"Faize ayrılan ödenek yatırıma ayrılandan fazla"
SİYASET, 15 Aralık 2020 21:01Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Sabri Tekir, TBMM'de görüşülen 2021 merkezi yönetim bütçesini değerlendirerek "Faize ayrılan ödenek yatırıma ayrılandan fazla" diye tepki gösterdi.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Sabri Tekir, düzenlediği basın toplantısıyla TBMM’de görüşülen 2021 Merkezi Yönetim Bütçesi’ni değerlendirdi. Saadet Partisi’nin İskitler’deki Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda Tekir, hazırlanan bütçeyi eleştirerek, “Bu hükümet sanki bir başka hükümetten görevi devralıp hükümet etmeye yeni başlamış gibi, bütçe hedeflerini tespit etmiş görünmektedir” dedi.
İTİRAF ETTİKLERİNİ GÖSTERİYOR
20 yıla yakın iktidarda olan siyasi bir partinin eğitimde reform yapılmasının yeni farkına vardığını söyleyen Tekir, şöyle devam etti: “Ekonomik konularda ise kendi iktidarları döneminde uygulanan yanlış politikalar sonucu iç ve dış makroekonomik dengelerin bozulduğunu, bu dengelerin yeniden kurulması gerektiğini; ülkede refahın tüm sosyal kesimlere yaygınlaştırılması konusunda başarısız olduklarını, gelir dağılımında derin farklılıkların ve dengesizliklerin meydana geldiğini adeta itiraf etmektedirler. Para ve maliye politikalarında bulunması gereken güçlü ve birbirinden ayrılmaz eşgüdüm konusunu terk ettiklerini, bunun sonucunda parasal ve mali dengelerin bozulduğunu, mali disiplini sağlayamadıklarını, bu konularda başarısız olduklarını, bu eşgüdümü yeniden kuracaklarını söylemektedirler. En önemlisi, sağır sultanın bile duyduğu kamu kaynaklarının kullanımındaki israfı kaldıracaklarını, kamu kaynaklarının kullanımında verimliliğin sağlanacağını ifade etmektedirler. ‘İtibardan tasarruf olmaz’ diyerek ‘israfa açık kapı bırakan’ bir anlayışın, kamu yönetiminin en alt kademelerine kadar varan israf anlayış ve alışkanlığının önüne nasıl geçeceği gerçekten merak konusu. Bu arada AK Parti iktidarının en çok kamu kaynaklarının israfı konusunda kamuoyunda eleştiriye maruz kaldığı gerçeği de unutulmamalıdır.”
Advertisement
FAİZ GİDERLERİ İÇİN AYRILAN ÖDENEK YATIRIMA AYRILANIN ÇOK ÜSTÜNDE
Ziya Paşa’nın ‘Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz, Görünür şahsın rütbe-i aklı eserinde’ şiirini hatırlatan Tekir, “Tarımsal ekim alanlarının yüzde 10 daraltıldığı, hayvan ithalatı, yüksek yem ve diğer girdi fiyatları, düşük tarımsal ürün fiyatları ve yetersiz ve hedefsiz alım politikaları ile tarımın ve hayvancılığın caydırıldığı bir ortamda bu hedefe nasıl varacakları gerçekten merak konusu. 20 yıla yakın iktidarları döneminde bu ana hedeflerde yeterli düzeyde başarı sağlayamayanların bunları başarabilecekleri su götürür. Bu konuda başarılı olamayacaklarının en büyük delili de 2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’nde sanayi sektörüne yönelik yeterli ve gerekli taahhütlerin yer almamasıdır. Çünkü 2021 yılında faiz giderleri için ayrılan ödeneğin, yatırımlar için ayrılan ödenekten çok daha fazla olması bunun açık ve net göstergesidir” diye konuştu.
DENK BÜTÇE PRENSİP HALİNE GETİRİLMELİ
2021 yılı bütçesinin 245 milyar lira açık vereceğini hatırlatan Tekir, “Bu açığın ise içinde bulunduğumuz 2020 yılından yüzde 76 daha fazla olduğu görülüyor. Vergi sistemimizin ıslah edilerek, vergi gelirlerinin bütçe gelirlerini karşılaması sağlanmalı, böylece denk bütçe uygulaması prensip haline getirilmelidir. Hükümet vergi gelirlerini artırmak istiyorsa kentsel rantlara yönelmelidir. Nedense Türkiye’de siyasi tercih olarak ‘kentsel rantların vergilendirmesinden kaçınma’ bir gelenek haline gelmiştir. Siyasetin en önemli finansman kaynağı haline gelmiş bu gelenek, ülkemizdeki çarpık kentleşmenin de en önemli nedenidir. Bundan dolayıdır ki, kentsel rant kovalayıcıları siyasetin her kademesine yerleşmişler ve siyaset ahlakının dejenerasyonunda önemli rol oynamaktadırlar” dedi.
HİÇBİR ZAMAN YÜZDE 10’U GEÇMEDİ
İktidarın işbaşına geldikten 2013’e kadar yatırım harcamalarının hiçbir zaman toplam harcamaların yüzde 10’unu geçmediğinin altını çizen Tekir, şöyle devam etti: “2013 yılından itibaren bir politika değişikliğine gidilerek sermaye giderlerini toplam yüzde 10’un biraz üstünde tutmaya başlamıştır. Ancak 18 yıllık iktidarları döneminde yatırım giderleri için ayrılan pay toplam bütçe giderleri içinde yıllık ortalama yüzde 8,48 dolayında kalmıştır. 2020 yılı tahmini gerçekleşmesi ise yüzde 7,1 dolayında olacaktır. Sanayileşmenin, üretim artışının son derece önemli olduğu Türkiye için bu oran oldukça düşüktür. Türkiye, bundan on yıl öncesine kadar gıda maddesi itibarıyla kendi kendine yeterli dünyanın sayılı birkaç ülkesinden biriydi. Şimdilerde tarımın zamanla ihmal edilmesi sonucu buğday dahil taneli tarım ürünlerinde dışarıdan ithalat yapan ülke konumuna getirilmiştir. Hayvancılık faaliyetleri azalmış, Türkiye canlı ve karkas et ithal eden buna rağmen dünyanın en pahalı etini yiyen ülkelerden biri haline gelmiştir. Bunda tarım sektöründe gerekli planlama çalışmalarının yapılmamasının rolü olduğu gibi, tarımsal faaliyetlere yeterli düzeyde destek sağlanmamasının da rolü vardır. Çiftçinin ağır kredi faizleri altında ezilmesi, tarımsal girdi fiyatlarının yüksek olması tarımsal faaliyetleri caydırıcı etki yapmaktadır.”
“GELİR DAĞILIMINDAKİ ADALETSİZLİK TELAFİ EDİLEMEZ HALE GELDİ”
Türkiye’de toplumun en zengin yüzde 10’unun toplam servetin yüzde 8’ine sahip olduğunu hatırlatan Tekir şunları kaydetti: “Bozulan gelir dengesi nedeniyle gelir dağılımındaki uçurum telafi edilemez hale gelmiştir. Toplumun en zengin yüzde 20’sinin geliri, en yoksul yüzde 20’sinin gelirinden 10 kat fazladır. Sürekli yoksulluk oranı yüzde 12,7 dolayında bulunmaktadır. Toplumda her 100 kişiden 70’i borçlu durumdadır. Dünyada en yüksek faiz oranı uygulayan birkaç ülkeden birisiyiz. Bunun da nedeni 440 milyar doları bulan dış borç yükümlülüğümüzdür. Türkiye son 15 yıl içinde 2 trilyon 099,8 milyar lira iç borç, 876,5 milyar dolar dış borç ödemesi gerçekleştirmiştir. Bu miktar, Türk Lirası bazında 8 trilyon 211,8 milyar liralık borç ödemesi demektir. Ödenen bu miktarın 1 trilyon 743 milyar lirası ise faiz ödemesidir. Bu ifadelerimle 18 yılın heba olduğunu söylediğim anlaşılmasın. Savunma, ulaşım ve haberleşme vb. alanlarda güzel işler gerçekleştirilmiş olmakla birlikte, üretim ve üretici kesimlere ve sosyal adalete yeteri kadar önem verilmemesi belirttiğimiz tabloyu ortaya çıkarmıştır. Bu tablonun neden olduğu siyasi, ekonomik ve sosyal çalkantı ve sarsıntıları daha uzun müddet hissedeceğiz gibi görünmektedir.”
SİYASET, 15 Aralık 2020 21:01
Yorumlar (0)