banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Hakan Fidan anlattı! 7 Şubat MİT krizinde bunlar yaşandı

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, CNN Türk'te Gece Görüşü programına konuk oldu. 7 Şubat'taki MİT krizi ve Irak'ta yaşananları anlattı. 

19 Mart 2024
Hakan Fidan anlattı! 7 Şubat MİT krizinde bunlar yaşandı

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, CNN Türk'te Gece Görüşü programında Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat'ın sorularını yanıtladı. Bakan Fidan, Irak'ın terör örgütünün Süleymaniye'de lojistik olarak desteklenmesine tepki göstererek, "Süleymaniye'deki arkadaşlarımızın yol yakınken hatalarından geri dönmesi, Türkiye ile dostluklarını tarihte olduğu gibi bugün de perçinlemeleri ve ortak geleceğe beraber hareket etmemiz gerekli. Ben bunu yapacağım ve bunu yaparken de sana hile kurmuyorum, tuzak kurmuyorum, yüzüne söylüyorum. Bundan vazgeç çünkü bu senin lehine değil, hiç kimsenin lehine değil" ifadelerini kullandı.

 

"İMZALANMASI İÇİN UĞRAŞIYORUZ"

İşte Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın açıklamalarında öne çıkanlar: 

"Terörle mücadelede Irak'taki hem arazideki, hem siyasetteki çalışmalarımız önem arz ediyor. Son 20 yıldır Irak zor zamanlardan geçti. Son 4-5 yıldır savaşsız belli miktarda normalleşmiş siyasetin gerekliliklerini yapabilecek duruma gelmiş durumda. Hükümetle uyum içerisinde çalışmaya gayret ediyoruz. Irak halkına temel hizmetleri götürmede başarısız. PKK, Irak'taki karışıklıktan faydalanarak mevcudiyetini kalıcı hale getirmiş ve pozisyonunu genişletmiş. Arazide yoğun bir mücadele içerisindeyiz. Bunun bir de stratejik yönünü çizerek Irak'ı bunun içerisine çekmek istiyoruz. PKK Irak ve Suriye'de başkalarının desteğiyle büyük yerler işgal ediyor. Bu durum Irak ve Suriye'ye fazla zarar veriyor. Bunu muhataplarımıza anlatıyoruz. Etkileyici bir argüman bu. Irak'taki bütün makamlarla geliştirdiğimiz ilişkilerle bu noktaya geldik. PKK'yı 'yasaklı örgüt' ilan ettiler. Irak'ta iktidarın bileşenleri var. Bunların aynı konuya destek vermeleri önemli. Biz sadece güvenlik eksenli değil ekonominin de enerjinin de içinde olduğu büyük bir ilişkiden söz ediyoruz. Ekonomik kalkınmayı esas alan bir ilişkiye girdiğinizde güvenlik sorunlarının ortadan kalkması gerekiyor. Cumhurbaşkanımıza duyulan güven önemli.

Onlarla yıllardır sürdürdüğümüz temas önemli. Bizim duruşumuz hiçbir zaman farklı olmadı. Hep aynı mesajı aynı niyetle verdik. Bunu gördüler. İllegalitenin olduğu yere büyük ekonomik yatırımların olmayacağını gördüler. Irak'ın buna ihtiyacı var. Ekonomik ve güvenlik boyutlarına İran da dahil olabilir. İran'la bir araya geldiğimizde Irak'ı ve terörü konuşuyoruz. Ama bölgesel kalkınma önemli. Aramızda devam eden bir ilişki mekanizması var. Bizi bunu daha kurumsallaştırmak istiyoruz. Nisan ayında Cumhurbaşkanımızın ziyareti söz konusu. Ziyarete kadar belirli anlaşmaları hayata geçirmeye çalışıyoruz. Üzerinde çalıştığımız sadece güvenlik değil ekonomi, tarım, su gibi birçok alanda çalışıyoruz. Bu çerçeve anlaşmasının Cumhurbaşkanımızın ziyaretinde imzalanması için uğraşıyoruz.

 

"BİZ PKK'YI YOK EDERKEN DOST ÜLKELERLE DÜŞMAN OLMAK İSTEMEYİZ"

Yürüyen istihbari işbirliğimiz var. Güvenlik ve terör eksenli işbirliğimiz var. Suriye ve Irak arasındaki terör geçişini önlemek için merkezi hükümetle çalıştık. Haşdi Şabi ile Sincar'a yönelik konuştuk. Amacımız Irak ve Suriye arasındaki sınır emniyetini sağlamak. Örgütün aradaki boşluğu kullanmaması lazım. Örgüt iki yerdeki gücünü bir araya getirerek sinerji yaratmak istiyor. Terör örgütünün kendisini içine gömdüğü yerlerde sıkıntımız var. Diplomasi yoluyla yapılacak şeyleri iyi yaparsanız kavgayı azaltırsınız. Süreci iyi yönetirseniz istihbaratınıza ve askerinize daha az iş düşer. Bizim amacımız ortaklarımızı terörle mücadelede ortak hareket etmek. Bu onların da çıkarına. Irak'ta herkes elektrik, yol, hastane, iyi eğitim istiyor. Koalisyona ciddi baskı yapıyorlar. Petrol açısından zengin bir ülke. Siyasiler kalkınmaya odaklanmak istiyorlar. Bu konuda bizden daha iyi bir örnek ve ortak olamaz. Bizim dış politika vizyonumuz önemli. Bölgede ortak refaha dayalı bir vizyon. Bunun olması için güvenlik sorunun ortadan kalkması lazım. Bizim için önemli olan Irak'ın onları tehlike görmesi. Biz PKK'yı yok ederken dost ülkelerle düşman olmak istemeyiz. Bizim önemsediğimiz şey örgüte sahip çıkmamaları ve destek vermemeleri. Süleymaniye konusunu ilk kez gündeme getirdiğimiz açıktan hiç isim kullanmadık."

"SÜLEYMANİYE HATADAN DÖNMELİ"

Soru: Bafel Talabani... Terör örgütüne verdiği destek biliniyor. Sizin de uyarılarınız oldu. Diplomatik olarak uyarılar yerine ulaştı mı? O mesajı aldı mı? Nasıl bir süreç bekleniyor? Süleymaniye bir üs olmaktan çıkacak mı? 

"Süleymaniye konusunu ilk defa yoğun bir şekilde gündeme getirdiğimizde, açıkta biz hiçbir zaman şahıs ismini kullanmadık. Süleymaniye'deki KYB liderliği diyelim ve onu oluşturan ekibin PKK ile olan ilişkileri samimiyeti, bizim için bir problem olmanın ötesinde artık bir ulusal güvenlik tehdidi olmuştur. Biz bunu önceden istihbari olarak sürekli raporluyorduk.

Onlarla da gizli olarak bu konu hep görüşülüyordu, endişelerimiz aktarılıyordu son üç dört yıldır.

Fakat belli bir noktada bunun alenileştirilmesi ve farklı türden bir baskıyla gidilmesi gerekiyor. Çünkü biz daha sonra bir adım attığımızda, bu ne uluslararası sisteme ne bölgedeki aktörlerimize sürpriz olmamalı. Bununla ilgili biz endişelerimizi iletiyoruz.

Bizim istediğimiz Süleymaniye'deki yönetimin PKK ile ilişkilerini kesmesi. Yoksa al eline silahı git onunla savaş meselesi o kendi bileceği iş. Ama destek vermesi; ben PKK ile mücadele ederken onu da dost olarak görmek istiyorum.

Süleymaniye şehri çok kadim bir şehirdir. Osmanlı İmparatorluğu zamanında, imparatorluğa çok kıdemli memurlar, alimler yetiştirmiş bir şehirdir.

Böyle büyük bir şehrin, yani tarihin ironisi olarak karşımıza Türkiye Cumhuriyeti'nin hasımlarının istifade ettiği yer olarak çıkması manevi olarak da bizi çok üzüyor. Bu manevi yanlışın bir defa düzeltilmesi lazım.

İkincisi, örgütün Süleymaniye civarında varlığına destek vermekle kalmıyor, diğer taraftan Suriye'deki YPG'nin lojistik açıdan desteklenmesi konusuna da Süleymaniye'yi bir dayanak olarak sunuyorlar.

Bu konuda bastırdığınız zaman diyorlar ki, "Bu konuda bizim çok fazla yapacağımız bir şey yok. Bu Amerika'nın baskısı, onlar geliyorlar Süleymaniye'deki ortamı kullanıyorlar. Bir hava köprüsü kurmuş durumdalar, gidiyorlar geliyorlar"

Biz bu türden mazeretleri kabul etmiyoruz. Geçtiğimiz aylarda bir hava harekatı da düzenlendi. Açıkçası bu konudaki baskımız devam edecek. Bizim arzumuz Süleymaniye'deki arkadaşlarımızın yol yakınken hatalarından geri dönmesi, Türkiye ile dostluklarını tarihte olduğu gibi bugün de perçinlemeleri ve ortak geleceğe beraber hareket etmemiz.

Bizim Erbil, Süleymaniye, Bağdat, Kerkük, Musul; burada geleceği hep beraber kuracağız. Terör örgütüne, PKK'ya veya DEAŞ'a burada yer yok. Bunları bizim sistem dışına atmamız lazım.

Biz bu ruhla, bu zihinle bu aktörlere yaklaşıyoruz. İnşallah gereğini yaparlar. Geçtiğimiz günlerde bir temas esnasında aktardık bu görüşleri, bekliyoruz. 

Soru: İleri tedbirler demiştiniz. Aksi takdirde ileri tedbirler gündemde o zaman...

Yani şöyle, siz benim düşmanıma destek verdiğiniz sürece benim ne yapmamı bekliyorsunuz? Biz bu konuda açığız, kendilerine de söylüyoruz. Ne yapacağım, bir tedbir geliştireceğim. Bu düşmanın senden istifade etmesinin yolunu engellemek benim görevim. Ben bunu yapacağım ve bunu yaparken de sana hile kurmuyorum, tuzak kurmuyorum, yüzüne söylüyorum. Bundan vazgeç çünkü bu senin lehine değil, hiç kimsenin lehine değil.

Süleymaniye'deki halk, Türkiye'nin dostu olan bir halk terör örgütüyle işi olabilecek bir halk değil ki.

 

"FETÖ'YE KARŞI CUMHURBAŞKANIMIZIN ÖNDERLİĞİNDE MÜCADELE BAŞLATTIK"

7 Şubat krizi aslında FETÖ'nün kendisini açığa çıkarttığı ilk büyük operasyonlardan biri. MİT'e geldiğimde artık sistemin zehirli bir sarmaşık gibi FETÖ tarafından ele geçirilemeye başladığını görmüştüm. Adına paralel devlet dediğimiz bunu hakim kılmaya yönelik bir çaba vardı. 28 Aralık 2011 MGK günü o zaman Başbakanlık Müsteşarıydı Efkan Bey. Biz bu tehdidinin farkındayız. Bunu yönetmek gerekiyordu. Biz MGK'dayken Başbakanın kendi konutuna ve resmi konutuna tim gönderdik ve dinleme cihazları bulduk. FETÖ'cülerin koyduğu dinleme cihazlarıydı bunlar. O bu konunun nasıl ilan edileceğini biliyordu. Biz bunu bulduk ve raporladık. FETÖ'cüler bunu bildiler. Uludere kazası oldu. FETÖ'cü yayın organları bunu bizim üzerimize atmaya çalışıyorlar. Bunlar kendi üstlerine gelineceğini biliyorlar, suçları ortaya çıktı ve artık MİT'i hedefe koydu. Çünkü bunu MİT ortaya çıkardı. İlk önce bunu başlattı. Cumhurbaşkanımız bir cuma namazı çıkışında bunlara örtülü bir mesaj verdi. 7 Şubat'ta kriz patladı. FETÖ'ye karşı Cumhurbaşkanımızın önderliğinde mücadele başlattık. Milli mücadele dönemi gerçekten. Daha sonra da 2016 çıkardık attık FETÖ'yü. Biz o zaman da endişe etmedik şimdi de endişe etmiyoruz. Türkiye'nin düşmanlarıyla mücadeleyi Cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde canla başla devam ettiririz.

Reformlar konusunda başka bir program yapmak gerekiyor. Türkiye'nin stratejik zihin seviyesini yukarıya çıkartarak ileri gitmesi gerekiyor. Türkler kurulu sistemleri işletmede çok iyiler. Ben MİT'e geldiğimde şuna baktım. Batılı istihbaratların yaptıklarını ben neden yapamıyorum? Terörle mücadeleyi düşünelim. İçerde terör hiçbir şekilde barınamaz. Terörün asıl unsurları dışarda. Dışarda olması gereken unsur MİT. Peki MİT neden dışarı gitmiyor? Neden daha fazla oraya gitmiyor? Buna uygun bir istihbarat yapısına ihtiyacımız var. 3 tane alan önemli. Terörle mücadele, stratejik istihbarat ve kontra espiyonaj. Bunların kullanacakları neler? Haber toplayacaksınız ve TSK'yı sokmak istemediğiniz yerde savaşı yürüteceksiniz. Gri alanları yöneteceksiniz. Teknoloji kullanmanız gerekiyor. İstihbarata karşı koymada da İsrail istihbaratları yakalanıyor. Bunlar önceden de vardı ama yakalanamıyordu. İbrahim Bey de oraya çok iyi oldu. Sürekli iletişim halindeyiz. MİT'in geldiği noktaya şu an dışardan bakıyorum göğsümüzü kabartıyor."

banner205

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.