- Konya'da 15 yıl özel sektörde çalışan ve Kovid-19 döneminde iş hayatına ara veren Hatice Atak, geçen yıl başladığı besicilikte 55 küçükbaşlık çiftlik sahibi oldu
- Tarım ve Orman Bakanlığının "Uzman Eller Projesi"nden faydalanan Atak:
- "Koyunlarım gelene kadar 'Ben yapamam' diyordum ama şimdi her şeyleriyle ilgileniyorum. Onların doğum süreçlerine dahil oluyorum. Annesini emmeyen oluyor, kucağımızda biberonla besliyoruz"
KONYA (AA) - ZEHRA MELEK ÇAT - Konya'nın Ereğli ilçesinde Tarım ve Orman Bakanlığının "Uzman Eller Projesi"nden faydalanarak çiftlik kuran gıda teknikeri Hatice Atak, eşi ve çocuklarının da desteğiyle besicilik yapıyor.
Celal Bayar Üniversitesi Saruhanlı Meslek Yüksekokulu Gıda Teknolojileri Bölümünü bitirdikten sonra süt ürünleri fabrikalarında gıda teknikeri olarak çalışan 43 yaşındaki Atak, uluslararası bir firmada beslenme danışmanlığı yaparken Kovid-19 salgını ve riskli hamilelik nedeniyle iş hayatına ara vermek zorunda kaldı.
Yaklaşık 4 yıl evde vakit geçiren 2 çocuk annesi Atak, aile dostlarının tavsiyesiyle Tarım ve Orman Bakanlığının "Uzman Eller Projesi"ni araştırmaya başladı.
Başvurusu onaylanan Atak, 15 yıllık özel sektör deneyiminin ardından geçen yıl ekimde 20 koyun ve bir koçla başladığı besicilikte 55 küçükbaşın bulunduğu çiftliğin sahibi oldu.
- "Hepsi çocuğumuz gibi"
Hatice Atak, AA muhabirine, eşiyle doğal hayatı çok sevdiğini, salgın öncesinde de doğal beslenmeye özen gösterdiklerini söyledi.
Akıllarında hep bir çiftlik kurma hayali olduğunu belirten Atak, bir aile dostunun kurduğu çiftlikten etkilenmeleri üzerine harekete geçtiklerini anlattı.
Çiftlik için devletin projesiyle 250 bin lira hibe aldığını vurgulayan Atak, şöyle konuştu:
"İle De France cinsi koyun yetiştiriciliği yapıyorum. Hayvanları çok severim ama bakımı bana göre değildi. Koyunlarım gelene kadar 'Ben yapamam.' diyordum ama şimdi her şeyleriyle ilgileniyorum. Onların doğum süreçlerine dahil oluyorum. Annesini emmeyen oluyor, kucağımızda biberonla besliyoruz. Çocuklarım da ilgileniyorlar. Kuzularımıza isim veriyorlar. Sabah yemlerini veriyoruz, genel bakımlarını akşam yapıyoruz. Hasta olanlar varsa ilaçlarını veriyorum, göz damlalarını damlatıyorum. Hastalandıklarında çok üzülüyoruz. Hepsi kendi çocuğumuz gibi."