Seydişehir’in Saadetler Mahallesi’nde bulunan Şehit Özgür Öncel İlk-Ortaokulu binasının yüksek riskli olduğu gerekçesiyle kapatılması, bölgedeki eğitim sorunlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Öğrenciler, taşımalı eğitimle Çarşı’daki Cumhuriyet İlkokulu’ Seyidharun Ortaokuluna yönlendirilirken, anaokulu öğrencilerinin riskli binanın hemen yanıbaşında bulunan Mutfak kısmında eğitime devam etmek zorunda kalması ise akıllarda soru işaretleri bırakıyor.
Riskli Bina, Çözümsüzlük ve Çelişkiler
Okulun yıkılma kararı alınmasına rağmen anaokulu öğrencilerinin aynı binanın doğalgazı kesilen okulun hemen yanıbaşındaki Mutfak kısmının bulunduğu buz gibi sınıflarda bebelerin tutulması, eğitimdeki plansızlığın bir yansıması. "Taşıma müfredatına uygun değil" gerekçesiyle küçük yaştaki çocukların risk altında bırakılması kabul edilebilir değil. Diğer illerde ve Konya’nın bazı bölgelerinde benzer durumdaki okulların yenilenmesi için hızlı adımlar atılırken, Seydişehir’de sessizlik hâkim. 8 derslik olara plan yeni okul planlanmasının Acilen 16 desliğe çıkartılarak hayata geçirilmesi gerekiyor.
Toki Projeleri ve Eğitim Eksikliği
Saadetler ve Bahçeli Evler mahallelerinde okul olmaması, çocukların uzak bölgelere taşınmasına neden oluyor. Üstelik 500 konutluk Toki projesiyle bölge nüfusu artarken, eğitim ve altyapı yatırımlarının yetersiz kalması büyük bir eksiklik. Projede okul ve market gibi sosyal donatıların olmaması, planlamadaki hatayı gözler önüne seriyor. Öte yandan, Pınarbaşı Mahallesi’ndeki 380 konutluk projeye anaokulu, ilkokul ve ortaokul yapılması, Saadetler sakinlerinin "Seydişehir sahipsiz" yorumlarını haklı çıkarıyor.
Yetkililere Çağrı: Acil Adım Şart!
• Sekiz dersli olarak planlan Yeni okul inşası 16 dersliğe çıkarılarak derhal ihale süreci başlatılmalı.
• Anaokulu öğrencileri güvenli bir ortama taşınmalı.
• Toki projelerinde eğitim ve sosyal donatı eksiklikleri giderilmeli.
• Saadetler ve Bahçeli Evler gibi büyüyen mahallelerin okul ihtiyacı karşılanmalı.
Seydişehir’in eğitimdeki bu çıkmazı, sadece bina sorunu değil, aynı zamanda planlama, eşitlik ve çocukların geleceği meselesidir. Yetkililerin bu soruna duyarsız kalmaması, vatandaşların sesine kulak vermesi gerekiyor. Aksi takdirde, "Seydişehir sahipsiz" söylemi daha çok yankı bulacak gibi görünüyor.