Ahlaksızlık diz boyu; Zengin daha çok zengin olma, fakir ise yarının ne olacağı derdinde...
Kültür Sanat, 24 Temmuz 2023 04:09
Genelde yaşadığımız coğrafyada her dakika toplumun temellerini sarsan bir cürüme bir Ahlaksızlığa, bir rezilliğe bir kanunsuzluğa, bir çevre felaketine, bir kadın cinayetine, bir miras kavgası sonucu yakınlarını katledenlere, bir trafik terörü sonucu ölen masum insanlara şahit oluyoruz.
Özelde ise şehrin en kalabalık caddesinde sabah ezanı vaktinde dahi medeniyetsizlerin sarhoş naraları ile bir birine ettikleri sinkaflı küfürlerle uyanır olduk.
İnsanlar "otursunlar, nefes alsınlar dinlensinler diye yapılan o güzelim parkları, bankları çöp haline getiren görgüsüzler, oraları birer çöplik haline getirir oldular.
Bunlar yetmez gibi kendilerine göre "zula" yerlerde kalan, parklarda gayri ahlaki işler çeviren ucube tiplerden yüzünden utanıp sıkılan ve parkın kaldırılması için dilekçe verir hale gelmiş şehrin insanları...
Şehirde magandalık zirve yapmış. Gecenin geç saatlerine kadar korna çalarak yüksek sesle muzik çalarak egolarını tatmin için ahlaksızlığı yaşam şekli haline getirmiş, tüm insani erdemleri satın alabileceğini zanneden, parasına malına güvenen şımarık, yeni yetme iş adamı kılıklı tipler türedi...
Çalışmadan, 'helal', 'haram' demden alnını terletmeden, çalarak, çırparak geçinmeye çalışan tipler türedi.
Teknolojinin imkanının kullanarak şeytanın aklına gelmeyen yöntemler üretir oldular toplumda.
Cahiliye döneminin en büyük özelliği tefecilik yapılmasıydı. Sınıf farkı yaygın olduğu için insanlara çok yüksek faizler ile para verilir ve verilen para misli ile geri alınır, alınamazsa çoluk çocuğu köle olarak kullanılırdı.
Eşitsizlik hâkimdi. İnsanların zengin olanları çok zengin, fakirleri ise çok fakirdi. Zenginler hak , hukuk, helal, haram demeden, çalışmadan, alın teri akıtmadan paraya para kazandırarak, ben kısa yoldan nasıl zengin olurum" yarışında iken fakir ise "bu ay nasıl geçinirim, hangi yiyeceğimdem kısarım da acil giderlerimi karşılarım" derdinde…
Daha bir çok ekleme yapabilirsiniz. Şimdilik bu kadar örnek yeter sanırım…
Bunlar, bu şehirde yaşananlar, bu şehrin sokaklarında gördüğümüz rezillikler. Televizyonlar da verilen kültür de bu! Sokaklara, dizilerden, filmlerden, reklamlardan pompalanan argo kelimelerle konuşmalar aynıyla yansımış.
Sonuç: Rezillik diz boyu olmuş. Aile mefhumu yerle bir, toplumu uçuruma götüren içi boş kof bir kültür kuşatmış toplumu..
Sosyal Medyayla eğitilen, okumayan, düşünmeyen, tefekkür etmeyen, sevgisiz, saygısız en şerefli olması gerekirken kendi isteği ile uçuruma doğru koşan cahiller güruhu…
Olaylara yaklaşma tarzı şiddet olmuş ve toplumun her katmanını sarmış durumda. Sorunlara yaklaşma şekli diyalog yoluyla, hukuki yollarla çözmek yerine şiddetle çözülmeye doğru evrilmiş… Gider ayak bu olayların çoğalması toplumu cinnet seviyesine doğru getirmiş en küçük şeylerden "kıl kapan" toplum patlama noktasına gelmiş.
Şiddeti meşru görmeye başlayan bu toplum, olayları kendi yöntemi ile çözmeye yönelmiş durumda. Bunun en son örneği yakın zamanda sık sık karşılaştığımız linç girişimleri.
Tabiî ki böyle bir toplumda yetişen çocuklardan daha iyi davranışlar beklemek abesle iştigal olur. Bunların da olaylara yaklaşma tarzını ve bakış açısını sanırım söylemeye gerek yok.
Kısacası, küreselleşme sürecinin silindir gibi ezip geçtiği insanı insan yapan değerler, yeniden eğitim sisteminin kalbine yerleştirilmedikçe, sokaklardan daha güzel şeyler beklemek çok zor.
Başımıza bir gelecek var sanki.
Rabbim (c.c) insanımızı ıslah etsin.
Kültür Sanat, 24 Temmuz 2023 04:09
Yorumlar (0)