Geçtiğimiz gün Selam vermek ,hayırlı işler dilemek için bir muhtarı işyerinde ziyaret ettim.
Hoş beşten sonra masanın üstünde bir sürü tebligat yığılı bunlar ne muhtarım!
İcramı senet protestosu mu?
Vergi borcumu malum ekonomik kriz derken, yok abı çoğu trafik cezası.
Yapma ya dedim, bu kadar çok cezamı yazılıyor bunların hepsi şehir içinde yazılan cezalar dedi.
Bu arada ilginç bir şey anlattı bir Mahalle sakini trafik ceza tebligatını almak için işyerime geldi, yani alıp çıkacak bekleme falan yok saniyelerle süren bir iş.
Arabasını caddeye koyup gelmiş, aldı gitti derken trafik ceza tebligatını almak için geldiği anda yine ceza yazmışlar.
Maalesef durum bu Özellikle Hürriyet Caddesi ,Atatürk caddesi, Uludağ caddesi ,Milli Egemenlik Caddesi bu Caddeler sıkıntılı.
Millet araç park yeri bulamamaktan şikayetçi.
Zaten sıkıntılı olan Park yeri Seyyidharun Çevre projesinden sonra bir kat daha arttı.
O bölge yüzlerce araç park ediliyordu şimdi değil park etmek araçla bile girmek yok.
E o zaman oradaki araçlar nereye park edilecek, en yakın hürriyet caddesine, orada doldu nereye Pazar yeri orası zaten dolu…
Tabii ki Cezalar yazılıyor dedik; olayın diğer boyutu Caddelerimizde nizam ve intizam olmadığı için sürücüler ve yayaları zora sokan durumlar almış başını gidiyor.
Ceza yazmadın denetim yapmadın adam marifetmiş gibi dörtlüleri yakıp buna özellikle milli egemenlik caddesinde çok rastlıyorum İki, üç hatta dört araç yan yana park ediyor, yaya geçide park ediyor, kaldırımlar düşük olduğu için kaldırıma kadar çıkıyor, Yayalara öncelik vermiyor park etmemesi gereken yerlere park ediyor derken , buna ek olarak ters yönden caddelere çıkan sürücüler fazlası ile çoğunlukta olunca trafiğin halini siz düşünün.
Trafiğin yoğun olduğu saatlerde, sürücülerin her an patlamaya hazır bomba haline gelmesi de ayrı bir sorun olarak karşımızda duruyor doğal olarak…
Yani zincirleme trafik kazaları gibi bir durum çıkıyor ortaya. “Zincirleme Halk Patlaması…”
Caddelerin fazlaca düzensiz olmasından da kaynaklanan trafik keşmekeşliği, denetim yapmasan daha da içinden çıkılmaz hale geliyor.
Gel de çık işin içinden, gel de halk patlaması yaşama… Herkes kendisini düzeltmedikçe bu işlerde düzelme olmayacağına kanaat getirdim artık.
Hani derler ya; “bu kafayla gidersen askere, zor alırsın tezkere…”
Tabii ki bu işin baş sorumlusu yerel yönetimler , Popülist politikalarla esas yapması gereken işleri bırakıp başka işlerle uğraşırsa sonuç bu olur.
Ben şunu yaptım ben bunu yaptım demekle olmuyor bu işler sen bu Şehrin trafik sorunu çözmek için ne yaptın bana onu söyle…
Seydişehir İlçe merkezinde, pazar yeri hariç (o da haftanın beş günü hizmet görüyor) Şehir Merkezinde birkaç vatandaşa ait arsadan başka ve bu amaçla ayrılmış bir tek metre kare bile araç parkı diyebileceğimiz yer yok.
Elbette trafik sorunu, bu günün sorunu değil. Ancak ortada bir sorun varsa, çözüme yönelik tedbirler de her dönemde alınmalı ve sorunun ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar sürekli olarak yapılmalıdır.
31 Mart Yapılacak seçimlerde başkan adayları bu konuyu birinci gündem maddesi haline getirmeli ve bu işe yönelik çözüm politikaları ortaya koymalı diye düşünüyorum.