Doktorlarda aşı karşıtlığı: TTB, 20'den fazla doktorla ilgili disiplin süreci başlattı
, 07 Ağustos 2021 15:45
Türkiye bir yandan yangınlarla mücadele ederken diğer yandan Covid-19 salgını da devam ediyor. Vaka sayıları 25 bin civarına yükselmiş iken aşılama sürüyor ancak toplum bağışıklığının sağlanması için henüz yeterli aşılama oranına ulaşılamadı.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de 18 yaş üstünde birinci doz aşılama oranı yüzde 67,02, ikinci doz aşılama oranı ise yüzde 45,91. Toplumsal bağışıklığa ulaşılabilmesi için bu oranın artırılması gerekiyor ancak toplumda bazı insanlarda aşı tedirginliği ya da karşıtlığı söz konusu.
Bakanlık ve Türk Tabipler Birliği (TTB) mümkün olduğunca çok sayıda kişiye aşı yapmaya çalıştığı esnada bazı tıp doktorlarının Covid-19 aşılarına karşıt yönde yaptığı açıklamaların ise kararsız kişileri etkileyebildiği belirtiliyor.
BİLİM KARŞITLIĞI YÜKSELEN AKIM
Uzmanlara göre son yıllarda sadece Türkiye'de değil tüm dünyada "bilim karşıtlığı" yükselen bir akım. Aşı karşıtlığı da bunun bir parçası olarak görülüyor.
Ankara Üniversitesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berna Arda, DW Türkçe'ye değerlendirmesinde "bilim karşıtlığının" çeşitli alanlarda görülebildiğini, ancak tıp doktorlarının bilim karşıtlığının hem aldıkları eğitime hem de etik değerlere aykırı bir tutum olduğunu belirtiyor:
"Aşı karşıtı olmak hekimler açısından gerçekten son derece sakıncalı bir durum. Neden? Çünkü hekimler toplumu yönlendirebilecek, etkileyebilecek kişiler. Bu bağlamda da bir miktar da kendi aldıkları eğitime tırnak içinde ihanet içinde olduklarını bile düşünmek mümkün."
Aşı karşıtı doktorlar genelde sosyal medyada aktif durumda ve aşılara dair bilimsel olmayan içerikteki mesajlarını milyonlar görebiliyor. Son günlerde Twitter gibi bazı sosyal medya organları ise bu durumun önüne geçmek için bu doktorların aşıyla ilgili gönderilerine uyarılar koymaya başladı.
Tıp hekimleri meslek etiği kurallarına aykırı davranışlarda bulundukları zaman, 6023 Sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasası'na göre tabip odaları yönetim kurulları tarafından onur kurullarına sevk ediliyor.
Hekimlik meslek etiği kurallarının 11. maddesine göre hekim, mesleğini uygularken insanları "yanıltıcı, paniğe düşürücü, yanlış yönlendirici" davranışlarda bulunamıyor.
Haziran ayında İstanbul'da düzenlenen bir etkinlikte Covid-19 aşısı karşıtı mesajlar verilmiş ve bir doktor da konuşma yapmıştı. Aşılara dair iddiaları nedeniyle bu doktor hakkında İstanbul Tabip Odası soruşturma başlatmıştı.
20'DEN FAZLA DOKTOR HAKKINDA DİSİPLİN SÜRECİ
TTB’den edinilen bilgiye göre, şu ana kadar hakkında disiplin süreci başlatılan 20'den fazla doktor bulunmakta ve soruşturma süreci halen devam ediyor. Doktor olmayıp sağlık çalışanı olan kişiler için ise savcılıklara suç duyurusunda bulunuluyor. Bunların sayısının da 100 civarında olduğu belirtiliyor.
Onur kurulları tarafından incelenen dosyalarda doktorların etik kuralları çiğnediğine karar verilirse yazılı ihtar, para cezası ya da 15 günden 6 aya kadar geçici meslekten men cezası çıkabiliyor.
TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut'a göre Covid aşısı karşıtı tıp doktorlarını iki ana gruba ayırmak mümkün. Bu doktorların ilk ve büyük bölümü uzmanlık alanları dışında konuşan ve tıptaki son gelişmeleri takip etmeyenler.
Bulut'a göre asıl tehlikeli olan kesim ise diğerleri yani aşı karşıtlığını maddi menfaat sağlamak için kullananlar. Bulut bu konuya şöyle açıklık getiriyor:
"Bunların bir kısmı alternatif tıp uygulayıcıları, bir kısmı ise kitap yazar çizerleri. Kitapların satışından gelir elde etmeyi düşünüyor. Bir kısmı medyada popüler olmak istiyor. Farklı ve aykırı bir fikir söyleyerek popüler olmak amacıyla, ismi medyada daha çok görünsün, muayenehanesine daha çok hasta gelsin gibi düşüncelerle bunu yapıyorlar."
AŞI KARŞITLIĞININ HUKUKİ BOYUTU
Aşılara yönelik bazen kişilerde tedirginlik, kararsızlık ya da karşıtlık olabiliyor ancak uzmanlara göre normal bir kişinin aşı karşıtlığı ile bir tıp doktorunun aşı karşıtlığı arasında sadece etik açıdan değil hukuki açıdan da önemli fark var.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden tıp hukukçusu Doç. Dr. Sevtap Metin, hasta ile doktor arasında bilgi açısından "asimetrik bir ilişki" bulunduğuna, çok teknik olan tıp bilgisine bunun eğitimini almamış kişilerin sahip olamayacağına işaret ederek, bu nedenle tıpta etik değerlerin çok önemli olduğunu aktarıyor.
Metin, "Sıradan insanın aşı karşıtlığı ile bir hekimin kamuoyuna yönelik aşı karşıtı beyanları arasında önemli farklar var. Çünkü aşı olup olmama konusunda bir karar verme durumunda kalacak olan insanlar ve bu karşıtlığı hekimin ağzından duyuyor oluşları haliyle kararları üzerinde etki yapabiliyor" diyor.
"Akademik özgürlük" ya da "bilimsel düşünceyi paylaşma" gibi gerekçeler ile uzmanlığı olmayan ve kanıta dayalı verilere dayanmayan söylemlerin kamuoyu ile paylaşılmasının yanlış yönlendirmeye sebep olabileceğini söyleyen Metin, bu nedenle hukuki açıdan yaptırıma tabi olduğunu ifade ediyor. Metin, "Hekimin tıp etiğinde önde gelen sorumluluğu 'önce zarar verme' ilkesinde karşılığını bulur" hatırlatmasında bulunuyor.
Bu arada TTB'nin aşı karşıtı doktorlarla ilgili disiplin sürecinin önümüzdeki dönemde sonuçlanması bekleniyor.
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!