022 05:19
HELAL KAZANÇ İLE HATIRLANMA VE DEMİRCİ MUSTAFA TURACI DEDE
19 Eylul 2022 05:19
EĞİTİM VE ÖĞRETİM
12 Eylul 2022 05:19
DÜNYA’NIN GİDİŞATI İLE İLGİLİ BAZI ÖNGÖRÜLERİMİZ
06 Eylul 2022 05:19
POZİTİF BAKMAK
29 Ağustos 2022 05:19
HELALLEŞME: MUSTAFA TURACI VE ARİFİN MUSA DAYI
22 Ağustos 2022 05:19
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KERBELA VE KOLTUK HIRSI
15 Ağustos 2022 05:19
AHLAK EREZYONU VE PANKART
08 Ağustos 2022 05:19
ASALET
01 Ağustos 2022 05:19
3. DÜNYA SAVAŞI BAŞLADI MI ?
25 Temmuz 2022 05:19
BİR BAYRAMI GERİDE BIRAKIRKEN
18 Temmuz 2022 05:19
SEVİMSİZLİK SENDROMU
04 Temmuz 2022 05:19
İ N T İ K A M S E N D R O M U
27 Haziran 2022 05:19
BABALAR VE GÜNLER
20 Haziran 2022 05:19
SÖYLESEM TESİRİ YOK, SUSSAM GÖNÜL RAZI DEĞİL
13 Haziran 2022 05:19
EĞİTİM VE YAVRULARIMIZ
06 Haziran 2022 05:19
DENEYİM PAYLAŞIMI -8-
30 Mayıs 2022 05:19
BURSA'DA ZAMAN
23 Mayıs 2022 05:19
TÜRKİYE' DE İKTİDAR İLE MUHALEFETİN 14. KATININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
16 Mayıs 2022 05:19
BERBER ALİ YAKA’NIN TERS ŞİİRİ
09 Mayıs 2022 05:19
ESKİ GÜNLER-RAMAZANLAR-BAYRAMLAR NOSTALJİSİ VE EMPERYAL KÖLE UYKUSU
01 Mayıs 2022 05:19
DENEYİM PAYLAŞIMI - 6 – 70’LİK AŞKA KURBAN GİDEN SAKAL VE BEKİR BATTAL
25 Nisan 2022 05:19
DENEYİM PAYLAŞIMI -5-
18 Nisan 2022 05:19
DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ (WHO)
11 Nisan 2022 05:19
ULUSLARARASI ÇALIŞMA ÖRGÜTÜ (UÇÖ, İngilizce karşılığı ILO)
04 Nisan 2022 05:19
DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ (DTÖ), İngilizce’si WORLD TRADE ORGANİZATİON (WTO)
28 Mart 2022 05:19
DENEYİM PAYLAŞIMI 4 ÖĞRETMEN MEHMET KOÇ
14 Mart 2022 05:19
NATO
07 Mart 2022 05:19
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER CEMİYETİ (TEŞKİLATI)
28 Şubat 2022 05:19
TÜSİAD
21 Şubat 2022 05:19
ABD MERKEZ BANKASI FED
14 Şubat 2022 05:19
DENEYİM PAYLAŞIMI -3- DAĞDAKİ VE ŞEHİRDEKİ DERVİŞ
07 Şubat 2022 05:19
ABD MARSHALL YARDIMI VE SÜT TOZUNUN YERLİ UN VE SÜTLE SAVAŞI
31 Ocak 2022 05:19
GELİR DAĞILIMI VE ADALETSİZLİĞİ
22 Ocak 2022 05:19
DENEYİM PAYLAŞIMI - 2 -
14 Ocak 2022 05:19
ENFLASYONLA MÜCADELEDE KAMU HARCAMALARI
09 Ocak 2022 05:19
DENEYİM PAYLAŞIMI - 1 -
03 Ocak 2022 05:19
İLK YAZIMIZA BAŞLARKEN
20 Aralık 2021 05:19
MERKEZ BANKASI GERÇEĞİ
26 Aralık 2021 05:19